Ana Sayfa Batı Trakya Haberler NUREL ŞENER: “EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİDİR, EĞİTİMLİ VE DONANIMLI İNSAN KOLAY BULUNMAZ”

NUREL ŞENER: “EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİDİR, EĞİTİMLİ VE DONANIMLI İNSAN KOLAY BULUNMAZ”

79
0

T.C. Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener’in eşi Nurel Şener: “Tarlada çalışacak insan her zaman bulunur. Ama eğitimli ve donanımlı insan kolay bulunmaz” dedikten sonra ikamet ettiği konutun kapılarını Birlik gazetesi’ne açtı. Kendileriyle bir sohbet ve söyleşi teklifimizi geri çevirmeyen Nurel Hanım’a sonsuz teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Birlik gazetesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener’in değerli eşleri Nurel Şener hanımefendiyle bir röportaj gerçekleştirdik. Nurel hanım geçmiş dönemlerdeki kendi iş kariyerinden, eşinin diplomat olmasından dolayı taşıdığı sorumluluğa ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nın eğitim problemlerinden, buradaki Türk kadınının yaşadığı sıkıntılara dair bir çok konularda önemli konulara değindi mesajlar verdi.

Birlik Gazetesi:

Öncelikle kısaca bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?

Nurel Şener:

1976 yılında Adana’da dünyaya geldim. Daha sonra Özel Tarsus Koleji’nden mezun oldum, eşim İlhan Şener beyle bu yıllarda tanışmıştık. Liseyi tamamladıktan sonra 1994 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girerek buradan da 1998 yılında mezun oldum. Üniversiteyi bitirmeden önce okulun ajansında çalışıyordum. Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi Haber Ajansı (MİHA) diye bir ajansımız vardı. Biz o yıllarda burada haber yapıp, bu yapmış olduğumuz haberleri de Hürriyet’e, Sabah gibi bazı basın yayın organlarına veriyorduk ve bu haberler ismimiz ile yayınlanıyor, bu da bizim için bir gurur kaynağı oluyordu. Bu dönemde Kayhan Güven hocamız gibi birbirinden değerli öğretmenlerimiz vardı. Onları unutmadım, buradan hepsine bir kez daha çok teşekkür ediyorum.

Birlik Gazetesi:

Daha önce gazetecilik mesleğinde bir kariyeriniz var, biraz bu deneyiminizden bahseder misiniz?

Nurel Şener:

Hürriyet gazetesinde  Hürriyet Dış Haberler bölümünde üçüncü sınıfta staja başladım. Orada tabii tam anlamıyla ne kadar gazetecilik yapabiliyorsunuz, ben orada sadece ajanslardan gelen haberleri düzenliyor ve haber çevirisi yapıyordum. Burada kısa bir dönem kaldım. Bu arada özel şirketlere de özgeçmişimi (Cv) verdim. İyi bir deneyimdi ve benim için artı oldu.

Birlik Gazetesi:

Birlik gazetesi olarak edindiğimiz bilgilere göre Türkiye’nin büyük iletişim şirketleri arasında yer alan Türkcell’de görev almışsınız, biraz buradaki görevinizden bahseder misiniz?

Nurel Şener:

Biraz önce de belirttiğim gibi bazı şirketlere başvurularım olmuştu. O dönemde Türkcell yeni kurulmuştu ve Türkcell’e kabul edildim. Daha sonra gazeteyi bırakıp Türkcell’e devam ettim. İstanbul Tepebaşı Türkcell’de en çok geçirmiş olduğum bir dönem oldu. Çünkü 1998 yılında, yeni kurulmuş bir şirketti. Türkcell bir iletişim şirketi olduğundan dolayı da iletişim mezunlarına oldukça fazla önem veriyor ve bu kadrolardan bünyesine eleman alıyordu. Aynı zamanda Türkiye’de kurulan ilk GSM şirketiydi, bu hala daha böyle devam ediyor. Çünkü yatırımları çok fazla, insana değer veriyor, personelin eğitimi için çok çalışıyor. Ben Türkcell’den mesleğim adına çok iyi şeyler aldım.

Evlendikten sonra tayinimi, Ankara’ya istedim. Burada yöneticilik yaptım. Bu da benim için ayrı bir deneyimdi. Ankara’da da Türkcell yeni kurulmuş ve o zaman daha insan kaynakları yoktu. Burada iş görüşmelerine girip yeni personel alımında görev aldım. Kısacası Türkcell benim için çok güzel bir deneyimdi.

