Yunanistan genel seçimlerine çok az bir süre kalırken, Birlik gazetesi, azınlık milletvekili adaylarıyla röportajlarını yapmaya devam ediyor. Bu çerçevede 25 Nisan 2012 tarihinde Rodop İli Pasok Milletvekili adayı Ahmet Hacıosman ile bir röportaj yaptık. Ahmet Hacıosman ülke ve azınlık olarak çok ciddi bir ekonomik krizin içinde olduklarını, önümüzdeki dönemde geçtiğimiz dönemde olduğu gibi çalışmaların ekonomik ağırlıklı olacağını vurguladı.
Öncelikle kısaca biraz kendinizi tanıtır mısınız?
1958 yılında Gümülcine’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Gümülcine’de tamamladım. Daha sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 1984 yılında mezun oldum. 1986 yılında ilk olarak politikaya adımımı atarak Gümülcine Belediyesi’ne, Belediye Meclis Üyesi olarak seçildim. 8 Nisan 1990 Milletvekili Genel seçimlerinde Dr. Sadık Ahmet ile beraber “Güven” listesinden bağımsız adayı oldum. 1990’da Dr. Sadık Ahmet’in öncülüğünde kurulan Dostluk-Eşitlik-Barış Partisi’nin kurucuları arasında yer alarak, 1. Olağan Genel Kurul’da D.E.B. Partisi Genel Sekreteri seçildim. 1999 ile 2007 yılları arası önceleri delege ve yönetici olarak bulunduğum D.E.B. Partisi Genel Başkanlığı’na seçildim. 2002 ve 2006 Rodop-Evros İlleri Genişletilmiş Bölgesindeki İl Meclisi seçimlerinde İl Meclisi Üyeliği’ne seçildim. 2002 ile 2007 yılları arasında da Rodop İli Vali Yardımcılığı görevinde bulundum. 16 Eylül 2007 ve 04 Ekim 2009 tarihlerinde yapılan Milletvekili Genel seçimlerinde Rodop İli’nde PASOK Partisi’nden milletvekili olarak seçildim. Fadile Alioğlu ile evli olup, Enes adında bir oğlum ve Enise adında bir kız babasıyım.
Yeni parti başkanlığınızda, partinizin azınlığın Türk kimliğine bakış açısı nasıldır?
Azınlığımızın Türk kimliğinin inkarı hiç bir kurum tarafından söz konusu dahi olamaz. Bizler azınlık olarak yıllarca zaten bunun mücadelesini veriyor ve vermeye de devam edeceğiz. Zaten son dönemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin almış olduğu kararlar da; azınlığımızın bu davada ne kadar haklı olduğunun açıkça bir göstergesidir diyorum. Umarım bu haklılığımız bir an evvel kalıplaşmış devlet politikaları nazarında da kabul edilir.
Sizce azınlık sorunlarının çözümü konusunda öncelikleriniz arasında neler vardır?
Bu soruya şu şekilde cevap vermek istiyorum. Bana göre azınlığımızın hiç bir problemi yoktur ki; öncelikli problemler içinde yer almasın. Çözüm bekleyen her konunun önemli ve bir an evvel çözülmesi gereken konulardır. Ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar, azınlığımızı da doğrudan doğruya etkilemektedir. Burada önemli olan bizlerin azınlık olarak bu krizin içinden en az zarar görmüş bir şekilde çıkabilmektir. Bunun yolunu aramamız gerekir. Azınlık insanımız tarıma dayalı bir toplum olduğu için Avrupa Birliği’den gelen programları daha etkin bir şekilde kullanımını sağlamak önemli hedeflerimden bir tanesidir. Zaten Parlamento’da bulunduğum süre içerisinde gerek soru önergesi şeklinde, gerekse bizzat sorumlu bakanlarla görüşerek ve Meclis’te söz alarak bu konuların takipçisi oldum ve olmaya da devam edeceğim.
Bu partinin içinde yıllarca görev almış biri olarak, sizce D.E.B. partisinin azınlık içindeki rolü nedir, çalışmalarını nasıl buluyorusunuz?
“D.E.B. partisinin son yıllarda azınlık siyaseti içerisinde daha aktif bir şekilde yer aldığını görmeyi son derece önemli buluyorum.”
Rahmetli liderimiz Dr. Sadık Ahmet’in kurmuş olduğu Dostluk Eşitlik Barış partisinde yıllarca çeşitli kademelerinde aktif olarak görev aldım. Bu dönemde azınlık davalarında yaşadığımız olaylara bizzat tanıklık ederek, o mücadelenin içinde bulundum. Bunlar benim için hayatımın mihenk taşlarıdır diyebilirim. O yıllarda çok sıkıntılı ve zor günler içerisinde onurlu bir mücadele verdiğimizi düşünüyorum. D.E.B. partisinin son yıllarda azınlık siyaseti içerisinde daha aktif bir şekilde yer aldığını görmeyi son derece önemli buluyorum. Bu partinin geçen yıllarda olduğu gibi her zaman desteğe ihtiyacı olduğunu ve bu partide görev almaktan kaçınmamak gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla D.E.B. partisinin tüm çalışmalarını destekliyor ve azınlığımıza her zaman hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Sizce azınlık sorunlarımızı gerektiği şekilde Avrupa platformlarında yeterli düzeyde temsil ediliyor mu?
Avrupa’da faaliyet gösteren derneklerimiz; azınlığımızı yeterli düzeyde temsil ettiğine inanıyorum. Onların yapmış oldukları lobi çalışmalarıyla beraber, bu hakllı davamızda bizlerin lehine dünya arenasında kamuoyu oluşturduklarını düşünüyorum. Buradan Türkiye ve Avrupa’da faaliyet gösteren bütün derneklerimize ayrıca başarılar diliyorum.
Son olarak azınlığımıza ve siz neler söylemek istersiniz?
6 Mayıs tarihinde yapılacak Yunanistan genel seçimlerinin ülkemiz ve azınlığımız için hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca insanlarımıza buradan şu çağrıyı da yapmak istiyorum. Asıl hayat 6 Mayıs’tan sonra başlayacaktır. Onun için güçlü, tecrübeli, sorunlarımıza ciddi anlamda eğilecek temsilciye ihtiyacımız; eskisinden daha fazla olacaktır. Sandığa giderek bu görevimizi yerine getirelim.
