Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 29 Ocak 1988 tarihinde Atina’nın baskısına karşı yapılan direniş eylemi ve eylemin iki yıl sonraki yıl dönümünde Gümülcine kentinde Türkleri hedef alan saldırıları andı.
Almanya’nın Witten şehrinde bulunan Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 29 Ocak Batı Trakya Türk Azınlığı Milli Direniş Günü’nün 25. yıldönümünü düzenlediği anma programı ile kutladı. Anma programına Avrupa’nın değişik yerlerinden gelen Batı Trakyalı Türkler ile çevredeki sivil toplum kuruşlarının temsilcileri katıldı.
Milli Direniş Anma Günü’nün programının sunuculuğunu yapan ve oturumu yöneten derneğimizin genel sekreteri sayın Mehmet Hasan, Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Mesut Hüseyin Milli Direniş Anma Günü’nün açılış konuşmasınsı yapmak için kürsüye davet edildi.
Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Mesut Hüseyin
Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Mesut Hüseyin 29 Ocak 1988 tarihinin Batı Trakya Türkleri için çok anlamlı bir gün olduğunu söyledi. Dr. Mesut Hüseyin konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu tarihte binlerce Batı Trakya Türkü, Batı Trakya’da Türk yoktur iddiasında bulunan Atina yönetimine karşı Gümülcine’de protesto gösterisi düzenleyerek biz Türk’üz diyerek bütün dünyaya haykırmışlardır. Batı Trakya Türkü milli kimliğinden uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınan haklarından taviz vermeyeceğini herkese göstermiştir.
29 Ocak Batı Trakya Türklerinin hafızalarından hiçbir zaman silinmeyecek bir milattır. Milli kimliğimizin inkarı ve toplumumuzun göz bebeği olan kuruluşlarımızın kapatılma çabaları, Batı Trakya Türklüğü tarafından hiçbir zaman kabul edilmemiş ve bundan sonra kabul edilmeyecektir. Bu arada geçen 25 yıla rağmen Yunanistan’da Batı Trakya Türk azınlığının milli kimliğinin hala inkar edilmesi üzücü ve düşündürücü olduğu kadar, Yunanistan’daki demokrasi anlayışının da eksiklerle dolu olduğunu göstermektedir. Bugün bile Batı Trakya’da hala adında Türk adı geçen dernek açılamamaktadır. Yürürlüğe konulması istenen zorunlu ana okulları projesi ile çocuklarımız Türkçeden ve Türk kültüründen bir adım daha uzaklaştırılmak isteniliyor. Okullarda devamlı Türkçe dersi azaltılarak Yunanca artırılmaktadır. Bütün bu sorunların ana temeli kendimizi Türk hissedip, Türk olarak ifade etmemizden kaynaklanmaktadır, diye konuştu.
T.C. Essen Konsolosu sayın Mete Zaimoğlu
Sayın Konuklar, Kıymetli Vatandaşlar, Batı Trakya Türk Azınlığının, etnik kimliğinin tanınmamasına, ayrımcılığa, baskılara ve evrensel düzeyde kabul görmüş özgürlüklerinin kısıtlanmasına karşı, 29 Ocak 1988 tarihinde başlattığı mücadelenin ve demokratik hak arayışının yıldönümünü anmak ve hatırlamak üzere burada biraraya gelmiş bulunuyoruz.
Sayın Konuklar,
Sizlerin de çok yakından bildiği üzere, Batı Trakya Türk Azınlığı, başta 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşması olmak üzere, uluslararası ve ikili anlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanma konusunda engellerle karşılaşmaktadır. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın karşı karşıya olduğu hak ihlallerine, maruz kaldığı engellemelere ve üstesinden gelmek durumunda kaldığı sorunlara örnek olarak, etnik kimliğin inkâr edilmesi, dernekleşme özgürlüğünün ihlal edilmesi, seçilmiş dini liderlerin tanınmaması, vakıfların idaresinde ve tabi olduğu yasal düzenlemelerde ayrımcılık, Yunan Vatandaşlık Kanunu’nun eski 19. maddesi kapsamında Yunan vatandaşlığını kaybeden, dolayısıyla, AB vatandaşlık hakkından mahrum kalan 60.000 soydaşımızın durumu, eğitim alanında eşit haklardan yararlanamama, ifade ve basın özgürlüğünde karşılaşılan sorunlar ve siyasi temsil düzeyinin hak edilen seviyeye ulaşmasını engelleyen % 3’lük seçim barajı, sayılabilir.
