Ana Sayfa Arşiv ŞAHİN KASABASINDA YAĞMURA RAĞMEN HATİM TÖRENİ MUHTEŞEMDİ

ŞAHİN KASABASINDA YAĞMURA RAĞMEN HATİM TÖRENİ MUHTEŞEMDİ

9
0

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı kendine özgü dini törenler kapsamında gerçekleştirdiği kutlamalarla, her geçen gün milli ve dini kimliklerini korumaya yönelik etkinliklerde bir araya geliyorlar. Bu tür etkinliklerin Batı Trakya Türk Azınlığı’nda yeri bir başkadır. Uzaktan yakından bölgeye akın eden insanlar dini duygularını tazelerken milli kimliklerini de yaşamanın huzuru içerisnde oluıyorlar. Hatim törenleri de bu duyguların yaşanmasına vesile olan en güzel etkinliklerin başında geliyor. İskeçe’nin dağlık bölgesinde Şahin kasabasında İskeçe Seçilmiş Müftülüğü’nün katkılarıyla Şahin halkı tarafından düzenlenen hatim töreni, havanın yağmurlu olmasına rağmen yoğun bir katılımla Şahin’de bulunan Karaca Ahmet Camii’nde gerçekleşti. Törene, Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç, Konsolosluk Ataşeleri, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Milletvekili Çetin Mandacı, İskeçe Türk Birliği Başkanı, Mustafçova Belediye Başkanı Mustafa Aga, bölgedeki Nahiye Başkanları, SÖPA Derneği Başkanı Mehmet Derdiman, İskeçe Belediyesinde Eşitlik Listesi Başkanı Hasan Malkoç ve çok sayıda soydaş katıldı. Başkonsolos Mustafa Sarnıç’ı caminin bahçesinde çiçeklerle karşılayan çocukların sevgi ve heyecanları görülmeye değerdi. İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete törende yaptığı konuşmada törene katılan bölge insanlarına önemli mesajlar verdi. MÜFTÜ AHMET METE: ”BİZ NE DEVLET İSTİYORUZ, NE DE KALKIP BAĞIMSIZLIK İSTİYORUZ, KİMSE KORKMASIN BİZDEN, BİZİM İSTEDİĞİMİZ BU MEMLEKETTE İNSAN GİBİ YAŞAMAKTIR.” ”Bu gün ayrıca işçi bayramı hayırlı olsun, Allah bütün dünya insanlarını işsiz bırakmasın. Muhterem kardeşlerim, çocuklar okudukları şiirler ve ezberledikleri ilahilerle bizlere çok güzel mesajlar verdiler. Çocuklar bize, „sakalla tesbihle müslüman olunmaz” dediler. Aadam satmayla müslüman olunmaz dediler. Yatmayla da müslüman olunmaz dediler. Her şiirin arkasında insanın düşüneceği çok güzel ifadeler kullandılar bu yüzden ben tüm çocukları, hocalarını ve anne babalarını ayrı ayrı tebrik ediyorum. Muhterem kardeşlerim, ben içimden bir şeyi çok rahatlıkla söylemek istiyorum. Bundan yirmi yıl önce camilerimizde böyle törenler oluyormuydu? Yirmi yıl önce çocuklarımız bunları konuşabiliyormuydu? Yirmi yıl önce çoğumuzun şimdi burada olduğu gibi yerel Yöneticiler böyle toplanabiliyormuydu? Ama şimdi artık şunu gönül rahatlığıyla söylesin ve isteyen istediğini yapsın uğraşsın, Batı Trakya Müslüman Türkü artık bu topraklardan artık ne silinecektir, ne bitecektir ne de istedikleri gibi parça parça olup yok olacaktır. Batı Trakya Müslüman Türkü artık gerçekten bilinçlenmiştir, bunu iftiharla söyleyebiliriz. Gençlerimiz artık bu topraklarda ne olduğunu ve bu topraklarda Yunanistan devleti içerisinde dünyanın en uysal azınlığı olarak nasıl yaşayacağını öğrenmiş ve bilmektedir. Bundan böyle artık Yorgo’nun kapısında dilenci olarak artık ben bu işi başarmak istiyorum demek tarihe karışacaktır. Artık kendi çalışmasıyla, kendi aklıyla, kendine güveniyle Batı Trakya Müslüman Türkü bu toprakların asıl sahibi olduğunu bilerek bu memlekette hem devletine ve milletine saygılı bir nefer olarak yaşayacaktır. Ancak muhterem kardeşlerim, gönül rahatlığı ile bunları yapacağımıza inancımız kalmıyor, malesef yaşananlar karşısında gönüllerimizde kırık bir şekilde yer alıyor. Bunun sebebi de biliyorsunuz devletin bizlere karşı uyguladığı politikaları. Bu politikalar eğitimde gün be gün azalacağı yerde bizi geriye itmek için devlet bunları nasıl arttırırım diye çalışmanın içerisindedir. Cemaat, Vakıf, Müftülük gibi sorunlarımız duruyor, ekonomik sıkıntıları görüyorsunuz sürekli bastırıyor. Bu sorunların bir gün çözüme gitmesi lazım ve biz her zaman olduğu gibi sesleniyor diyoruz ki, bizim bu memlekette Müslüman Türk olarak yaşamaktan başka bir isteğimiz yoktur. Biz ne devlet istiyoruz, ne de kalkıp bağımsızlık istiyoruz, kimse korkmasın bizden, bizim istediğimiz bu memlekette insan gibi yaşamaktır. Bir Yunan vatandaşı Atina’da nasıl yaşıyorsa ben de bu memlekette öyle yaşamak istiyorum. Bunun haricinde istediğimiz hiç bir şey yoktur. Aramızda değişik misafirler var ve diyebilirler, „ya hocam, Türkçülüğün üstüne çok gidiyorsunuz” arkadaşım bizim Batı Trakya’da bir inancımız vardır, biz müslüman olduğumuz kadar Türk, Türk olduğumuz kadar da müslümanız. Bizde ninelerimiz bir insanın ne olup olmadığını sorduğu zaman müslüman mı demiyor, Türk mü bu adam diyor. Onun için bunlar bizden kopmaz. Onun için bunları bizim çocuklarımızın dillerinde, gönüllerinde görmek muhakkak bizleri gururlandırıyor. Sorunlar bununla da bitmiyor. Başımızda bir imamlar yasası var ve Şahin de biraz bunun sıkıntısını çektiği için ben oradan da biraz bahsetmek istiyorum. Müftülükmeselesi çözülmeden imamlar meselesini çözeceğiz diyor yetkililer, bu yanlıştır. Çünkü bir düzen söz konusudur Lozan Anlaşması’na göre Osmanlı bizi buraya Yunanistan’a emanet ederken bunların başında toplumsal liderleri Müftüler kalacaktır, imamları onlar yönetecek yönlendirecektir ve toplumsal dini lider olarak camileri, cemaatın başında bunlar kalacaktır demiş. Şimdi, müftülük sorununu çözmeden, müftüleri hiç konu almadan imamları doğrudan devlet kendisine bağlamak istiyor ve biliyorsunuz bu yasayı da çıkardı. Papazlar Metropolit’e bağlı, maaşlarını Metropolit’ten alacaklar, Metropolit istediği şekilde papazları kontrol ederek kumanda edecek, ama devlet benim imamımı papazdan o kadar daha çok seviyor ki, direk olarak imamı kendisine bağlıyor. Neden? Çünkü bu adamlara güven olmaz, bunlar yine müslümanlık, Türklük sevdasına girecekler, bunları alaşağa etmenin yolları kendime bağlamaktır. Kumandayı ben vereceğim, parayı kim verirse kumandayı da o veriyor artık bu saklı bir şey değil. Ondan sonra ne müslümanlık ne de Türklük söz konusu olmayacaktır. Bugün burada Akademili öğretmenlerimizin başkanı bulunuyor, ne kadar güzel biz hepimiz bir bütünüz. Biz ne parçalanabiliriz, ne de birbirimize kazık atabiliriz, çünkü birbirimize kazık atmaya kalkarsak onun acısı hepimize gelir. Muhterem kardeşlerim, Atina’da Yunanlılardan Türkçe öğretmeni yetiştiriyorlar. Bizim şikayet ettiğimiz kardeşlerimize yarın öbürgün hadi bakalım siz şimdi gidin diyecekler ve yerlerine Yunanlı öğretmenleri getirecekler. Herhalde bu yasadan dolayı da bu kardeşlerimize bir yer hazırlıyorlardır. Onları bir kenara itecekler ve artık görüyorsunuz imamları da ele alıyorlar, imamları da aynı şekilde yapacaklar. Günün birinde papaz okulu değil de, imam hatip Yunanlılara açık olursa, yasaya bakarsanız Yunan vatandaşı olan herkes bu yasaya göre ve Kuran’ı bilirse girebilir diyor. Kardeşlerim, yarın öbürgün sakallı bir