Ana Sayfa Batı Trakya Haberler BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI DERNEKLERİ’NDEN VENİZELOS’A MEKTUP

BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI DERNEKLERİ’NDEN VENİZELOS’A MEKTUP

15
0

Batı Trakya Türk Azınlığı Dernekleri ve Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ), Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evaggelos Venizelos’a bir mektup gönderdi.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın sorunlarını geniş kapsamlı olarak konu alan yazılı mektupta ayrıca Venizelos Batı Trakya’ya davet ediliyor. Mektup Batı Trakya Türk Azınlığı Derneklerinin de imzasıyla Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evaggelos Venizelos’a gönderildi.

 

Sayın Evangelos Venizelos

Yunan Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı

Pan-Helenik Sosyalist Hareket Lideri

 

Sayın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı,

Öncelikle kısa bir süre önce üstlendiğiniz Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı göreviniz için tebriklerimizi sunarız. Ülkemiz Yunanistan’ın içinden geçmekte olduğu bu zor süreçten tüm vatandaşların elbirliği ve alınması zaruri olan önlemlere gösterecekleri anlayış sayesinde güçlenerek çıkacağına olan inancımızı belirtmekten onur duyar, bu zor görevinizde başarılar dileriz.

 

Sayın Bakan,

Ülkemizi karanlık günlere sürüklemek isteyen ve bölgemizde yüzyıllardır var olan barış içinde bir arada yaşama kültürünü ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli tahriklerde bulunan Altın Şafak Halk Birliğinden milletvekili Hristos Pappasın soru önergesine verdiğiniz 27 Haziran 2013 tarih ve 28922 sayılı yanıtınızı medyadan öğrendik.

Açıkça arz etmek isteriz ki söz konusu önergede değinilen ABD Dışişleri Bakanlığı Raporunda yer alan “Pomak topluluğun bazı üyeleri Türkçe-konuşan topluluk üyelerince kendilerine Türk kimliğinden ayrı bir Pomak kimliği olduğunu inkâr etmeleri için baskıda bulunulduğunu iddia etmektedirler. Bazı Pomaklar Pomak topluluğu üyelerinin kendilerini Türk olarak tanımlamaları için parasal teşvikler aldıklarını öne sürmektedirler” şeklinde ifade esasen görüleceği üzere bir tespit değil, iddianın aktarılmasıdır.

Türk-Yunan Nüfus Mübadelesinin kapsamı dışında bırakılan biz Azınlık üyelerinin Lozan Antlaşmasında “Müslüman Azınlık” olarak nitelendiğini ve ülkemiz Yunanistanın Azınlığın etnik kimliği konusundaki resmi görüşünü bilmekteyiz. Ancak şunu kayda geçirmekte zaruret görürüz ki, resmi makamlarımızca “Müslüman Azınlık” veya “Trakya Müslümanları” olarak adlandırılan Azınlık, hiçbir baskı ve yönlendirme altında olmaksızın etnik kimliğini “Türk” olarak tanımlamaktadır.

Hem demokrasinin beşiği Yunanistan’ın vatandaşları, hem de Avrupa Birliği’nin yurttaşları olarak, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda herkesin etnik kimliğini istediği şekilde tanımlamaya hakkı olduğuna, buna paralel olarak kimsenin kimseye etnik kimlik ve kültür dayatma hakkının bulunmadığına inanmaktayız.

 

Sayın Bakan,

Söz konusu iddiaları adlarında “Pomak” ve “Roma” sözcükleri geçen, ancak üye sayıları çift haneli rakamlara ulaşmayan ve Azınlığı hiçbir surette temsil etme niteliği bulunmayan derneklerin yöneticilerinin maksatlı olarak öne sürdüklerini düşünmekteyiz. Söz konusu derneklerin “Pomak” köyü olarak takdim etmeye çalıştıkları İskeçe’nin Şahin köyündeki öğrenci velileri 2012 yılı sonunda resmi makamlara arz ettikleri dilekçelerde çocuklarını Lozan Antlaşmasının ruhuna uygun şekilde kurulacak ve Türkçe-Yunanca eğitim verecek Azınlık anaokullarına göndermek istediklerini kayda geçirmişlerdir. Şahin’de yaşanan ve burada ayrıntısına girmek istemediğimiz kayıt sorunu hakkında Bakanlığınız memurlarından gerekli bilgileri almanız mümkündür. Şahin’deki velilerin, çocuklarının eğitimden geri kalmalarını göze alacak şekilde anılan dilekçelerin yazımında “Türkçe-Yunanca Azınlık anaokulları” ifadesinin yer alması kabul edilinceye kadar aylarca direnmelerinin zaten Azınlığın Türk etnik kimliği konusundaki kararlılığını açıkça gözler önüne serdiğini değerlendirmekteyiz.

 

Sayın Bakan,

Etnik kimlik bağlamında bu vesileyle dikkatinizi Azınlık derneklerimizin durumuna çekmek istiyoruz. Bölgemizi ziyaret eden çeşitli Avrupa heyetleri İskeçe Türk Birliği’ni ziyaret ettikleri zaman kapıdan girerlerken tabelanın asılı bulunduğu yerin neden boş olduğunu sormaktadırlar. Bizler, Yunan ve AB vatandaşları olarak, ülkemizde adlarında “Türk” sözcüğü geçen derneklerin ya kapatıldıklarını ya da kuruluş dilekçelerinin kabul edilmediğini söylerken, samimiyetle arz ediyoruz, utanmaktayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Demeği ve Evros Azınlık Gençleri Derneği davalarında verdiği kararlar malumunuzdur.

Batı Trakya’da adlarında “Pomak” ve “Roma” sözcükleri içeren derneklerin kurulmalarının teşvik edildiği, buna mukabil adlarında “Türk” sözcüğü geçen derneklerin kapatıldıkları ve/veya kurulmalarının engellendiği ve bu konudaki ilgili AİHM kararlarının dahi anlaşılması güç gerekçelerle uygulanmadığı dikkate alındığında, Trakya’da aslında Türk etnik kimliği ve kültürünün baskı altında tutulmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir.

Ülkemiz aleyhine kamu düzenine aykırı hareket ettiği ve diğer bazı mesnetsiz gerekçelerle kapatılan İskeçe Türk Birliği’nin, Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği’nin bugüne kadar ülkemiz aleyhinde herhangi bir olumsuz faaliyet içerisinde olduğu kesinlikle iddia edilemez. Bugün İskeçe Türk Birliği’nin salonundaki duvarda İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında ülkemiz Yunanistan için canlarını veren Azınlık mensuplarının isimleri gururla sergilenmektedir. Hukukun üstünlüğüne inanmış Yunan vatandaşları olarak AİHM’nin bu kararlarının iç hukukta uygulanmalarını yıllardır beklemekteyiz. Esasen bu konu da ABD Dışişleri Bakanlığı’nın atıfta bulunulan raporunda yer almaktadır.

Sayın Bakan,

Soru önergesine verdiğiniz yanıtta, diğer hususların yanı sıra, ülkemiz Yunanistan’ın Müslüman vatandaşlarının haklarına ve dini özgürlüklerine saygı duyduğunu kaydetmektesiniz. Ancak Trakya’daki uygulamalar maalesef bu sözlerinizi doğrulamamaktadır. Seçtiğimiz Müftüleri devletimiz tanımamaktadır. Devletimizin tayin ettiği “Müftü”lere ise bizler itibar etmemekteyiz. Vakıflarımızı yöneten idare heyetleri Cunta döneminden bu yana tayinle işbaşına gelmektedirler. Türkçe-Yunanca Azınlık anaokulları açılması talebimiz dikkate alınmamaktadır. Mevcut iki Azınlık ortaokul-lisesinin ihtiyaca yanıt vermediği ortadadır. Ancak ilave Azınlık ortaokul-lisesi açma taleplerimizi de yetkili makamlarımız görmezden gelmektedirler. Geçen yıl ilgili Bakanlıktan ruhsat izni çıkan iki cenaze aracı dahi bize çok görülmüş, söz konusu izin sonradan iptal edilmiştir. Son olarak 2013 yılının başında çıkarılan 2013/4115 sayılı, devlet okullarına ve camilerimize Din Dersi Öğreticileri tayin edilmesini öngören Yasa’yı din ve vicdan özgürlüğümüze yönelik yeni bir müdahale olarak gördüğümüzü ve kabul etmeyeceğimizi Zat-ı Alinizle paylaşmak istiyoruz.

Önceki benzer yasalarda olduğu gibi yine Azınlığın görüşü sorulmadan hazırlanan ve bizleri Yunanistan Meclisi’nde temsil eden milletvekillerinin parlamento kürsüsünden ısrarla karşı çıkmalarına karşın kabul edilen bu yasanın uygulanmaması ve bu vahim yanlıştan yol yakınken dönülmesi için kişisel desteğinizi esirgememenizi şükranla karşılayacağız.

Sizi en yakın sürede Batı Trakya’da konuk etmek dileğiyle saygılarımızı sunarız.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz