Büyükelçi Kerim Uras: “Bu ziyarette vermek istediğim en önemli mesaj ortaklıklar konusuydu.”
Türkiye Cumhuriyeti Atina Büyükelçisi Kerim Uras ve Müsteşar İlhan Şener, resmi temaslarını tamamladıktan sonra Kavala’dan hava yolu ile Atina’ya hareket ettiler.
Büyükelçi Kerim Uras, Atina’ya harketinden önce Kavala “MAKEDONİA” Havaalanında, Batı Trakya’da 3 gün boyunca yapmış olduğu ziyaretlere ilişkin Birlik gazetesine bir değerlendirmede bulundu. Uras, “çok yararlı bir ziyaret oldu, soydaşlarımızla buluştuk ve Gümülcine’yi, İskeçe’yi, ovayı, yakayı gezdik” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Yerel makamlar, Milletvekilleriyle ve Müftülerimizle konuştuk ve ziyaretimin son gününde de Kavala’da Nea Karvali’de bulunan Laografi Müzesi’ni ziyaret ettim.
Kapadokya’dan buraya nüfus değişimi çerçevesinde gelmiş olan insanlarla tanıştık ve onların yapmış olduğu müzeyi gezdik. Doğrusu çok ilginçti. Bu ziyaretin çok yararlı olduğuna inanıyorum. Sayın Başkonsolos’a ve tüm arkadaşlara verdikleri destek için teşekkür ediyorum.
“Eğitim tabi her şeyin anahtarıdır. Onun için soydaşlarımızın eğitime önem vermelerini temenni ediyorum.”
Şahin ve Ketenlik ziyaretleri de çok güzel geçti her iki köy de önemli yerler, insanlar havanın soğuk olmasına rağmen çıkıp gelmişler, burada güzel projeleri yerinde görme imkanı bulduk. Ketenlik’te Çocuk Yuvası ve Kütüphane yapılmış, sınırsız internet ulaşımı var. Eksikler bitmez ama iki tarafta da çok güzel projeler var, ikisine de büyük bir memnuniyetle katıldım. Ketenlik köyünde eğitime verilen önemi gördüm. O köyün girişinde gayet büyük bir okul var. Sayın Başkonsolosu’muzun verdiği bilgiye göre gayet iyi eğitim yapılan bir yermiş. Eğitim tabi her şeyin anahtarıdır. Onun için soydaşlarımızın eğitime önem vermelerini temenni ediyorum. Özetle benim için o ziyaretler çok ilginçti.
“Yunanistan genelinde de büyük bir kriz var. Fakat kurulacak ekonomik ilişkilerin sağlam olabilmesi için, herkesi tatmin edebilmesi lazım, bunun için de eniyi yol ortaklıklardır.”
Bu ziyarette vermek istediğim en önemli mesaj ortaklıklar konusuydu. Burada ekonomik anlamda büyük arayışlar var, işsizlik yüzde altılardan, yüzde kırklara kadar ulaşmış ve çok önemli bir zemin kaybıdır. Herkesin ortak derdi, geçim derdi haline gelmiş. Yunanistan genelinde de büyük bir kriz var. Fakat kurulacak ekonomik ilişkilerin sağlam olabilmesi için, herkesi tatmin edebilmesi lazım, bunun için de en iyi yol ortaklıklardır. Bu gün de bölge milletvekiliyle bir araya geldiğimde aynı hususu vurguladım. Herkesin ortaklaşa yapabileceği çok şeyler var. Büyük bir potansiyel olduğunu gördüm. Bunu bankayla birlikte, serbest bölgesiyle birlikte, Türk-Yunanlı, Müslüman-Hıristiyan herkesin birlikte el ele vererek ekonomik kalkınmayı sağlaması gerektiğine inanıyorum. Daha önce dediğim gibi, burası büyük bir havzanın tam ortasında yer alıyor.
Benim birinci görevim, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi için çalışmaktır. Geçmişte bazı sıkıntılar yaşanmış ve güvensizlik olabilir. Bunları artık geçmişte bırakarak ileriye bakmak istiyoruz. Aynı isteksizlik Türk işadamlarında da olabiliyor. Diyorlar ki; “Buraya personelimi, müdürümü, mühendisimi nasıl göndereceğim ve işime nasıl sahip çıkacağım” ve daha sonra önlerindeki Schengen Vizesi duvarına çarpıyorlar. Dolayısıyla buna bir çare bulmak gerekiyor. Bu engeller ortadan kalktıkça ben eminim, bu güvensizlik engelini aşmak nispeten kolay olacaktır. İyi niyetle çalıştığımız sürece karşılıklı çok daha hızlı yol aldığımızı göreceğiz. Zaten aklı başında insanlar bunu görüyor. Değişen koşullara henüz bir zihniyet adapte olamamış. Bu zihniyetin kısa zamanda değişen koşullara uyacağını ümit ediyor ve inanıyorum.”