sünnnetsiz imam gelirse buraya kendisi Yorgo ama adam Kuran okumak biliyor, devlet bu kişiyi buraya memur olarak koymuş, sen de bu iamalar yasasına uyarak kabul ettiysen yapılacak bir şey yok. Adam Allahü ekber diyecek ve namaz kılacak ama gönlünden İsa Aleyhisselam’a dua edecek sen de diyeceksin ki, bu adam beni cennete götürecek. Oynanan oyunları anlayın artık kardeşlerim, bunlar artık çocuk oyuncağı oldular, alay etmesinler bu toplumla. Bıraksınlar öğretmenlerimiz kendi vazifelerini yapsınlar, imamlarımız da kendi vazifelerini yapsınlar. Eğer sen meseleyi çözmek istiyorsan önce Müftülük meselesini çöz, Vakıflar sorununu çöz, imamlar meselesini çok kolay halledersin. Bakın bu hatim törenlerinin çok güzel bir yanı var ben çok seviyorum. Hani bu hatimler çok oluyor, çok yoruluyoruz geçelim bunları, bu tür etkinliklerin olması çok çok güzeldir. Bu hatimler sayesinde bizim ruhumuz, yüreğimiz, fikrimiz ve milli duygularımız da canlanıyor. Kardeşlerim, biz birbirimizi anlıyoruz artık, birbirimizle konuşuyoruz, birbirimizi seviyoruz. Mevlam inşallah bütün haklarımızı alabilmeyi nasip eylesin, devletimize de bizi insan gibi görmeyi de göstersin. Tabii ki her zaman dua ediyoruz ve söylüyoruz, Rabbim Anavatınımıza da güç kuvvet versin, Anavatan güçlü olursa biz burada rahat nefes alırız. Yok efendim bizim aslımız Megas Aleksandros’un askerlerinden, sünnetsizlerinden geliyormuş diyenlere de sözümüz onlaradır, haydi bakalım böyle bir cemiyet düzenlesinler, Megas Aleksandros’u övsünler, yok ben Yunan Pomağı’yım desinler ve yolun ucuna gitsinler. Bu toplumun içerisinde böyle sakat düşünceli insanlar olduğu müddetçe bu toplumun dışa yönelik yüzü hep kirli gösterilecektir. Beni sabırla dinlediğiniz için Allah hepinizden razı olsun.” MUSTAFA SARNIÇ: ”UMARIM AZINLIĞIN GELECEĞİ ÇOK DAHA İYİ OLUR.” ”Kıymetli Şahinliler, saygı değer misafirler öncelikle ben ve mesai arkadaşım adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Gerçekten bu gün hatim merasimi Şahin’de bir bayram, şölen havası içerisinde gerçekleşiyor. Bu bizim için çok önemlidir ziraa soydaşlarımızın birlik ve beraberliğinin göstergesini teşkil ediyor bu tür etkinlikler. Değişik yerlere giderek hatta bir günde üç değişik yerde yapılan törenleri gördüğümüz ve yaşadığımız zaman bu tür etkinlikler bize de büyük moral ve motivasyon kazandırıyor. Ayrıca burada bulunmayı çok isteyen ve özel meşguliyetinden dolayı Ankara’da bulunan ailem de burada olmak isterdi, eşimin Şahinli hanım kardeşlerime selamı var bunu da bu vesileyle sizlere aktarmak isterim. Sayın müftümüz konuşmasında burada çok güzel mesajlar verdi. Bunlara ekleyecek birşey bulamıyorum. Bunları sizler en iyi şekilde anladınız, değerlendireceksiniz. Umarım azınlığın geleceği çok daha iyi olur. Eğer çocuklarımız için çok daha iyi bir gelecek kurgulamazsak, düşünemezsek gerçekten sağlam bir geleceğe sahip olamayız. Bu gün burada 33 çocuğumuz hatim töreni düzenlediler. Onları bu törene hazırlayan imam kardeşimizi kutlamak istiyorum bukadar uzun bir şiiri nasıl ezberlediler takdir edilecek bir durumdur. Ben bu 33 kardeşimizin hepsini tebrik ediyorum, annelerini, babalarını kutlarım, ne mutlu annelere babalara, hepsinin geleceği parlak olacaktır inşallah. Bugünkü etkinliğin düzenlenmesinde en büyüğünden en küçüğüne kadar emeği geçen, katkıda bulunan herkese şükranlarımı sunmak isterim.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz