Medya Analitik Haber Editörü Yusuf Alabarda, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının liderlerinden ve seçilmiş İskeçe Müftüsü Sayın Ahmet Mete ile Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının sorunlarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan ziyaretini Medya Analitik Özel için değerlendirdi.
Sayın Ahmet Mete Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllar aradan sonra Batı Trakya’yı ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olması sizin için neden çok önemli?
– Öncelikle Sn. Cumhurbaşkanı 65 yıl aradan sonra Atina’ya geliyor ve Yunan Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ile ikili görüşmelerde bulunacak. Bu ziyaret Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı için de İstanbul’daki Rum azınlık için de sorunlarımızın giderilmesi açısından çok kıymetli çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Yunanistan Cumhuriyeti Devleti komşu iki ülke olarak düşman olması ve başlarının 65 yıl Yunanistan’da bir araya gelerek görüşmemesi azınlıklara pek tabii olumsuz etki etmektedir, bu açıdan bu ziyareti azınlıklar olarak çok önemsiyoruz. İnşallah umut ediyoruz ki güzel görüşmeler ve çalışmalar ortaya koyma şansları olur.
Sayın Mete; biz sizin daha önceki konuşmalarınızdan, yapmış olduğunuz görüşmelerden ve vermiş olduğunuz beyanlarınızdan biliyoruz ki “Yunanistan’ın azınlıklar olarak vatanınız olduğunu ve vatanınıza sadık olduğunuzu, lakin Türkiye Cumhuriyeti’nin de anavatanınız olduğunu ve hiçbir şekilde bu gönül coğrafyasından kopmanızın mümkün olmadığını” ısrarla dile getirmenize rağmen Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı olarak Yunan Devlet sistemi içerisinde karşılaştığınız sorunları bize özetleyebilir misiniz?
– Şimdi Batı Trakya Yunanlılardan önce de bizim yaşadığımız toprağın adıdır, bizim buradaki mevcudiyetimiz Osmanlı’nın da öncesine dayanmaktadır. Bunlar bilinen gerçekler olmasına rağmen, Lozan anlaşması ve Atina anlaşmaları ortada olmasına rağmen Anavatan Türkiye Cumhuriyeti içerisinde Yunanlı Rum azınlık ve pozisyonlarının belli olmasına rağmen, buradaki Türkler yıllardır hakları anlamında baskılara maruz kalmışlardır. Azınlık haklarının azınlıklara hiçbir şartta verilmemesinde ısrarcı olmak üzerine bir politika sürdürülmüştür ve sürdürülmektedir. Halbuki Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı Yunan devletine dediğiniz gibi bağlı olan, kanunlarına bağlı olan Yunan devletine karşı bağımsızlık arayışında olmayan, sıkıntı çıkarmayan bir azınlıktır.
DEDEM BU TOPRAKLARI İTALYANLARA KARŞI SAVUNURKEN ŞEHİT DÜŞTÜ
– Mesela benim dedem II. Dünya Savaşında bu toprakları İtalyanlara karşı savunurken bu topraklarda şehit düşmüştür. Böyle olmasına rağmen Yunan Devleti azınlığa hiçbir zaman güvenmemiştir, azınlıklara insan olmaları sebebi ile göstermesi gereken sevgiyi ve anlayışı vatandaşı olmamıza rağmen göstermemiştir. Bu ister camilerimiz, vakıflarımız, vakıf mallarımız, müftülüklerimiz ister okullarımız ve eğitim sistemimizde olsun hepsinde Yunan devletinin haklarımızı gasp eden anlayışına şahitlik edersiniz.
ERDOĞAN GİDİNCE NE YAPACAKSINIZ DİYE SLOGANLAR ATILIYOR
– Mesela dün akşamdan bu yana Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı olarak Anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti ile ilgİli mutluluk duyarken, televizyondan Sayın Cumhurbaşkanı’nın Atina’da karşılanışını izliyorum, gözlerimiz yaşarıyor, ama maalesef İskeçe ve Batı Trakya’nın tüm balkan kolunda (Batı Trakya ve tüm etrafındaki yerleşim alanlarında) “Recep Tayyip Erdoğan’ı Batı Trakya’ya istemiyoruz” diye Yunanlılarca protesto gösterileri yapılıyor, onun yanında Türkçe basılmış kağıtları evlerimize bırakarak “Erdoğan yarın gidecek ama sen yarın burada kalacaksın” şeklinde tehditvari yazılar ile bizi korkutmaya çalışıyorlar, azınlığın önde gelenlerinin kapılarına haç işaretleri konuluyor. Bunlar bizi ne etkiler, ne korkutur ne de bıktırarak yaşanmaz duruma getirir, bize hiçbir şeklide bu saldırganlıklar etki etmez. Sayın Cumhurbaşkanı yarın inşallah Batı Trakya’da olacak, azınlığımızın tüm fertleri akın akın Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte olacak, bakalım ne türden engellemeler ve sıkıntılar ile karşılaşacağız. Niyetimiz halisane ve temizdir, inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızı İskeçe’de karşılayarak Gümülcine’ye doğru yola çıkacağız.
Sayın Mete, Yunanistan’da seçilmiş tüm siyasetçiler seçilmelerini müteakip İstanbul Fener Rum Patrikhanesini ziyaret ederken, çocuklarını patrikhanede vaftiz ettirirlerken, ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin azınlık hakları konusunda pozitif adımlar atmış iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı Trakya’yı ziyareti Yunan halkında neden bu kadar infiale yol açıyor?
– Bu durumu Türk insanının Müslüman olmasına, İslam’ın zorunlu kıldığı insan hak ve hukukunu uygulamasına, tarihi anlamda kültürel ve kadim bir bakışa sahip olmasına, hiçbir zaman bağımsızlığını yitirmemiş olmasına bağlıyorum ayrıca da Türkiye uluslararası hukuku, evrensel insan hakları ile ilgili standartları uyguluyor kendi azınlıklarına. Burada ırkçılığın son zamanlarda çok yükseldiği bir dönemden geçiyoruz ve böylesi bir ortamda da Türkiye’nin kendi azınlıklarına uyguladığı kapsayıcı siyaset ve güzellikler görülmek istenmemektedir.
MÜTEKABİLİYET OLMAZSA BİZİ YOK SAYARLAR
– Biz her zaman şunu söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz :Türkiye Cumhuriyeti Lozan ile bizi burada Yunanistan’a emanet bırakmıştır, