Paralel raporunda ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları aktararak Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğine yönelik müdahalelerine derhal son vermeye ve dini özgürlüğüne tam saygı göstermeye çağırdı.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı’nın 21 Haziran 2019 tarihinde açıkladığı Yunanistan 2018 Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu’na yanıt niteliğinde paralel rapor hazırlayarak ABD’nin yetkili makamlarına iletti. ABTTF paralel raporunda, uluslararası antlaşmalar uyarınca dini özerkliğe sahip Batı Trakya Türk toplumunun müftü ve vakıflar sorunu ile “240 İmam Yasası” başta din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları ayrıntılarıyla dile getirdi.
Paralel raporunda ABTTF, geçen yılki ABD raporunda Batı Trakya Türk toplumunun nüfusunun Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’na (ECRI) atıfla yaklaşık 100-120 bin, bu yılki raporda ise Pew Araştırma Merkezi isimli kuruluşun bir çalışmasına atıfla yaklaşık 100 bin olduğu iddiasına yanıt olarak Yunanistan’da etnik kökeni gösteren resmi nüfus sayımı veya veri olmamasına karşın ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl farklı bir kaynak gösterip gerçekte 150 bin olan Batı Trakya Türk toplumunun nüfusunu düşük vermesini eleştirdi.
ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun 1913 Atina Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşması’na göre kendi dini liderleri olan müftüleri seçme hakkına sahip olmasına rağmen Yunan hükümetinin 1991 yılından beri müftüleri veya müftü naiplerini tayin ettiğini belirtti, müftülerin devlet tarafından atanmasına karşı çıkan Batı Trakya Türklerinin kendi müftülerini seçtiğini ancak bunların Yunan hükümeti tarafından tanınmadığının altını çizdi. ABTTF, Rodop Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’in “müftülük makamını gasp” ve dini sembolleri yasadışı olarak kullandığı gerekçesiyle son yıllarda defaatle adli konuşturmaya uğradığını da not etti.
ABTTF paralel raporunda, Batı Trakya’daki özerk yapıdaki müftülükleri yeniden yapılandırmayı öngören ve 11 Haziran 2019 tarihinde yürürlüğe giren 52/2019 sayı ve tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hakkında da bilgilendirmede bulunarak kararname ile müftülüklerin tamamen Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Din İşleri Bakanlığı’na bağlanarak alelade devlet dairesine dönüştürüldüğünü, müftülerin yetkilerini oldukça sınırlandıran kararnamenin Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğini nihai olarak ortadan kaldırdığını vurguladı.
ABTTF, “240 İmam Yasası” olarak bilinen 4115/2013 sayı ve tarihli yasanın Batı Trakya Türk toplumunun tüm itirazlarına rağmen Yunan hükümetince ısrarla uygulanmaya devam ettiğinin altı çizilerek yasa kapsamında Batı Trakya’daki camiler ile devlet ilk ve ortaokullarına giden Batı Trakya Türk toplumu mensubu çocuklara Yunanca dilinde İslam dinini öğretmek üzere tayinli müftülere bağlı din görevlilerinin/okutmanların yetiştirildiğini, son olarak Haziran 2019’da Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Din İşleri Bakanlığı’nın Batı Trakya’da görev yapacak 120 din öğreticisinin (ierodidaskalos) 9 aylık iş sözleşmesiyle atanmasını öngören kararı yayımladığını not etti.
Paralel raporunda Batı Trakya Türk toplumuna ait vakıflarla ilgili on yıllardır yaşanan sorunlara da değinen ABTTF, 1923 Lozan Antlaşması’nın Batı Trakya Türk toplumuna kendi dini kurumlarını kurma, yönetme ve kontrol etme hakkı tanımasına rağmen Yunan hükümetinin askeri cuntanın iktidara geldiği 1967 yılından beri vakıfların idare heyetlerinin Batı Trakya Türk toplumu tarafından seçilmesine izin vermeyerek bunları tayin ettiğini kaydetti. ABTTF, 3554/2007 sayı ve tarihli yasa ile Batı Trakya Türk toplumuna ait vakıfların vergiden muaf tutulmasına rağmen bahse konu yasanın bugüne kadar halen uygulanmadığını ve vakıfların vergi borçlarının silinmediğini, silinmeyen vergi borçları nedeniyle vakıf mallarının ipotek altında olduğunu kaydetti.
ABTTF, Yunan hükümetinin müftülerle ilgili tek taraflı adımlarının Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğinin ihlali olduğunu hatırlatarak Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınan eğitim ve dini özerkliğini iade etmeye çağırdı. Ayrıca ABTTF, Yunan devletinin resmi politikası ve iddialarını temel alarak Batı Trakya Türklerinin dini alandaki sorunlarına Yunanistan’ın bakış açısıyla raporunda yer veren ABD’yi eleştirerek ABD diplomatik temsilcileri ve yetkililerinden Batı Trakya Türkleri ile görüşerek onların görüşlerine ABD raporunda daha fazla yer vermek suretiyle daha dengeli ve objektif bir yaklaşım ile raporun kaleme alınmasını istedi.