Ana Sayfa Arşiv BAşKONSOLOS MUSTAFA SARNIÇ S.Ö.P.A. MEZUNLARI DERNEğı’Nı ZıYARET ETTı

BAşKONSOLOS MUSTAFA SARNIÇ S.Ö.P.A. MEZUNLARI DERNEğı’Nı ZıYARET ETTı

20
0

T.C. Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç. Gümülcine’deki Selanik Özel Pedagoji Akademisi Mezunları Derneği’ni (S.Ö.P.A) ziyaret etti. Kurulduğundan bugüne kadar ilk kez bir Türk Başkonsolos ziyaret etmiş oldu. Sarnıç bu ziyaretinde ayrıca Derneğe de 260 adet Türkçe sözlük hediye etti. Dernek Başkanı Mehmet Derdiman Başkonsolos Mustafa Sarnıç’a Derneğin amblemini taşıyan bir plaket ve Gümülcine Yeni Cami ile Saat Kulesi’ni gösteren eski bir fotoğraf hediye etti. Bu ziyarette Dernek Yönetim Kurulu üyeleri ile öğretmenlerden bazıları hazır bulundu. Dernek Başkanı Mehmet Derdiman bu anlamlı ziyaretten ötürü onur duyduklarını ve T.C. Devleti’nin gönderdiği sözlüklerden dolayı da Başkonsolos Mustafa Sarnıç’a teşekkür etti. Derdiman, “misyonumuz Azınlık eğitimine katkıda bulunmaktır. Vizyonumuz ise Azınlığımızın çocuklarının günün şartlarına uyum sağlayan, gelişime ve öğrenmeye açık, doğru karar verme yeteneğine sahip, saygı, sevgi dolu bireyler olarak yetiştirmek ve toplumumuza kazandırmaktır” dedi. Başkan Derdiman’dan sonra söz alan Başkonsolos Mustafa Sarnıç, yaptığı konuşmasında, Dernek Başkanı Derdiman’a davetlerinden dolayı teşekkür etti ve eğitim camiasının değerli temsilcileriyle birarada bulunmaktan dolayı da kıvanç duyduğunu söyledi. Başkonsolos Mustafa Sarnıç, “sizlerin Türkiye’den talep ettiğiniz sözlükleri buraya getirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Türkçe sözlüğün Azınlık bireylerinin eğitiminde, doğru bilgileri edinmede, doğru cümle kurmada ve cümle yapılarını öğrenmede çok büyük önemi vardır. Umarım bu sözlük çocukların eğitiminde öncü rol oynar. Tabii ki burada sözlüklerin doğru kullanılması konusunda siz öğretmenlere ve dernek yöneticilerine de büyük görevler düşmektedir” dedi. BıR ÖğRETMENıN DEFTERıNDEN ÖZEL RÖPORTAJ Birlik Gazetesine bu ziyareti değerlendiren bazı öğretmenler, bu tür ziyaretlerin kendilerini cesaretlendirdiğini onların da azınlık çocuklarını eğitmek için bu kutsal görevi üstlendiklerini ve çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına rağmen bu yolda emin adımlarla yürüyerek Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kendilerine emanet ettikleri çocukları eğitmek için büyük çaba sarfettiklerini söylüyorlar. Var olan eksikliklerin de en kısa zamanda giderileceğine inançlarının tam olduğunu belirten öğretmenler, eğitim ordusunun birer neferi olarak görevlerine devam edeceklerini belirtiyorlar. Zaman zaman haksız yere acımasızca eleştirildiklerini de söyleyen bazı eğitimciler, “bizler de bu toplumun bir parçasıyız, ancak biz ailelere ve çocuklarına son derece saygılıyız, çünkü bizler birer öğretmeniz. Eğittiğimiz çocuklar bizim çocuklarımız” demekten de kendilerini alamıyorlar. Öğretmenliğin çok zor bir meslek olduğunun bilincinde olduklarını söylerken, almış oldukları öğretmenlik eğimi haricinde kendileri de yetiştirmek ve yükseltmek için bireysel çalışmaları da devam ettirdiklerini belirtiyorlar. Kırk yıl önce öğretmen olan bir kişinin kendisini çağın gereksimlerine uyarak yenilemesi gerektiğine inanıyorlar. Bizler birer öğretmeniz, ancak çağımızın bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde bizlerin de öğrenmesi ve kendini yenilemesi gerektiğini biliyoruz. Bu sebepten dolayı bizler de aslına bakarsanız birer büyük öğrenciyiz. Sadece aldığımız eğitimle yetinmiyoruz, çocuklarımıza daha fazlasını vermek için çalışıyoruz. Eskiler artık geride kaldı. Kendini yenileyen öğretmen topluma faydalı olacaktır. Eleştirmek işin en kolay yanı, biz eleştirileri dikkate alıyoruz ancak orada takılıp kalmıyoruz. Gazeteniz aracılığı ile anne babalara şu mesajı vermek istiyorum” diyen bir öğretmen arkadaşımız şöyle diyor: “Anne babalar, ilk önce bizlerde birer babayız ve ondan sonra eğitimciyiz. Bizlerde sizin kadar seviyoruz çocukları, çünkü onların yükü bizim omuzlarımızda, önce Allah’a ve daha sonra siz saygı değer anne babalara karşı sorumluluğumuz var. Kısacası sizlerin gözünde büyümeyen o küçük çocuklarınıza karşı da sorumluluklarımız var, bunun da bilincindeyiz. O minicik masum yavruların kışın soğuk sabahında bizlere “öğretmenim” demeleri inanın bizleri duygulandırıyor. Bu duygu ve inanç içerisinde sınıflara girdikten sonra masum yüzlerine bakarak öğretmek istiyoruz, onları yetiştirmek için en iyisini mevcut imkanlardan yararlanarak yapmak istiyoruz. Bizler de vijdan sahibi insanlarız. Ancak siz anne babalara son olarak şunu açıkça söylemek istiyorum. Etrafta, sağda solda dolaşan yalan yanlış laflara kanarak çocuklarınızı azınlık okullarından almayınız. Azınlığın çocukları temel eğitimi azınlık okullarında almalıdır. Bazı ailelerin çocuklarını azınlık okullarından alarak Yunan okullarına gönderdiklerine şahitlik ediyoruz. Ne kadar yanlış yaptıklarını birer eğitimci olarak biz biliyoruz, ancak onlar farkında değiller. Azınlık olarak zaman zaman bazı modaların peşine takılıp gidiyoruz. Sonunu hesaplamadan deyim yerindeyse koru koruna giderek duvara tosluyoruz. Yaptığımız yanlışın farkına varınca da sil baştan geri dönüyoruz. ışte azınlık olarak biz her dönemde bunları yaptık. Azınlık okullarından çocuklarını alanlar hemen ikinci yılında çocuklarının bunalıma girdiklerini görünce geri getirdiklerini de görüyoruz. Bunun suçlusu çocuklar değildir. Suçlusu sözde daha iyi eğitim arayan anne babalardır, bunu çok iyi bilmelisiniz.” Röp: ılhan TAHSıN AHMET

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz