„Azınlıklar ve Eğitim Hakkı” başlığıyla toplanan Forumda Batı Trakya Türklerinin Eğitim sorunları dile getirildi. Toplantıya Derneğimizi temsilen eski başkanlardan Cemil Kabza ve asbaşkan Pervin Hayrullah katılırken, ABTTF’yi yönetim kurulu üyesi Kamuran Ömeroğlu ve Uluslararası İlişkiler ve Lobi Grubu üyesi Melek Kırmacı temsil etti. „Müslüman Çocukların Eğitimi” sorumluları Prof. Anna Fangudaki ve PASOK Milletvekili Prof. şalia Dragona’da toplantıya katılarak gerçekleştirdikleri proje hakkında bir sunum yaptı. Foruma Yunanistan Daimi temsilcilerinin yanı sıra Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanı Evripidis Stilyanidis’in azınlık eğitimi konusundaki baş danışmanı Angelos Sirigoz’un katılması da dikkat çekti. 15-16 Aralık tarihleri arasında Cenevre’deki BM binasında toplanan Forumun açılış konuşmasını geçtiğimiz Ramazan ayında Batı Trakya’yı ziyaret eden BM Azınlıklar Bağımsız Uzmanı Gay McDougall yaptı. McDougall konuşmasında ilk defa toplanan Forumun azınlıklar için son derece önemli olan eğitim konusunun detaylı bir şekilde ele alınacağını STK ve ülke temsilcilerinin azınlıkların eğitimi konusundaki görüşlerini dinleyeceklerini ve hazırlayacakları öneriler raporunda değerlendireceklerini söyledi. McDougall ayrıca, azınlıklar eğitimi konusunda hazırlayacakları öneriler raporunun bütün ülkelere ulaştırılacağını ve ülkelerden söz konusu raporu dikkate almaları isteneceğini vurguladı. Söz konusu önerilerin BM’ye üye ülkeler tarafından ne kadar uygulanıp uygulanmadığının ise, dört yıl sonra yapılacak toplantıda değerlendirileceği belirtildi. McDougall’dan sonra söz alan ve toplantıyı yöneten AP Milletvekili, Macar Viktoria Mohacsi, azınlıklar için eğitimin önemine vurgu yaparak, devletlerin, resmi dillerin öğrenilmesi için aldıkları tedbirleri aynı zamanda azınlıkların ana dillerinin öğrenilmesi, öğretilmesi ve geliştirilmesi için de almaları gerektiğini söyledi. Ardından, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, Navaneşem Pillay söz alarak, BM İnsan Hakları koruma mekanizmasının azınlık haklarını da kapsadığını, azınlık hakkının bir insan hakkı olarak kabul edildiğini, azınlıklara kendi dillerinde eğitim hakkının sağlanmasının kimliklerini ve kültürlerini koruma, geliştirme ve diğer insan haklarından istifade etme konusunda önem arz ettiğini ifade etti. Bütün insanlara eşit eğitim hakkının sağlanması gerektiğini kaydeden Pillay, azınlıkların eğitim yoluyla çoğunluk sistemine entegre olması gerektiğini, ancak bu aşamada anadilleri ve kültürlerini korumaları gerektiğini dile getirdi. UNESCO Eğitim Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Nicholas Burnett’in video mesajından sonra, BM Eğitim Hakları özel raportörü, Vernor Munoz Villalobos ve BM Irk Ayrımcılığının Tavsiye Edilmesine Dair Komitesi uzmanı Patrick şornberry yaptıkları konuşmalarda „Azınlıklar Eğitim Forumunun” önemine değindi ve hazırlanacak olan tavsiye raporunun olumlu bazı değişiklikleri getireceğini belirttiler. TÜRK AZINLIĞIN EĞİTİM SORUNLARI DİLE GETİRİLDİ Toplantının ilk oturumunda konuşan eski başkanımız Cemil Kabza, Batı Trakya Türk Azınlığının eğitim sorununu dile getirdi. Kabza, son yıllarda vatandaşlık hakları konusunda bazı olumlu gelişmelerin yaşandığını, ancak temel azınlık hakları konusunda, özellikle azınlık eğitiminde hala ciddi sorunların varlığına dikkat çekti. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının özel ve özerk eğitim sisteminin Lozan, ikili antlaşmalar ve uluslararası hukukla garanti altına alındığını belirten Cemil Kabza, Yunan Devletinin 1923’ten günümüze kadar 70’in üzerinde yayınladığı kanun, kanun hükmünde kararname, ve bakanlık kararlarıyla azınlık eğitimini zayıflattığını söyledi. Azınlık okullarında Yunanca’nın daha iyi öğrenilmesi için devletin son 10 yılda AB Fonlarını da kullanarak bazı tedbirler aldığını ancak, Türkçe eğitim bölümü için hiç bir gelişme kaydedilmediğini belirtti. Azınlık okullarında, Türkiye’nin sağladığı Türkçe ders kitaplarını okutacak nitelikli öğretmenlerin yeterli sayıda bulunmadığına dikkat çeken Kabza, Yunan Devletinden Azınlık okullarındaki Türkçe müfredatı okutacak öğretmen sorununa acilen tedbir almasını istedi. Aynı zamanda encümen heyetlerinin Lozan’daki yetkilerine değinen Kabza, yetkililerden encümen heyetlerine önceden olduğu gibi kendi öğretmenlerini seçme hakkının tanınmasını istedi. SEKİZ SAYFALIK RAPOR SUNULDU Azınlık eğitim sorunlarını içeren sekiz sayfalık rapor temsilcilerimiz tarafından sekreteryaya sunuldu. Raporda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının özel ve özerk eğitim yapısının tarihsel ve hukuki sürecine değiniliyor. 1923’ten günümüze kadar azınlık eğitiminin karşılaştığı sorunların da özetlendiği raporda, Yunan Devletinin Yunanca’nın daha iyi öğrenilmesi için aldığı tedbirlerin Türkçe eğitimi için alınmadığından bahsediliyor. Raporda okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise, SÖPA’nın durumu ve %0,5’lik üniversite kontenjanının doğurduğu olumlu ve olumsuz sonuçlara yer veriliyor. Azınlık eğitiminin iyileştirilmesi için yapılan bazı öneriler şöyle: Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kurulacak olan anaokullarının azınlığın özel ve özerk eğitim yapısına dahil edilmesi ve bu okullarda Türkçe ve Yunanca eğitimin yapılması, Azınlık eğitim sisteminin 10 yıllık mecburi eğitim sistemine dahil edilmesi ve Celal Bayar Ortaokulu ve Lisesi statüsünde Türkçe ve Yunanca eğitim verecek yeni okulların kurulması, SÖPA’nın kapatılması ve yerine Azınlık okullarına öğretmen yetiştirecek bir fakültenin kurulması…. RODOS VE İSTANKÖY TÜRKLERİ Raporda ayrıca Rodos ve İstanköy’de yaşayan yaklaşık 5000 Türkün anadilde eğitim hakkından nasıl mahrum bırakıldığı anlatılıyor ve 12 ada Türklerinin anadillerini ve dinlerini öğrenme, kültürlerini geliştirme ve tarihi eserlerini koruma taleplerine atıfta bulunuluyor. ABTTF Temsilcisinin Konuşması ABTTF adına konuşan Melek Kırmacı ise Uluslararası İnsan ve Azınlık Haklarını koruma mekanizmalarının herkese eşit eğitim hakkı tanıdığına dikkat çekerek, Batı Trakya’da mecburi eğitim sistemine dahil edilen anaokullarında azınlık çocuklarının kendi dillerini öğrenmekten mahrum bırakıldığını söyledi. Kırmacı Batı Trakya Türk Azınlığının eğitiminin Lozan ve ikili antlaşmalarla nasıl garanti altına alındığını örnekleriyle anlattı ve şu önerileri sundu: Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde sadece Yunanca eğitim veren Devlet anaokulları yerine iki dilde eğitim verecek azınlık anaokullarının kurulması, 10 yıllık mecburi eğitimin azınlığa da uygulanması, Azınlık eğitimi konusunda belirlenecek politikaların Türk azınlıkla diyalog içinde belirlenmesi. FRANGUDAKİ ve DRAGONA Toplantının üçüncü oturumunda söz alan Anna Frangudaki ve şalia Dragona, 1997’den beri azınlık okullarında uygulanan „Müslman Çocuklarının Eğitimi” projesi hakkında bilgi verdi. şalia Dragona, azınlığını 1990 yılına kadar karşılaştığı çeşitli baskılardan dolayı ekonomi ve eğitim konusunda geri kaldığını ifade ederek, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığını „Müslüman azınlık”, İstanbul Rumlarını ise „Ortodoks Hıristiyan Azınlığı” olarak tanımladı. Türkiye ve Yunanistan’daki azınlıkların iki ülkenin yanlış bazı politikalar sonucu büyük haksızlıklara uğradığını kaydeden Dragona, Yunan devletinin 1990’dan sonra azınlık politikasını değiştirdiğini ve „Müslüman Azınlık” çocuklarının Yunanca’yı daha iyi öğrenmesi için bazı tedbirleri aldığını ifade etti. Milletvekili Dragona ayrıca bütün azınlık öğretmenlerinin eğitilmesi ve iki dilli anaokullarının açılması konusunda ciddi siyasi kararların alınması gerektiğini vurguladı. Daha sonra konuşan Anna Frangudaki finansmanın yüzde 80’inin AB’den sağlanan „Müslman Çocuklarının Eğitimi” programı hakkında bilgi verdi. Frangudaki, programın uygulanmaya başladığı 1997’den günümüze kadar azınlık çocuklarının Yunanca’yı daha kolay öğrendiğini ve bu sayede okulu terk eden öğrenci sayısının sürekli azaldığını söyledi. Frangudaki, 12 yıl boyunca azınlık okullarında uygulanan programın azınlık öğrencileri ve yetişkinler arasında, „Biz” ve „Diğreleri”, „Hıristiyan” ve „Müslüman”, „Yunanlı” ve „Türk” kavramları yerine kadın- erkek, modern-gelenekçi gibi kavramların yerleşmesine yardımcı olduğunu ve bu değişimi en büyük gelişme olarak değerlendirdi. Frangudaki ve Dragona toplantıda ayrıca „Müslüman Çocuklarının Eğitimi” projesini anlatan (İleriye adımlar) başlığıyla broşür dağıttı. ANAOKULLARI YASASI DEĞİŞSİN! Toplantının 6’ıncı oturumunda tekrar söz alan Cemil Kabza, Yunanistan’da 2007’den beri uygulanan ve okul öncesi eğitimi mecburi kılan anaokulları yasasının değişmesi gerektiğini söyledi. Kabza, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığına mensup öğrencilerin, sadece Yunanca eğitimin yapıldığı devlet anaokullarına gönderilmeye mecbur edildiğini dolayısıyla söz konusu uygulamayı öngören yasanın uluslararası insan ve azınlık haklarıyla bağdaşmadığını ifade etti. Okul öncesi eğitim sisteminin azınlığın özel ve özerk eğitim sistemine dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Kabza, Türkçe ve Yunanca eğitim verecek anaokullarının kurulmasını talep etti. YUNAN TRAKYASI: Modern Avrupai Azınlık Eğitimi Öte yandan toplantıda isimsiz olarak „Yunan Trakyası: Modern Avrupai Azınlık Eğtimi” başlığıyla Yunan devletinin azınlık eğitimi konusunda aldığı tedbirlerin anlatıldığı 5 sayfalık bir bildiri dağıtıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın azınlık okulları için ayırdığı finansmana ve bazı istatistik bilgilerine yer verilen bildiride, azınlık köylerinde 65 devlet anaokulunun kurulduğunu ve devlet ilk ve ortaokuluna devam eden azınlık öğrenci sayısının 4.500 olduğu belirtildi. Bildirideki bazı istatistik veriler şöyle: -2008-2009 eğitim yılında Trakya’da 194 azınlık ilkokulu, iki azınlık ortaokulu ve lisesi ile iki din okulu faaliyet gösteriyor. -65 devlet anaokulu kuruldu. -Tam gün eğitimin yapıldığı 96 azınlık ilkokulunda toplam 196 sınıfta ders yapılıyor. -Azınlık okullarında görevli azınlık öğretmenleri için devlet bütçesinden 24,038,000 euro ayrıldı. – Azınlık okullarındaki encümen heyetlerine okulların giderlerinin karşılanması için 1.923,000 euro tahsis edildi. -Azınlık okul binalarının tamiri için toplam 1.886,000 euro harcandı…. Bildirinin sonuç bölümünde Yunan devletinin Trakya’daki eğitim sisteminin iyileştirilmesi için önemli tedbirler almaya devam edeceği belirtiliyor. Avrupa vatandaşı modern Yunan Müslümanlarının entegre olması için bütün Müslüman azınlık mensuplarına eşit eğitim hakkının tanınması ise Yunan siyasetinin önceliği olarak kaydedildi. McDougall ve Fox ile görüşme Dernek temsilcilerimiz Cemil Kabza ve Pervin Hayrullah BM Azınlıklar Formu’nu organize eden BM azınlıklar bağımsız uzmanı Gay Mc Dougal ve özel danışmanı Graham Fox ile bir araya gelerek bir süre görüştü. Kabza ve Hayrullah, Yunanistan’daki azınlıklar ile ilgili rapor hazırlayan BM yetkililerine azınlığın son durumu hakkında bilgi verdi. McDougall ve Fox söz konusu raporun Şubat ayında yayınlanması planlandığını belirttiler. KİTAPLARDAN ÖN YARGI İÇEREN İFADELER KALDIRILSIN! İlk defa düzenlenen Forumun 7. ve son oturumunda söz alan temsilcimiz Pervin Hayrullah Yunan eğitim sisteminin son dönemlerde yapısal değişikliğe gittiğini, fakat Yunan eğitim sisteminde azınlıkların durumunu geliştirecek ortamın henüz oluşmadığını, bunun da Yunanistan’ın sınırları içerisinde etnik ve dilsel azınlıkları tanımamasından kaynaklandığını vurdguladı. Türk azınlığın yasal statüsünün ve eğitim haklarının Lozan ve Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan diğer ikili anlaşmalarla belirlendiğini belirten Hayrullah, buna rağmen Türk azınlığın etnik anlamda potansiyel bir tehlike olarak algılandığını ifade etti. Pervin Hayrullah önceki dönemin Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanının tarih kitaplarının içeriğini değiştirme konusundaki girişimlerine rağmen kitaplarda Türklere karşı ön yargı içeren ifadelerin hala yer aldığını ve bu durumun çoğunluk içerisinde ırkçı eğilimlere yol açtığını söyledi. Okul çağındaki çocuklara çok küçük yaşta doğudaki komşunun düşman olduğunun öğretildiğini belirtti. Türk azınlığın yıllarca izole halde gettolarda yaşamaya mecbur bırakıldığını vurgulayan Pervin Hayrullah bu durumun eğitimde olduğu gibi azınlığın yaşamının her alanında hissedildiğini söyledi. Hayrullah ayrıca, azınlık eğitim sisteminin özerk olmasına rağmen, uygulamada tamamen devletin kontrolünde olduğunu belirtti. Azınlık eğitimini garanti altına alan diğer antlaşmalara da değinen Hayrullah, Yunanistan’da azınlıkların bu haklarından pek faydalanamadığını dile getirdi. Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türklerin 1970’li yıllara kadar Türkçe eğitim alabilmelerine rağmen 1974’ten sonra Türkçe eğitimin bu adalarda kesinlikle yasaklandığını söyledi. Pervin Hayrullah konuşmasının son bölümünde Batı Trakya’da çok sayıda azınlık okulu olduğunu ve bu okullarda çift dilli, Türkçe ve Yunanca, müfredat programlarının uygulandığını, fakat azınlık okullarındaki eğitim seviyesinin düşüklüğünün bölgede ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya neden olduğunu vurguladı. Türkçe dersleri veren öğretmenlerin Cunta döneminde kurulan SÖPA tarafından yetiştirildiğini, SÖPA’nın Yunanistan’da öğretmen yetiştiren 4 yıllık normal üniversitelerden farklı olduğunu söyledi. Hayrullah konuşmasını, Yunan Devletine aşağıdaki önerileri yaparak tamamladı: 1- Azınlığa, resmi dil ve ana dilde eşit eğitim hakkının sağlanması, 2- Azınlık okullarındaki eğitimin kalitesinin yükseltilmesi, 3- Kitaplardan ön yargı içeren ifadelerin kaldırılması 4- Azınlığa çift dilli anaokulu eğitimi vermek için gerekli adımların atılması, Uzman görüşlerinin belirtilmesinden sonra Gay McDougall’ın kapanış konuşmasıyla Forum sona erdi.