VİYANA Üniversitesi ile Priştine İlahiyat Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Güney Doğu Avrupa’da Din dersi öğretmenleri ve İmamların Eğitimi” konulu konferans, Kosova’nın başkenti Priştine’de gerçekleşti.
Viyana Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin davetlisi olarak konferansa katılan Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, “Batı Trakya Müslüman Türkleri’nin statüsü ve din alanındaki durumu ile seçilmiş müftülüğün çalışmaları”nı anlatan bir konuşma yaptı.
İbrahim Şerif’le birlikte konferansa katılan BAKEŞ başkanı Cemil Kabza, müftü Şerif’in görüşmelerinde tercümanlık yaptı ve azınlık sorunlarıyla ilgili hazırlanan ingilizce metni katılımcılara dağıttı.
21-24 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen konferansta Güney Doğu Avrupa, Asya, Afrika ve ABD’nen olmak üzere toplam 24 ülkeden 32 kişi teblig sundu.
Dünyanın değişik ülkelerinde imam ve din dersi öğretmenlerinin eğitiminin masaya yatırıldığı konferans, Avusturya Dışişleri Bakanlığı, Kosova İslam Cemaati İlahiyat Fakültesi, Avusturya-Saraybosna Bilim ve Yerel İşbirliği Bürosu ile Viyana Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlendi.
İlki Viyana, ikincisi Saraybosna ve bu yıl üçüncüsü Priştine’de düzenlenen konferansın açılışına Kosova Eğitm, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı temsilcisi, Avusturya’nın Kosova Büyükelçisi Johann Brieger, Kosova İslam Cemaati Başkanı Naim Ternova, Priştine Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Qazim Qazimi ve Viyana Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Ednan Arslan’ın açılış konuşmalarıyla başladı.
7 oturumdan oluşan konferansta teblig sunan katılımcılar, kendi ülkelerindeki imam ve din dersi öğretmenlerinin eğitim sistemi hakkında bilgi verdi. Din eğitimini öğrencilere verecek olan öğretmenlerin nasıl eğitildiğini, uygulanan eğitim sistemlerinin avantaj ve dezavantajları tartışıldı.
Camilerde görevli imamların eğitim seviyesi, Cuma hutbelerinde kullanılması gereken dil konusunda yapılan bazı bilimsel araştırmaları, doktora adayları öğrenciler sundu.
İmamın cemaatle olan ilişkisi, Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan Müslüman cemaatlerin diğer dinlerle ilişkisi ve doğru din eğitim nasıl olmalı sorularına cevap arandı.
AMAÇ, DOĞRU ENTEGRASYON
Farklı din, dil ve kültüre sahip kişi ve toplumların yaşadıkları ülkelerde doğru entegrasyonu nasıl olmalı sorusuna cevap aranan konferansta, özellikle Güney Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların kendi din, dil ve kültürlerini kaybetmeden, doğru bir şekilde entegrasyonunun ancak doğru din eğitimiyle sağlanabileceği görüşü benimsendi.
İBRAHİM ŞERİF
22 Ekim Cumartesi günü gerçekleşen ve Ednan Arslan’ın yönettiği dördüncü oturumda konuşan İbrahim Şerif, Batı Trakya Müslüman Türkleri’nin statüsü ve din alanındaki durumu ile seçilmiş müftülüğün çalışmalarını anlattı.
BATI TRAKYA MÜSLÜMAN TÜRKLERİ
Batı Trakya Türkleri’nin hukuki statüsünü nasıl kazandığını örneklerle anlatan Müftü İbrahim Şerif, azınlığın resmi statüsünün 1923 Lozan Barış Antlaşması’yla sağlandığını, azınlığın dini özerkliğininin bu anlaşma ve başka anlaşmalarla sağlandığını söyledi.
MÜFTÜLÜK STATÜSÜ
Müftülüğün resmi statüsünün 1830 Londra Protokolü, 1881 İstanbul Antlaşması, 1913 Atina Antlaşması, 1920 Sevr Antlaşması ve 1923 Lozan Barış Antlaşması’ya belirlendiğini anlatan İbrahim Şerif, Batı Trakya’daki müftülerin görev yetki ve sorumluluklarının bahsedilen antlaşmalarla garanti altına alındığını hatırlattı.
Müftülüklern resmi statülerini belirleyen antlaşmaların bazı maddelerine atıfta bulunan İbrahim Şerif, Yunanistan tarafından ve müftülerin görev, yetki ve sorumluluklarını sınırlayan kanun, kanun hükmünde kararname ve bakanlık kararlarını bazı örnekler vererek anlattı.
1881’de Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan kanunla müftülerin görev yetki ve sorumluluklarının belirlendiğini hatırlatan İbrahim Şerif, daha sonra yürürlüğe giren ancak uygulanamayan 2345/1920 sayılı kanunun ilgili maddelerine atıfta bulundu.
MÜFTÜLÜK SEÇİMİ
Müftülerin seçilmesini öngören antlaşma, sözleşme ve kanunların uygulanmasında yaşanan sıkıntılara değinen müftü İbrahim Şerif, müftü seçimi konusundaki gelişmeleri şöyle anlattı: “Ne yazık ki, 1920’den 1990 yılına kadar adı geçen yasanın uygulanma şansı olmadı. Ülkemizdeki Birinci İkinci Dünya Savaşı sırasında işgal ve iç karışıklıklar nedeniyle bu yasa tam uygulanamamış, sadece 1949 yılında Gümülcine Müftüsü vefat edince bölgenin eşrafı toplanıp halkın teveccühünü dikkate alarak bir kişiyi (Hafız Hüseyin Mustafa) müftü seçip valinin onayına sunmuşlardır. Vali bu seçimi kabul edip onaylamıştır. Bu onaylanan kişi de 1985 yılına kadar müftülük makamında kalmıştır.
1985 yılında Gümülcine Müftüsünün vefatıyla birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı’nda müftülük sorunu ortaya çıktı. Boşalan Müftülük makamının yukarıda sözünü ettiğimiz antlaşma ve yasanın öngördüğü şekilde doldurulması için resmi girişimler yapıldı. Ancak bu yasanın uygulanabilmesi için hiçbir olumlu adımın atılmaması, yönetimin yasalara ve teamüle rağmen Azınlığa re’sen müftü tayin etmesi azınlığı hayal kırıklığına uğratmıştır.
5 yıllık bir çözüm arama sürecinden sonra, 1990 yılında Batı Trakya Türk Azınlığı kendi müftülerini seçme yoluna gitti.
17 Ağustos 1990 tarihinde İskeçe’de, 28 Aralık 1990 tarihinde de Gümülcine’de Cuma namazında halk tarafından müftü seçimleri gerçekleştirildi. Ne yazık ki Yunanistan bu müftüleri tanıma yerine kovuşturmaya tabi tutmuş, müftüyü 8 ay hapse mahkûm etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne intikal eden olay, AİHM Sözleşmenin 9. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiş ve Yunanistan’ı 10.000 dolar cezaya mahkûm etmiştir.
Ayrıca İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) 23-25 Mayıs 2009 tarihli 3/36/2009 sayılı karar metninde Yunanistan’ı Seçilen Müftüleri tanımasına davet etmiş ancak bugüne kadar netice alınamamıştır.
1990 yılından bu yana seçilmiş müftülükler halkla iç içe olmuşlar ve halkın problemlerini çözme konusunda birçok çalışmalar yapmışlardır.
1990 yılından günümüze kadar Seçilmiş Müftülük, azınlık insanının yanında olduğu gibi toplum da Seçilmiş Müftülere sahip çıkmak suretiyle bu kurumları yaşatmaya devam ediyor. Dini hayatla ilgili sorunlarını çözen merkezler konumuna gelen Gümülcine ve İskeçe Seçilmiş Müftülükleri, azınlığa yönelik faaliyetleriyle toplumun karakter yapısının şekillenmesinde önemli bir rol üstlenmektedir.”
MÜFTÜLÜĞÜN ÇALIŞMALARI
Kurumsal bir yapı haline gelen seçilmiş müftülüğün halka yönelik önemli çalışmaları olduğunu belirten İbrahim Şerif, müftülük çatısı altında Kur’an Kursları, kadın ve erkek irşad ekibinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Müftülük olarak yürüttükleri yardım kampanyaları anlatan İbrahim Şerif, Kur’an-ı Kerim yarışmaları, kutlu doğum etkinlikleri, Aşure günleri kutlamalarınının müftülük ekibi tarafından düzenlendiğini belirtti. Kutsal gün ve gecelerde okutulan mevlitlerin, hatim törenlerinin de önemine değinen müftü Şerif, kurum içi eğitim seminerlerinin düzenlendiğini ifade etti.
Müftü Şerif konuşmasını cami ve minare izinleri konusunda yaşanan sıkıntılara atıfta bulunarak tamamladı.
İbrahim Şerif, konuşmasının sonunda dinleyiciler tarafından kendisine yöneltilen çok sayıda soruyu yanıtladı.
DİĞER SUNUMLAR
Aynı oturumda söz alan Rusya İslam Üniversitesi öğretim üyesi Said Shagaviev, Rusya’da imamların eğitimini Tatar İmamların eğitimi örneğiyle anlattı.
Bükreş Üniversitesi öğretim üyesi George Mircea Botscu Romanya’nın Dobruca bölgesinde İslam konulu teblig sundu. Ukrayna Müftü Yardımcısı Rustam Gafuri ise modern toplumlarda azınlık olan Müslümanların din eğitimi konusunda konuştu. Aynı oturumun son konuşmacısı olan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Şeyma Arslan ise Türkiye’de imam ve din dersi veren öğretmenlerin eğitim sistemini anlattı.
Konferansta sunulan tebliglerin önümüzdeki günlerde bir kitapçık haline getirileceği belirtildi.
PRİZREN TEMASLARI
Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ve BAKEŞ Başkanı Cemil Kabza, 23 Ekim Pazar günü Kosova’nın Prizren şehrinde temaslarda bulundu.
Prizren İslam Birliği Kurulu Başkanı Lütfü Balık’ı makamında ziyaret eden İbrahim Şerif ve Cemil Kabza, Birliğin Prizren şehrindeki çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Aynı gün 1951’de kurulan ve bugüne kadar faaliyetlerini aralıksız sürdüren Doğru Yol Derneği’ni ziyaret eden İbrahim Şerif ve Cemil Kabza’ya, Doğru Yol Dernek Başkanı Tahir Luma ile görüştü.
Batı Trakya heyeti adına, Doğru Yol Derneği Başkanı ve Prizren İslam Birliği Kurulu Başkanı adına müzisyen, işadamı H. Başkim Çabrat’ın verdiği öğle yemeğine katıldıktan sonra kara yolu ile Batı Trakya’ya dönmek üzere Prizren’den ayrıldı.