Yunan Polisinin Hak İhlali ve Dokunulmazlık Kültürü” adlı raporda, Yunan polisi şiddetli eleştirilerin hedefi oldu.
Yunan polisi ve ırkçı Altın Şafak örgütü arasındaki bağlantılara ilişkin resmi bir soruşturmaya dayanarak hazırlanan “Bildiklerini Okuyorlar: Yunan Polisinin Hak İhlali ve Dokunulmazlık Kültürü” adlı raporda, ırkçı davranışlar içinde bulunduğu öne sürülen Yunan polisi, protestolarda aşırı güç kullanmak, yerli ve yabancı mültecilere yönelik kötü muamelede bulunmakla suçlandı.
Örgütün rapora ilişkin yayımladığı basın açıklamasında, Yunanistan’daki kolluk güçlerinin faaliyetlerine yönelik yapılan araştırmanın, Yunan polisindeki “uzun zamandan beri süre gelen kanuni takibata uğramaktan muaf tutulma kültürünü ortaya çıkardığı öne sürüldü.
Açıklamada araştırmanın, polisteki, “kemiklemiş ırkçılığı, protestoculara yönelik aşırı güç kullanma eğilimini ve ülkedeki yerli ve yabancı göçmenlere yönelik kötü muameleyi de içeren, son derece yaygın şiddeti” açıkça ortaya koyduğu ileri sürüldü.
Yunan emniyet görevlileri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine ilişkin örneklere yer verilen raporda, ülkedeki polis teşkilatının, şikayetlerle ilgili hızlı, derinlemesine ve bağımsız bir soruşturma başlatma konusunda başarısız kaldığı ve hesap verebilme sorumluluğundan uzak bir tavır içinde olduğu savunuldu.
Raporda, geçen yıl aralık ayı itibarıyla, aralarında Altın Şafak lideri, 2 polis memuru ve 5 milletvekilinin de olduğu yaklaşık 50 kişinin tutuklanarak, cinayet ve patlamalara yol açmaktan şantaja kadar uzanan suçlardan mahkemeye sevk edildiği ve 10 polisin, Altın Şafak üyelerine atfedilen suç faaliyetleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olduğunun ortaya çıkarıldığı vurgulandı.
“Kemikleşmiş ırkçılık ve aşırı güç kullanımı Yunanistan polisinin felaketi”
Örgütün, Avrupa ve Orta Asya Direktör Yardımcısı Jezerca Tigani, açıklanan rapora ilişkin yaptığı açıklamada, şunları ifade etti:
“Araştırmalarımız Altın Şafak bozgununun, buzdağının sadece görünen ucu olduğunu gösteriyor. Kemikleşmiş ırkçılık, aşırı güç kullanımı ve kökleşmiş hale gelen kanuni takibata uğramaktan muaf tutulma Yunanistan polisinin felaketi. Birbirini izleyen Yunanistan hükümetleri şu ana kadar bırakın bununla mücadele etmeyi, polisin gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerini ve süre gelen polisin kanuni takibata uğramaktan muaf tutulması uygulamasını kabul etme konusunda bile başarısız oldu. Emniyet görevlilerinin kapsamlı bir yapısal reformdan geçirilmesine çok acil ihtiyaç bulunuyor. Buna yasa dışı polis davranışları ile ilgili iddiaların soruşturulması için bağımsız bir polis şikayet mekanizmasının kurulması da dahil. Yunanistan yetkilileri halkın Yunanistan emniyet yapısına yönelik güvenini yeniden inşa etmelidir.”
Raporda Yunan polisine yöneltilen suçlamalar arasında Mart 2014’te Yunanistan’ın kuzeyindeki Nigrita Cezaevi’nde hücre hapsinde tutulan bir mahkumun cezaevi polisi tarafından dövülerek öldürülmesi iddiası da yer alıyor. Söz konusu iddiaya dayanak olarak da olayın ardından yapılan otopside mahkumun ayak tabanlarında ve göğsünde darp, ellerindeyse yanık izlerinin bulunduğunun ortaya çıkmış olması gösteriliyor.
Son 3 yılda yerli ve yabancı göçmenlere yönelik nefret saldırılarında çarpıcı bir artış yaşandığına işaret edilen raporda, özellikle Romanları ve LGBTİ toplumu mensuplarının işlenen nefret suçlarının başlıca kurbanı olduğu belirtildi. Raporda, emniyet görevlilerinin bu saldırıları engelleme ve saldırıların gerisindeki nefret unsurunu soruşturmada başarısız kaldığı vurgulandı.
Açıklamasında bu konuya da değinen Tigani, “Eylemleri ile Yunanistan polisi, kendi ana akım toplum fikirlerine uymayan herkese saldırmaya istekli olan yabancı düşmanı aşırı sağ grupları kötülüğe teşvik ediyor. Polis yetkililer tarafından ayrım gözetmeyen bir aygıt olarak kullanıldı. Kanun ve düzeni sağlamak yerine, çok sık olarak muhalifleri bastırmak ve hassas grupların üyelerine eziyet etmekle görevlendirildiler. Eylemleri bağımsız bir tahkikattan geçmedi ve kuralları çiğnemiş olmaları cezasız kaldı. Bunun değişmesi gerek” dedi.
Yıllardan beri Yunanistan’da polisin yasa dışı davranışlarını belgelemek konusunda faaliyet yürüten Uluslararası Af Örgütü’nün, ülkedeki son 2 yıllık durumu mercek altına alan yeni raporunda, polisin bu konuda ilerleme kaydetme arzusunda karamsar ve umutsuz bir tablo çizildiği gözlendi.
