YUNANİSTAN AZINLIK HAKLARI KONUSUNDA „MODEL ÜLKE” DEĞİLDİR

Atina Haber Ajansı’nın (ANA) haberinde belirtilene göre Yunanistan’ın ana muhalefet partisi PASOK’un Dış İlişkiler Koordinatorü Andreas Loverdos, Yunanistan’ın azınlık haklarının korunması konusunda Avrupa Birliği’nde „model ülke” olduğunu ve Yunanistan’ın son on beş yılda azınlık konularında gösterdiği ilerlemeden gurur duyabileceğini ifade etti. Konu ile ilgili açıklama yapan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, azınlıklar konusunda Yunanistan’ın son on beş yılda kaydettiği ilerlemenin gurur duyulabilecek bir ilerleme olmadığını ifade etti. Habipoğlu, „PASOK Dış İlişkiler Koordinatörü Andreas Loverdos’un Yunanistan’ın azınlık haklarının korunması konusunda „model ülke” olduğu görüşüne katılmak mümkün değildir. Demokrasinin beşiği ülke olarak tanımlanan Yunanistan, azınlık haklarının korunması ve yükseltilmesi konusunda Avrupa Birliği ülkelerinin gerisindedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch)’nün raporları (1990, 1992, 1999) Batı Trakya’da etnik Türk azınlığın insan haklarının ihlal edildiğini ifade etmektedir. Yunan Devleti, kültürel ve dini kimliği ile gurur duyan etnik bir Türkün sadık bir Yunan vatandaşı olabileceğini kabul etmemektedir. Türkler, devlet tarafından şüphe ile karşılanmaktadır. 13 Temmuz 2008 tarihinde Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden To Vima’da yer alan haberde Ankara’nın azınlık kartına oynayarak Batı Trakya’da kontrolü ele geçirmek istediği ifadesine yer verilmesi ülkemiz Yunanistan’da Azınlığımızın halen „öteki” olarak görüldüğünü gösterir niteliktedir. Halbuki Azınlığımız, ülkesi Yunanistan’a sadakat ile bağlıdır. Barışçıl yöntemden ve diyalogtan yanadır. Yunan Devleti ve hükümeti, Azınlığımızın mevcut sorunlarını Azınlığımız ile birlikte çözme iradesini göstermelidir”dedi. „Örgütlenme ve dernek kurma hakkı” ve anaokullar sorunu Azınlığımızın mevcut sorunlarına dikkat çeken Habipoğlu, 27 Mart 2008 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) isminde geçen „Türk” kelimesi nedeni ile kapatılan İskeçe Türk Birliği ve kurulmasına izin verilmeyen Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin 2005 yılında Yunanistan aleyhine açtığı davada Yunanistan’ın „örgütlenme ve dernek kurma hakkı”nı ihlal ettiği kararının ardından Yunanistan’ın temyize gitmesinin Azınlık’ın bir tehdit unsuru olarak görülmeye devam edildiğinin açık bir göstergesi olduğunu belirtti. Habipoğlu, devlet anaokulları ile ilgili kanunun kabul edilmesi ve 1 Ocak 2003 tarihinden itibaren doğan bütün çocukları kapsayan yasanın yürürlüğe girmesinin ardından azınlık çocuklarının kendi dilinden mahrum bırakıldığını ve Azınlık’ın çift dilli anaokulları talebinin dikkate alınmadığını ifade etti.