Ana Sayfa Arşiv DÜNYA GÖRSÜN, AZINLIĞIN SOSYAL YAŞANTISI İŞTE BU, DEVLET DERHAL VAKIFLARI AZINLIĞA İADE...

DÜNYA GÖRSÜN, AZINLIĞIN SOSYAL YAŞANTISI İŞTE BU, DEVLET DERHAL VAKIFLARI AZINLIĞA İADE ETMELİ, VAKIFLARIN BAŞINDA OLANLARDA DERHAL İSTİFA EDİNİZ

23
0

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın Vakıfları yıllardan beri işgal altında. Durum böyle olunca Yunan devleti tarafından bu işin başına getirilen kişiler de Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına yönelik hiç bir hizmet vermedikleri gibi, insdanlarımızın sokaklarda sağda solda yatmalarına yardımcı olmaktan öte gidemediler. Yüzbinlerce euro’yu azınlığın lehine değerlendiremeyen bu şahıslar halen „işgalci” olarak Yunan devletiyle birlikte çalışmaya devam ediyorlar. Herkes tek bir gerçeği biliyor, azınlık tarafından istenilmeyen insanlar vakıf idaresinin başında göreve devam ediyorlar. Bu kişiler de azınlıktan bir parça olduklarını iddia ediyorlar. Halk ise tam bunun aksini düşünüyor. Son gelişmelerden sonra bu kişilerin maskeleri tamamen düşmüşe benziyor. Azınlığımızın kurulan yeni bir şirketi ki bu şirket azınlığın çocuklarını eğitmek amacıyla yapacağı yatırımlar yine bu kişilerin engeline takıldı. Şirkete hitaben yazılan yazıda ciddi anlamda şirkete hakarete varan sözlerin sarfedildiği belirtiliyor. Bu vesileyle her şey açığa çıktı ve bir basın toplantısıyla sayın Galip Galip başta olmak üzere BAKEŞ yöneticileri tüm yaşananları ortaya döktü. Sonuç felaketten de öte. Bizim kalkınmamızı bu vakıfların başında olanlar istemiyor. Azınlığın yapacağı yatırımları engelliyorlar. Kim bunlar? Ne istiyorlar azınlıktan? Kime hizmet ediyorlar? Çıkıp söylesinler veya derhal istifa etsinler. Çünkü bunların insan içinde gezecek durumu kalmadı. Bu vesileyle bir basın toplantısı yapıldı ve sayın Galip Galip, şunları söyledi: ”Ben bu kişileri huzurunuzda istifaya davet ediyorum.” ”Çok değerli basın mensupları, pek çok şeyler azınlığımızın haberi olmadan gelip geçiyor. Yunan basınında son zamanlarda yapılan hücumları hepimiz gördük. Onun için de Yunan basınını buraya davet etmedik. Çünkü onlar görevlerini yaptılar, çünkü bizim eğitim ve kültür amaçlı bir binamızın yapılmasını çeşitli yalanlarla engellediler. O günlerde bana telefon ettiler ve söylediklerimi es geçerek kendi yorumlarını yaptıklarını gördünüz, olayları çarpıttılar ve bence milli görevlerini yaptılar. Bizim vakıf idarelerindeki vakıf insanlarımızı korkutarak daha önceden söz verdikleri bir olayı engellediler. Celal Bayar Lisesi Yurt binasının yıkılarak yerine yeni bir Kültür Merkezi’nin yapılmasını engellediler. Buna biz çok büyük bir ümit bağlamıştık. Bu vakıf idareleri ne olursa olsun bu gayrimenkuller bizim atalarımızdan yadigar kalmış öz mallarımızdır. Bunlar, Lozan Andlaşması’yla ve başka uluslararası andlaşmalarla da güvence altındadır, biz bunlardan yararlanmak için her türlü fırsatı değerlendirmemiz gerekir. Biz tüm olumsuzluklara rağmen bu kişilerin tedirginliklerini ortadan kaldıracak bir şekilde yeniden bir taslak hazırladık ve kendilerine resmen bir yazıyla bildirdik. Malesef gelen cevapta da bir defa onların içine çürüklük düşmüş, biz iki tane dükkandan bahsettik ve bundan sonra bize gelen yazıda, „biz burayı vermekten vazgeçiyoruz”, bu da yetmiyormuş gibi, „artık BAKEŞ’le de artık bütün ilişkilerimiz kesiyoruz” diye bir yazı göndermişler bize. Bu basın toplantısının da amacı, bu iki mesajı basın mensupları kendileri uygun gördüğü takdirde kamuoyuna duyursunlar. İnsanlarımızın gerek azınlık mensuplarımızın, gerekse diğer Hristiyan komşularımızın herkesin haberi olsun. Biz şu kanıya vardık, artık bu tayinli yönetimlerle hiç bir şey olamayacağını belgeleriyle bir defa daha ortaya koymuş oluyor. Bunu herkes ibret olarak belgeleriyle görmesi gerekmektedir. Son olarak ben bu kişileri huzurunuzda istifaya davet ediyorum. Madem istedikleri şeyleri yapamıyorlar, ben olsam orada bir gün dahi durmam.”Dedi BATI TRAKYA AZINLIĞI KÜLTÜR VE EĞİTİM ŞİRKETİNDEN AÇIKLAMA Bilindiği üzere Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının (BTMT Azınlığı) en ciddi sorunlarından biri de eğitim sorunudur. 1967 yılında Askeri yönetimle başlayan eğitim alanındaki kısıtlamalar ve aşındırmalar (Formasyonlu öğretmenlerin tayinlerinin durdurulması, görevli öğretmenlerin azilleri, Türkçe ders saatlerinin giderek azaltılması, okullarımızdaki sosyal etkinliklerin kısıtlanması, Pedagoji Akademisinin açılışı, okul tabela ve mühürlerinden „Türk” ifadesinin çıkartılması, dokuz yıllık zorunlu eğitim yasasının Azınlık çocuklarına uygulanmaması, ilkokulların ilk üç sınıfında temel ders olan Hayat Bilgisi dersinin elimizden alınması, Azınlık orta okullarında öğrenim görecek çocuklarımızın önce sınav, sonra kura ve daha sonra da Bölge Genel Sekreterinin kararıyla belirlenmesi, çocuklarımızın uzun yıllar fotokopi yapılmış Türkçe ders kitapları ile eğitim görmeleri, Azınlık okullarının öğretmen ihtiyacının yalnızca Akademi mezunu öğretmenlerle karşılanacağını hükme bağlayan yasanın çıkarılması, müzik, beden eğitimi, resim gibi kültür derslerinin elimizden alınması, encümenlerin yetkilerinin kısıtlanması, formasyonlu ve formasyonsuz öğretmenlerin re’sen emekliye sevkedilmeleri, çocuklarımızın ulusal bayramlarda anne ve babalarının huzurunda Türkçe şiir okumalarının yasaklanması v.s.) bugün de devam etmektedir. Son yıllarda bu sorunlara bir de 10 yıllık zorunlu eğitim kapsamına alınan „okul öncesi” eğitim sorunu eklenmiştir. BTMT Azınlığının „çift dilli” eğitim konusundaki ısrarlı taleplerine maalesef yönetim bugüne kadar kulaklarını tıkamış bulunmaktadır. Tüm bu sorunları dikkate alan BTMT Azınlığı önde gelenleri 7 Mayıs 2007 tarihinde „Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi” (B.A.K.E.Ş.) isimli, kar amacı gütmeyen bir şirket kurmuş bulunmaktadır. Bu şirketin tüzüğü diğer konuların yanı sıra Azınlığımızın ihtiyacı olan çocuk yuvaları, ana okulları, ilkokullar, orta okul ve liseler hatta yasalar elverirse üniversiteler kurmayı öngörmektedir. Şirketimiz İskeçe’li soydaşlarımızdan gelen yoğun istekleri dikkate alarak ilk icraatına İskeçe’den başlamak istemiştir. 2007/2008 öğretim yılı sonunda İskeçe Valisinin kararı ile kapatılmış bulunan „BTAYTD İskeçe Çocuk Kulübü „ yerine, ülkemiz yasalarının öngördüğü şartları içeren yeni bir çocuk kulübü açmak üzere, İskeçe Vakıflar İdaresinden, kira karşılığı, bir bina veya arsa talep etme kararı almıştır. Atalarımızın BTMT Azınlığının dini, kültürel, eğitimsel ve sosyal ihtiyaçları için vakfetmiş olduğu taşınmaz mallardan birini, bu kutsal amaç için, seve seve tahsis edecekleri düşüncesiyle yapılan temaslarda, kendilerine somut bazı önerilerde de bulunulmuştur. Ancak, her ne kadar yerel Yunan basınına utanmadan „Atalarımızın, yerel toplumun ayrılmaz bir parçası olan Müslümanların yararına kullanılmaları için bize vakfettikleri emlakın idaresinin ağır sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz” diye demeçler veren (Mahitis Gazetesi: 05.02.2009) tayinli İskeçe vakıf yöneticilerinden, ne yazık ki bizim talebimize ve önerilerimize, Azınlık tarihinde bir utanç sayfası olarak yerini alacak ve soydaşlarımızın kalbinden ve beyinlerinden hiçbir zaman silinmeyecek aşağıdaki yanıtı vermiştir. Bu ibretlik yanıtı, 1. Faik Karadayı Başkan SÖPA’lı öğretmen 2. Erol Karaahmetoğlu Asbaşkan Marangoz 3. Hami Alioğlu Sekreter Şoför ve İşçi 4. Ahmet Direk Kasadar Kasap / Kireççiler 5. Fikri Şaban Üye Elektrikçi oluşan İskeçe Vakıflar İdaresi göndermiştir. Hatzistavrou Caddesinde bulunan taşınmaz mal „ÇOCUK YUVASI” yapımı için İSKEÇE BELEDİYESİNE kiralanmış olup, bu çocuk yuvasından Azınlık çocukları da yararlanacaktır. (14.10.2008 tarihli yazıda kiralandığı belirtilen bu taşınmaz malın sözleşmesi Ocak/2009 tarihinde 20 yıllığına imzalanmıştır) İşte atalarımızın ruhunu sızlatacak bir uygulama. Sünne Camii bitişiğindeki taşınmaz mal üzerinde tadilat yapılması için gerekli işlemlere başlanmış olup, tadilat tamamlandıktan sonra buraya bir huzurevi açılacaktır. Bu huzurevinde kentimizde yaşayan yaşlı ve bakıma muhtaç Müslümanlar özel ihtimama tabi olacaklardır. Mezarlığımıza karşı olup halen otomobil park yeri olarak kullanılmakta olan taşınmaz mala gelince, cenazeler esnasında otomobilleri park edebilecek başka bir yer bulunmaması nedeniyle bu taşınmaz malı tahsis etmemiz mümkün değildir. Ayrıca, bu gayrımenkulün sizin kullanmayı düşündüğünüz amaca uygun olmadığını düşünüyoruz. Benzer bir olay da Gümülcine’de yaşanmıştır. Vakıfların doğal başkanı konumundaki bir yetkilinin, şirketimiz tarafından bazı vakıf mallarının değerlendirilebileceği konusunda göndermiş olduğu haberin teyid edilmesi üzerine, tarafımızdan Gümülcine Müslüman Emlaki İdare Heyetine gönderilen yazıda şirketimizin kuruluş amaçları sıralandıktan sonra ayrıca: „Azınlığımızda halen 100’ün üzerinde eğitim, kültür, atletizm ve spor derneğinin faaliyette bulunduğu, bu derneklerin çoğunun faaliyetlerini kiralık binalarda veya dernek lokali olmaktan uzak gelişigüzel binalarda sürdürdüğü, ayrıca bu derneklerin kongre, kurultay, panel gibi toplantılarını, eğitimsel, kültürel ve sosyal etkinliklerini genellikle kiraladıkları otel salonlarında yaptıkları ifade edilmiş ve Azınlığımızın bu ciddi ihtiyacına yanıt verebilecek bir „Kültür Merkezi” yapımı için Celal Bayar Lisesi Öğrenci Yurdu binasının şirketimize tahsis edilmesi talep edilmiştir.” Vakıflar İdaresinden alınan 17 Kasım 2008 tarihli ve 40/2008 sayılı yazıda, yönetimin, „Gümülcine’de İroon Caddesi üzerinde bulunan Gümülcine Müslüman Ortaokulu Öğrenci Yurdunun, Azınlığın yukarıda belirtilen ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla Yurt ve Kültür Merkezine dönüştürülmesi için şirketimize tahsis edilmesine karar verdiği, bu konuda gerekli yasal işlemlerin tekemmül ettirilmesi için iki kurumun hukuk danışmanları ve avukatlarının sorumlu olduğu” bildirilmiştir. Bu yazı üzerine bir taraftan iki kurumun avukatları bir araya gelerek yapılacak olan sözleşmede yer alacak hükümler üzerinde fikir teatisinde bulunurken, diğer taraftan şirketimiz yetkilileri ile Vakıflar İdaresi yetkilileri arasında gerçekleştirilen görüşmelerde, inşa edilecek Kültür Merkezinin tamamen amacına uygun olarak kullanılacağı yolunda kendilerine teminatta bulunulmuş, hatta şirketin hukuk müşaviri tarafından hazırlanıp sunulmuş olan sözleşme taslağında beğenmedikleri hükümleri çıkarabilecekleri ve kendilerince uygun görülecek hükümleri ekleyebilecekleri defalarca ifade edilmiştir. Tüm bu gelişmeler olumlu bir seyir takip ederken birdenbire yerel Yunan basınında ve Atina ulusal basınında, şirketimiz tarafından Vakıflar İdaresine gönderilmiş olan resmi yazının harfiyen yayımlandığı görülmüştür. Yazıyı yayınlayan art niyetli basın organları, yalnızca yayınlamakla kalmamış, ayrıca, akla hayale gelmeyen tehlike senaryoları da üretmişlerdir. Örneğin, yapılacak olan Kültür Merkezinin „Yedi katlı olacağı ve Gümülcine’deki 21. Zırhlı Tugay Karargahının tam karşısında yer alacağı v.s.” gibi?… Kısacası, inşa edilecek olan bina bir Kültür Merkezi değil, adeta 21. Zırhlı Tugay’ın faaliyetlerini izleyecek bir Tarassut/Gözetleme Kulesi gibi gösterilmiş ve bu şekilde, gerek yerel, gerek Atina’lı yetkililerin bu konuya dikkatlerinin çekilmesi sağlanmıştır. Nitekim bu yazının basında yer almasından sonra gerek bölgenin en yüksek mülki amirinin bürosunda, gerek Vakıflar İdaresi bürolarındaki toplantılar ve ziyaretler birbirini izlemiştir. Tüm bu gelişmelere paralel olarak, şirketimiz tarafından Vakıflar İdaresine gönderilmiş olan ve üzerinde her türlü değişiklikleri ve ilaveleri yapabilecekleri defalarca ifade edilmiş olan „Sözleşme Taslağına” bir yanıt alınamayınca, bu kez tarafımızdan 22 Ocak 2009 tarihli ve 1/2009 sayılı yeni bir yazı ekinde, Vakıf İdaresinin de isteklerini karşılayacak şekilde hazırlanmış olan ikinci bir sözleşme taslağı gönderilmiş ve bunu değerlendirmeleri istenmiştir. Atalarımızın dini, sosyal, kültürel ve eğitimsel amaçlar için vakfetmiş oldukları bu taşınmaz mallardan biri üzerine „Çocuk Yuvası, Öğrenci Yurdu ve Kültür Merkezi” gibi, Azınlığımızın her kesimine hizmet verebilecek, çok amaçlı bir birimin kurulmasını, vicdanlarının sesini dinleyip desteklemeleri beklenirken, maalesef İskeçe’deki yandaşları gibi ve muhtemelen aynı güç odakların emirlerini yerine getirerek, Azınlığımız tarihine kara bir sayfa olarak geçecek olan aşağıdaki utanç yazısını göndermeyi tercih etmişlerdir: „Maalesef, tarafınızdan hazırlanmış olan özel sözleşme taslağında çekincelerimiz dahilinde olan konuların (inşa edilecek olan Kültür Merkezi binasında başka derneklere yer kiralanmaması, binanın ticari amaçla inşa edilmemesi v..s.) daha önce şirketiniz temsilcileriyle yapılan görüşmelerde de hemfikir olmamıza rağmen sözleşme taslağında yer almadığını büyük bir hayretle gördük. Vakıflar İdare Heyetinin baştan benimsemiş olduğu iyi niyet, şirketiniz üyelerinin bu sorumsuz tutumu yüzünden ciddi bir yara almıştır. Bu nedenle İdare Heyetimizin ahiren yapmış olduğu toplantıda şirketinizle olan ilişkilerin durdurulmasına ve anılan vakıf mülkünün şimdilik Gümülcine Azınlık Ortaokulu- Lisesi Erkek Öğrenci Yurdu olarak kalmasına karar vermiştir. Her ne kadar tarafınızdan Vakıflar İdaresine yeni özel bir sözleşme taslağı gönderilmişse de, daha önce göndermiş olduğunuz sözleşme taslağında yer alan olumsuz hususlar nedeniyle çekince ve kuşkularımızı aşmak mümkün olmamış ve ikinci kez de iyi niyetin ortaya konmamış olması Vakıflar İdare Heyetini olumsuz karar almaya yöneltmiştir.” İncelenmesinden de görüleceği üzere şirketimiz tarafından, kendilerine her türlü değişikliği yapma yolunu açık bırakan 22.01.2009 tarihli ve 1/2009 protokol numaralı yazımız ekinde gönderilen Sözleşme Taslağı hiçbir şekilde kaale alınmamış ve tamamen patronlarının emirlerini yerine getirmek üzere hazırlanmış bu utanç yazısı gönderilmiştir. Bu ibretlik yanıtı, 1. Bekir Hasan Başkan Medrese öğretmeni 2. Vedat Recep Asbaşkan Kuyumcu 3. İbrahim Hafız Halil Genel Sekreter Oto boyacısı 4. Hüseyin Kır Ahmet Kasadar Emekli formasyonsuz öğretmen 5. Halilibrahim Şakir Üye Alüminyum doğramacı oluşan Gümülcine Müslüman Emlaki İdare Heyeti göndermiştir. Yukarıdaki bu iki olay, BTMT Azınlığının 1967 yılından beri işgal altında bulunan Vakıfları ve 1985 yılından beri gaspedilmiş olan Müftülükleri konusunda yürütmekte olduğu mücadelede ne kadar haklı olduğunu başka bir dine mensup bir komisyon tarafından görevlendirilen Vakıf İdare Heyetinin, Azınlığa ait malvarlığını idare etmekteki aczini ve bu malların yokolmasına yol açacak art niyetini bir kez daha ortaya koymuştur. „Sahibinin Sesi” konumundaki bu yönetimleri ve emireri konumundaki tayinli müftüleri Azınlık halkı yalnızca vicdanında mahkum etmekle kalmamış ayrıca, her türlü sosyal etkinliklerden dışlayarak tecrit etmeyi de başarmıştır. BTMTA bu mücadeleyi, ikili ve uluslararası anlaşmalarla garanti edilen haklarını elde edene kadar sürdürmeye kararlıdır. Allah kendilerini hidayete eriştirsin. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı kamuoyuna duyurulur. Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi adına Başkan Galip Galip

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz