İskeçe Türk Birliği’nin, “İskeçe Türk Birliği; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararının Uygulanmasını Beklerken” konulu toplantısı 30 Mart 2018 Cuma günü İskeçe’de gerçekleştirildi.
İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı toplantıya konuşmacı olarak Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği Sorumlusu Panayotis Dimitras, emekli Av. Orhan Hacı İbram, Av. Ahmet Kara, Av. Halil Mustafa, Melek Kırmacı Arık, Pervin Hayrullah ve Yunan gazeteci Damon Damianos katıldı. Bu önemli etkinliği Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu da ilgiyle izledi.
Etkinliğe DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, milletvekilleri İlhan Ahmet ve Hüseyin Zeybek, Mustafçova Belediye Başkanı Cemil Kabza, İTB Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah, Batı Trakya Kadın Platformu Sözcüsü Sevil Şerifoğlu, Kırköy Kültür Eğitim ve Spor Derneği Ova Kadınlar Kolu Başkanı Fatma Sali Emin’in yanı sıra İskeçe ve Gümülcine’den soydaşlar katıldı.
Etkinlikte konuşmacılar sırasıyla ve özetle şu ifadeleri dile getirdi.
DEB PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA ALİ ÇAVUŞ: “BU ÜLKEDE BİR ÇOK IRKTAN OLABİLİRSİNİZ AMA TÜRK OLAMAZSINIZ”
Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, “AİHM’nin kararlarının uygulanmamış olması ülkemiz için kötü bir tablo, ülkemizde demokrasinin sınıfta kaldığını, dernekleşme özgürlüğünün olmadığını söyleyebiliriz. Bu ülkede bir çok ırktan olabilirsiniz ama Türk olamazsınız. Bizler ülkesini seven, bu ülkeye bağlı insanlarız. Ben inanıyorum ki bu haklı mücadeleden İTB bir gün resmi olarak işlevini devam ettirecek. Bu konferanstan çıkacak olan sonuç bildirgesini hem devletimiz, hem de iktidarımızın iyi okumasını temenni ediyorum.”
MİLLETVEKİLİ İLHAN AHMET
“DEVLETİMİZİN ENDİŞEYE KAPILMASINA, TEREDDÜTE DÜŞMESİNE BİR SEBEP YOKTUR”
Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, “geçen bu yasayla hak elden gitmiyor. Ama bu maddenin gereğinden fazla zorlaştırılmasını, bu konuya diğer meclisteki milletvekilleri arkadaşların bakış açısını, bir anlamda protesto etmek için “Hayır” oyu kullandık. Ama ben yine de bu davanın iyi bir şekilde sonuçlanacağını ümit ediyorum. Bu bir demokrasi mücadelesidir. Demokrasilerde en büyük tehdit faşizmdir. Devletimizin endişeye kapılmasına, tereddüte düşmesine bir sebep yoktur. İskeçe Türk Birliği meşru, yasal ve demokratik bir mücadele vermektedir ve bunun böyle devam etmesini diliyorum.”
MİLLETVEKİLİ HÜSEYİN ZEYBEK
“BİZ HAKLI OLDUĞUMUZ DAVADA SONUNA KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek, “biz haklı olduğumuz davada sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü bu konuda haklıyız. Farklı bir şey istemiyoruz.”
MÜFTÜ AHMET METE
“YUNANİSTAN GİBİ BİR DEVLETİN İÇİNDE TÜRK OLARAK YAŞAMAKTAN ÇOK MUTLU VE HUZURLUYUZ. BİZ BU MEMLEKETİN DÜŞMANLARI DEĞİLİZ.”
İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, “Allah-ü Teala, “sizi ben kabileler ve ayrı ayrı milletler olarak yarattım ki tanışın ve aranızdaki ilişkiler ona göre bir nizama girsin” şeklinde Kuran-ı Kerim’de ayetler vardır. Bunlar dünya nizamı için gerekli olan şeyler ve Rabbimizin biz istemeden vermiş olduğu lütuflardır. Dolayısıyla hiç bir kimse bir dilekçeyle ne Fransız, ne İtalyan, ne de Türk olmuştur. Dolayısıyla biz Batı Trakya’da kalırken ne bize sordular, ne Müslüman Türk doğarken bize sordular, ne de komşumuz bir Yunanlıya bunu sordular. Fakat Allah bizi böyle güzel bir yerde yaşamayı nasip etti. Yunanistan gibi bir devletin içinde Türk olarak yaşamaktan çok mutlu ve huzurluyuz. Biz bayrağımızdan, devletimizden ne utandık, ne de gocunduk. Fakat birileri bizleri bu vatana, bu bayrağa düşmanca göstermek için olmayacak şekilde fırsatlar kollamaktadır. Bunu da hayretler içinde izliyoruz. Ben diyorum ki, iki toplum bu toraklarda dostça yaşasın. Benim dedem bu topraklar için can vermiş, gerektiği zaman bu insanlar yine vatanını savunur. Biz bu memleketin düşmanları değiliz. Vergisini ödeyen, askerliğini yapan insanlarız. Dedelerimiz bu topraklarda yatıyor, çocuklarımızın geleceği burada. Öyleyse bir Türk Birliği’nden, bir Müftülük’ten, bir Vakıf’tan, bir eğitimden korkulmaması gerekir. Bunları siyasilerimiz cesur adımlarla çözmesi gerekir, ben Yunan vatandaşı olduğumun gururunu yaşayabileyim. İnşallah bu günleri hep beraber görmek nasip olur.”
I. Oturum
Orhan Hacıibram
“Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır.”
Emekli avukat Orhan Hacı İbram, İskeçe Türk Birliği’nin yargı sürecini anlattı.
Yunanistan’da 35 yıl süren başka dava olmadığını, AİHM’nin 2008 yılındaki kararından sonra, 758 sayılı yasaya dayanarak resmiyetin iadesi için 2009 yılında başvuruda bulunulduğunu söyledi. Bu yasayla Yunanistan’ın İskeçe Türk Birliği’ne bir yol gösterdiğini, Ekim ayında çıkan yasanın da buna dayandırıldığını, ilk önce iyi niyetle çıkan yasanın kötü niyetli hale getirildiğini belirtti ve “Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır” ifadelerini kullandı.
Ahmet Kara
“Ekim ayında çıkan yasaya zaten gerek yok.”
Avukat Ahmet Kara, Ekim ayında çıkan yasaya zaten gerek olmadığını ve iyi bir yasa da olmadığını dile getirdi ve hukuki sürecin uygulanması açısından bazı detaylara yer verdi.
Panayotis Dimitras
“Dışarıdan sarı kart gelmezse hiçbir şey değişmez.”
Bu etkinliğe katılmak üzere Atina’da gelen Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği Sorumlusu Panayotis Dimitras, Yunanistan’da etnik azınlıkları tanıyacak bir irade olmadığını belirtti ve “Dışarıdan sarı kart gelmezse hiçbir şey değişmez” dedi. Dimitras, Yunanistan’ın, yeni yasada daha önce AİHM’de mahkum olduğu maddeleri yeniden yasaya koyduğunu ifade etti. Türklüğün ispatı konusunda mahkemelerin bazı şeyler söylediğini dile getirdi. Ekim ayındaki yasa değişikliğinin zaman kazanmaya yönelik olduğunu, Azınlık mensubu dört milletvekilinin buna “Hayır” dediğini, bunun da çok önemli olduğunu dile getirdi.
Melek Kırmacı Arık
“Davanın siyasi bir konu haline getirilmesi gerekir.”
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Yunanistan’ın İskeçe Türk Birliği davasıyla ilgili 10 yıldan bu yana bir formül bulmaya çalıştığını belirtti. Kırmacı, “Davanın siyasi bir konu haline getirilmesi gerekir.”
II. Oturum
Halil Mustafa
“Normalde İskeçe Türk Birliği davayı kazanması lazımdır.”
Helsinki İnsan Hakları Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Temsilcisi Av. Halil Mustafa, AİHM kararlarının Yunanistan’da uygulanmasına yönelik kanun olmasına rağmen İskeçe Türk Birliği kanunu olarak adlandırıldığını söyledi. “Yargıçlara, yapılan müdahaleler sonucunda, isterseniz bu konuda, İskeçe Türk Birliği kararını reddedebilirsiniz imkanı verilmiştir. Yargıçlar hukukla karar verirse bu kısıtlamalar hiç bir şey ifade etmez. Normalde İskeçe Türk Birliği davayı kazanması lazımdır.”
Damon Damianos
“Azınlık haksızlığa uğramaktadır. Sonuçta da Azınlığa kimlik empoze edilmeye çalışılmaktadır.”
Yunan gazeteci Damon Damianos, Yunan toplumun korkularından kurtulamadığını belirtti. Toplumun çoğunluğu için Türk toplumunun varlığı bir tehlike olarak algılandığını ve çoğunluk insanının Azınlığın dini kimliğini savunurken, milli kimlik hakkını tanımadığını dile getirdi. Damon, “Azınlık haksızlığa uğramaktadır. Sonuçta da Azınlığa kimlik empoze edilmeye çalışılmaktadır. 1990 sonrasında Azınlık konusunda önemli adımlar atılmış, ancak milli kimlik konusunda diyalog bile yapılmamaktadır. İlerici düşünen Yunan vatandaşları çok daha fazla şeyler yapmalıdırlar.”
Pervin Hayrullah
“İskeçe Türk Birliği davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
BAKEŞ Müdürü Pervin Hayrullah, İskeçe Türk Birliği’nin tarihi bir olgu olduğunu, dernekleşme özgürlüğü gibi uluslararası toplantılara katıldıklarında daima İskeçe Türk Birliği davasını ve yaşanan olumsuzlukları dile getirdiklerini söyledi. Pervin Hayrullah, “İskeçe Türk Birliği davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu
“Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı Yunanistan için hiçbir zaman tehdit ve tehlike olmamıştır.”
Son olarak İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu bir konuşma yaptı.
“Bu mücadele Türk ismini taşıyan derneklerin kapatılması, resmiyetlerinin elinden alınması veya yeni derneklerin açılmaması ki bunlar da Yunanistan’ın Batı Trakya’da “Türk yoktur” politikasına dayanmaktadır. İskeçe Türk Birliği davası 10 yıl önce karara bağlanmıştır. Ülkemiz Yunanistan bunları uygulamamakta ısrar ediyor. Şurası çok açık ve ne yazık ki ülkemiz Yunanistan; hukuk, demokrasi ve örgütlenme anlamında sınıfta kalmıştır. Biz, bunu istemiyor ve temenni etmiyoruz. Yunanistan demokrasisinin bu korkulardan, bu tabulardan vazgeçebilecek, bunları aşabilecek seviyede olduğuna inanıyoruz ve gerçekten de bunun bu şekilde olmasını istiyoruz. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı Yunanistan için hiçbir zaman tehdit ve tehlike olmamıştır. Bizi bu şekilde gösterenler suç işlemektedir. En basit tabirle bu Azınlığa haksızlık ediyorlar.
“Belki 10 sene geçti, ama mücadelemize devam edeceğiz ta ki adalet tecelli edene kadar!”
Azınlığımız, gerçekten de hem Avrupa’da hem de dünyada örnek gösterilebilecek bir Azınlıktır. Anavatan Türkiye ile vatanımız Yunanistan arasında her zaman barışı, işbirliğini, dostluğu destekleyen, arzu eden bir toplumuz. Televizyonda Türk ve Yunanlı yetkilileri yan yana gördüğümüzde, tokalaştıklarını ve faydalı görüşmeler yaptıklarında en çok sevinen toplum biziz. Fakat biz, kendi kimliğimizle, Türk kimliğimizle, Müslüman kimliğimizle bize, hem uluslararası hukukun, hem Yunanistan anayasasının sağlamış olduğu hak ve özgürlüklere sahip olarak yaşamak istiyoruz. Bu ne bir tehdit ne de bir tehlikedir. Biz, İskeçe Türkleri olarak, Batı Trakya Türkleri olarak her zaman hukuktan ve demokrasiden ayrılmadan bu mücadelemize devam edeceğiz. Belki 10 sene geçti, ama mücadelemize devam edeceğiz ta ki adalet tecelli edene kadar!