Buna karşın, yüz yüze kalınan sorunlar, sadece, Yunanistan yönetiminin ikili ve çok taraflı anlaşmaları ihlal etmesiyle sınırlı kalmamaktadır. Keza, hepimizin malumu olduğu üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Yunanistan aleyhine alınmış olan kararlar malesef Yunan İdaresi tarafından uygulanmamaktadır.
Kıymetli Misafirler,
Türkiye’nin, Batı Trakya Türk Azınlığının her zaman yanında olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Türkiye, Batı Trakya Türk Azınlığının ikili ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan meşru taleplerinin göz ardı edilmesine izin vermeyecek, ayrıca, evrensel ve çağdaş hak ve özgürlüklerden yararlandırılması için her platformda gerekli desteği vererek, konunun takipçisi olacaktır.
Sayın Konuklar,
Günümüzde Dünyamız bir değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Yaşanan bu gelişmelerden en önemlisi ise küreselleşme denen olgudur. Küreselleşme, demokrasilerle birlikte daha hissedilir olmuş, ülke halkları yani kamuoyu dolayısıyla sivil toplum örgütleri hiç olmadığı kadar önemli ve etkin bir hale gelmiştir. Bu noktadan hareketle, Batı Trakya Türk Azınlığının sivil toplum örgütlerine önem vermesi ve karşılaştığı sorunlara karşı bu yöntemle mücadele etmesi en doğru yol gibi görünmektedir. Nitekim, gerek Batı Trakya’da gerek Avrupa’da kurulmuş olan dernekler, bu gerçeğin farkına varıldığını göstermektedir. Bu anlamda, Witten Batı Trakya Türleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin çalışmalarını önemsediğimizi belirtmek isterim.
Batı Trakya Türk Azınlığının Değerli Üyeleri, Kıymetli Vatandaşlar,
Bugünlerin, birlik ve dayanışma günü, ayrılıkları, farklılıkları ve kırgınlıkları unutma günü olduğunu bir kez daha hatırlatır, bu etkinliği düzenleyenlere teşekkür eder, saygı ve selamlarımı sunarım.
Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı sayın Hasan Özdoğan
Batı Trakyalı Türkler göç içinde göç yaşıyor. Batı Trakya’da maruz kaldığınız asimilasyon sorunları ile Almanya’ya gönderdiler. Burada sizler ile birlikte biz Türkiye Türkleri de aynı sorunlara maruz kalıyoruz. Bu sorunlarımıza çözüm bulmak için birlikte hareket etmek zorundayız. Bu çalışmalarımızda en büyük destekçimiz de Türkiye olacaktır. Dünyada sesini duyuran, ekonomik olarak dorukta olan Türkiye ile çözümler çok daha ileri bir noktaya taşınacaktır, dedi.
A.B.T.T.F kurucularından sayın Cafer Hasan
29 Ocak Batı Trakya Milli Direniş Günü Anma Programı’nda Batı Trakya azınlığının tarihsel gelişimi hakkında konuşan Cafer Hasan, ’’15 Ocak 1988 tarihinde tüm camilerde hutbelerde Türk derneklerinin kapatılmasıyla ilgili kararın okutulması ile başlayan 29 Ocak’a götüren süreç şöyle gelişti. İskeçe Müftüsü Mustafa Hilmi başkanlığında toplanan en yüksek Batı Trakya temsil organı olan Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Kurulu tarafından oluşturulan Yürütme Kurulu’nun 26 Ocak 1988’ de aldığı kararla Gümülcine’de noktalanacak genel bir yürüyüş yapılması ve 1-3 Şubat günlerinde de çocukların okullara gönderilmemesi kararı. Bu kararlarla birlikte 29 Ocak’ta her türlü engellemelere rağmen binlerce insan Gümülcine’ye akmış ve dünyaya Türk olduklarını haykırmışlardır diye konuştu.
Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Burak Bilal
Kıymetli Misafirlerimiz, Kıymetli Soydaşlarımız;
Bugün Wıtten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğimizin düzenlemiş olduğu ‘’ 29 Ocak Batı Trakya Türk Toplumunun Ulusal Birlik, Dayanışma ve Direniş gününün 25’’inci yıl dönümünün programına yüksek saygılarımı belirterek hepiniz hoş geldiniz.
Bu tarihi gün Batı Trakya Türk Azınlığının Hak arama mücadelesinin onurlu bir sayfasıdır. Bizler 1923’te imzalanan Uluslararası Lozan Antlaşması ile; Dini, Milli, Kültürel, Sosyal faaliyet ve her türlü dernek kurma haklarına sahip olarak Yunanistan idaresine bırakılmışız. 1923 Lozan Antlaşmasından sonra Yunanistan bir çok istihalelerden geçti. Cihan harpleri, iç karışıklar ve cunta idareleri .Yunanistan’ın karışıklıklarında bile, Batı Trakya Müslüman Türk’ü Milli ve Dini hüviyetini kaybetmemiş, her türlü baskılara ve uğradığı haksızlıklara rağmen en güzel bir şekilde mücadele vererek Allah’ın inayeti ile varlığını koruyabilmiştir.
Aziz Soydaşlarımız,
1974’te Yunanistan’da parlamenter idarenin yerleşmesinden sonra Batı Trakya Türk Toplumu gelişen dünya şartlarına göre, Lozan Antlaşmasının insan Hakları ve Avrupa sürecinin uygulanmasını beklerken, 1980’ li yıllara kadar yasal faaliyet gösteren ve başlıklarında ‘’ Türk ‘’sözcüğü bulunan kuruluşlarımız ‘’ Batı Trakya’da Türk yoktur ‘’ gerekçesi ile mahkeme kararıyla kapatılma yoluna gidilmiştir. Yapılan itirazlar ve devam eden Hukuki süreç sonucunda 1988 yılında Yunanistan’ın en yüksek yargı organı olan Atina temyiz mahkemesince de kararı onaylayarak kesin olarak kapatılmalarına karar verilmiştir. Yüksek mahkemenin bu kesin kararını, Milli ve Dini hüviyetin inkarı olarak kabul eden Batı Trakya Türk Toplumunu ayaklandırmıştır. Zamanın yürütme Komitesi ‘’29 Ocak 1988 ‘’ yılında Cuma günü bütün Batı Trakya Türk’ünün Gümülcine Eski Camiinde toplanmasına, oradan da Vilayete yürüyerek, Türklük ve Müslümanlık davasını Dünyaya duyurma Kararı almıştır. Bu karar doğrultusunda bütün engellemelere rağmen Batı Trakya’nın her yerinden on binlerce insan yollara döküldü. Türk’üz !!! Müslüman’ız !!! Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı hiç kimse inkar edemez, diyerek medeni bir şekilde Milli ve Dini Hasletlerini koruma azminde olduğunu bütün dünyaya haykırmıştır. Bugün de ayni şuur ve mücadele Ruhu ile etnik kimliğimizin ne olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Artık Türklüğümüzden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğimizin idrak edilmesini istiyoruz. Bizler şunu çok iyi bilmeliyiz ki; Milletleri yaşatan, ilerleten ve yükselten güç, birlik ve beraberliklerdir. Bir Milletin birliği ve beraberliği çeşitli nedenlerle zayıflarsa veya bozulursa o toplumda ilerleme ve yükselme olmayacağı gibi, o Milletin istikbalini de koruması zorlaşır, hatta imkansız hale gelir. Bir toplumda, Milli birlik ve beraberliğin sağlanması için o toplumda yaşayan herkesin üzerlerine düşen görevlerini yerine getirmesi gerekir. Herkes kendi görevini eksiksiz yaptığı taktirde, Milleti için istenilen mücadeleyi ve fedakarlığı gösterdiği sürece o toplumda ilerleme, yükselme, huzur, sükûn ve güven vardır.
Değerli Soydaşlarımız,
Direnişimizin üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen , Batı Trakya Türk Toplum üyelerinin halen Haklarının ihlalinden kaynaklanan bir çok sorunla karşı karşıya kaldığı ve Milli kimliğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen hala inkar edilmesinin üzücü ve düşündürücü olduğu bir gerçektir. Direnişimizin ikinci yıl dönümü olan ‘’ 29 Ocak 1990 ‘’nın kısa hatırlatmasını yapmadan geçemeyecek: hatırladığınız gibi o Gün’de fanatik Hristiyan Yunan gruplar tarafından Gümülcine ve İskeçe’de soydaşlarımıza karşı toplu saldırılar düzenlenmişti. Yunan polisinin müsamahası altında iki gün sürdürülen saldırılarda, Türk’lere ait 300 ün üzerinde dükkan ve işyeri yağmalanırken, aralarında Merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa ve dönemin İskeçe Bağımsız Millet vekilimiz Ahmet Fakıoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda soydaşımız darp edilerek ağır şekilde yaralanmışlardı. Değerli soydaşlarımız: Bugün dahi Ülkemiz Yunanistan’da değişik bahanelerle karanlık güçler tarafından, Soydaşlarımıza karş Müslüman Türk düşmanlığını ateşlemekle görevlendirilmiş karanlık teşkilatlar bulunmaktadırlar, bu nedenle bizlerde, içimize sızmaya çalışan bölücü tuzaklara ve diğer düşmanlıklara karşı gerekli tedbirlerimizi almamız gerekmektedir .
Kıymetli misafirlerimiz ve soydaşlarımız ; Bugün Derneğimiz tarafından düzenlemiş program vesilesiyle, Birlik ve beraberliğimizin hepimize Hayır getirmesini Rabbimizden diliyorum, hitabetime son noktayı koyarken beni Sabırla dinlediğinizden ve programımıza teşriflerinizden dolayı ben deniz ver Derneğimiz adına sizlere müteşekkiriz.
Derneğimiz tarafından düzenlenen “29 Ocak Batı Trakya Türk Azınlığı Milli Direniş Günü ”nün 25. yıldönümü anma programına katılan T.C. Essen Konsolosu sayın Mete Zaim Oğlu, Avrupa Türk Demokratlar Birliği genel Başkanı sayın Hasan Özdoğan, Avrupa Türk Demokratlar Birliği genel sekreteri Salih Altınışık, iş adamı sayın Ramazan İnci, İş adamı Hamdi Sefer, A.B.T.T.F kurucularından sayın Cafer Hasan, Duisburg Batı Trakya Eğitim ve spor Derneği genel Başkanı sayın Bilgin İlyas oğlu ve Yönetim Kurulu arkadaşları , Witten Türk Ocağı genel Başkanı sayın Mehmet Barutçu, as Başkanı Bekir Doğan, Witten Sultan Ahmet Camii genel Başkanı sayın Veysel Arslan, NRW Hürriyet Muhabiri sayın Cengiz Parlayan, Zaman Gazetesi bölge muhabiri sayın Mehmet Bozkurt, Türkiye gazetesi sayın Ahmet Birinci, haftalık Post gazetesi sayın Barış Birinci.
29 Ocak Anma programın ardından Witten Batı Trakya Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından tüm misafirlerimize ve hemşerilerimize akşam yemeği ikram edildi.