Birlik Gazetesi:

Eşinizin ilk görev yeri olan Makedonya Üsküp (FYROM) ve daha sonraki gittiğiniz yerler hakkındaki izlenimleriniz nelerdir?

Nurel Şener:

Türkcell’de iş kariyerime devam etmek isterdim, ama eşimin görevi dolayısıyla ilk tayinimiz Makedonya Üsküp oldu. Fedakarlık yapmak gerekiyordu. Eşimin yürüttüğü görev sebebiyle fedakar olmak zorundayım. Çünkü eşimin görevi de kolay bir iş değil, sorumluluğu çok fazla, bir ülkeyi temsil ediyor. Ne olursa olsun, her şekilde sorumluluklarımızı yerine getirmemiz lazım. Bu şekilde Türkcell’den ayrıldım.

“Buradaki Türk azınlığı kadar, oradaki insanlar sıkıntılı zamanlar geçirmedi”

Eşimle birlikte Makedonya Üsküp’e gittik. Eşimin ilk tayiniydi, burası da bizim için çok güzel geçti. Üsküp’te yaşayanların sorunlarıyla, buradaki soydaşlarımızın sorunları çok farklı. Ama buradaki Türk azınlığı kadar, oradaki insanlar sıkıntılı zamanlar geçirmedi. Ayrıca şöyle bir avantajımız var, Makedon halkı Türkleri çok seviyor. Ayrıca orada Osmanlı izlerinin çok daha fazla olduğunu gördüm. Üsküp’ten sonra yine eşimin görevi gereği Yunanistan’ın Selanik şehrine, buradan Ankara’ya, Ankara’dan tekrar Atina’ya döndük. Atina güzel, keyifli ve zordu. Ama burası Batı Trakya kadar zor olmadığını düşünüyorum. Çünkü burada azınlığın problemleri, sıkıntıları çok daha fazla olduğunu görüyorum. Oradaki Yunanlıların Türklere bakış açısıyla buradaki Yunanlıların Türklere bakış açısı çok farklı. Atina’daki Yunanlılar, Türklere daha fazla evrensel bir dünya gözüyle bakabiliyor ve ön yargıların biraz daha azalmış durumda olduğunu görüyorum. Kısaca insana değer veren bir kesim de var diyorum.

Birlik Gazetesi:

Diplomat eşi olmanın ne gibi bir zorlukları var, bu iş aileden bir şeyleri  alıp götürüyor mu?

“Bu değişim; çocukları hayata karşı daha güçlü kılıyor, bakış açıları daha farklı ve daha sosyal oluyorlar”

Nurel Şener:

Aslında hem çok güzel bir şey, hem de çok zor bir şey. Dışarıdan bakıldığında dünyayı geziyorsun bu iyi yanı diyebilirim. Zor tarafı ise çocuklar tarafı olanı, onlar arkadaşlarından, öğretmenlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Bir ülkenin tam dilini öğreniyorlar, bir iki yıl sonra başka bir yere gitmek zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla çocuklar için de her şey yarıda kalmış oluyor. Onlar her gittikleri yere adapte olmaya çalışıyorlar. Ama çocuklar için bu adaptasyon daha kolay, en azından ben alıştım. Bu değişim; çocukları hayata karşı daha güçlü kılıyor, bakış açıları daha farklı ve daha sosyal oluyorlar.

Birlik Gazetesi:

Eşinizin görevi gereği çok kısa bir süreden beri Batı Trakya’da bulunuyorsunuz, buradaki Türk azınlığını nasıl buldunuz?

Nurel Şener:

Öncelikle buradaki Türk azınlığı soydaşlarımız, yıllarca çok çile çekmişler. Tek bir şey söyleyebilirim, burada yaşayan insanların problemini dışarıdan bir insan asla anlayamaz. Bunu anlamak için burada yaşamak gerekir. Burada olmak apayrı bir şey. Olayların içinde olunca bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Çünkü yıllarca bu insanlar burada çok şeyler yaşamışlar, mücadele etmişler ve çok zorluk çekmişler. Geçmişle kıyaslandığında şimdiki durum elbette çok iyi diyebiliriz. Ama inşallah daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Bunun için de birlik ve beraberlik çok önemli. Sıkıntılarımız problemlerimiz olabilir, biz birbirimizi sevmeyebiliriz. Ama ne olursa olsun, biz bunu asla dışarıya yansıtmamalıyız diye düşünüyorum. 

Birlik Gazetesi:

Siz eşi olarak bize İlhan beyden ve biraz da kızınız Ayşe Bige’den bahseder misiniz?

Nurel Şener:

İlhan beyin üniversiteye girmeden bile Dışişleri’ne girme hayali vardı. Üniveriste yıllarından itibaren Batı Trakya ile çok ilgiliydi. Buraya ilk gelişi değil. Üniversite yıllarında iken buraya defalarca geldi. İşte o yıllarda sorunlarla, problemlerle yakından ilgileniyordu. Arkadaşlarına buradaki sorunların neler olduğuna ilşikin hep çevresine sorular soruyordu. İşte Allah kısmet etti ve buraya Başkonsolos olarak göreve geldi. İlhan, işini çok severek yapan bir insan ve burada olmaktan çok mutlu. Buradaki soydaşlarımız için gözünü kırpmadan, elinden gelen her şeyi yapabileceğine inanıyorum. Ayrıca şunu da ifade etmek istiyorum; Türk Yunan dostluğuna çok önem veren bir insan. Önemli olan buradaki insanlarımızın huzurla yaşaması, İlhan bey de bu konuda elinden geleni yapmaya hazır, onun için de buradayız. Kızım 2004 yılında Selanik’te doğdu. Adı Ayşe Bige. Her baba gibi İlhan bey de kızını çok seviyor, Atatürk’ün doğduğu yerde kızımızın dünyaya gelmiş olması, bizler için ayrı bir gurur kaynağı. Batı Trakya’ya gelmeden önce bir kez daha kızımızı, Atatürk’ün evine götürerek hatıra fotoğrafı çektirdik. İlhan bey her baba gibi kızını çok seviyor, eşini çok seviyor, buradaki soydaşlarımızı çok seviyor.

Birlik Gazetesi:

Soydaşların yoğun olarak yaşadığı bu bölgede, hayata geçirmek istediğiniz bir çalışmanız veya bir düşünceniz var mı?

Batı Trakya Türk kadınının elinden her türlü iş geliyor”

Nurel Şener:

Ben burada ve onlarla birlikte olmaktan çok mutluyum. Onlar için elimden ne geliyorsa bunu yapmaya hazırım. Gerçekten her zaman onları desteklemeye hazır olduğumu belirtir ve daima onların yanındayım. Özellikle burada Batı Trakya’da çokcukların eğitimi için Okutan Anne projesi var, bunu desteklemek istiyorum. Bunu daha fazla ve daha geniş alanlara yaymak, daha faydalı olur düşüncesindeyim. Ayrıca şunu da ifade etmek istiyorum. Batı Trakya Türk kadınının elinden her türlü iş geliyor. Çünkü tarla gidiyor, çalışıyor, daha sonra evine geliyor, eşine çocuklarına bakıyor, yemeğini yapıyor, buna benzer her alanda her türlü fedakarlığı yapıyor.

Tarlada çalışacak insan her zaman bulunur. Ama eğitimli ve donanımlı insan kolay bulunmaz”

Bana göre Batı Trakya Türk kadını, erkeklerden daha çok çalışıyor. Onların desteklenmesi gerekiyor. Özellikle çocuklar okula gönderilsin, bu çok önemli. Mutlaka eğitimimize önem vermeliyiz. Özellikle kız çocuklarına bu imkan, çok daha fazla verilmeli. Çünkü çocuklar ne kadar çok donanımlı ve eğitimli olursa, hayata karşı hem güçlü ve hem kendine güveni olur. Bu kız veya erkek farketmez. Bizlerin burada güçlü bir toplum olarak ayakta durabilmemiz için eğitim çok önemlidir. Tarlada çalışacak insan her zaman bulunur. Ama eğitimli ve donanımlı insan kolay bulunmaz. Dolayısıyla onlara sonsuz destek vermemiz gerekir.

Birlik gazetesi olarak sayın Nurel Şener hanıma; bu değerli düşüncelerini Birlik gazetesi okuyucuları ve Batı Trakya Türk kamuoyuyla paylaştığı için teşekkür eder, ailesine de tekrar Batı Trakya’ya hoşgeldiniz diyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz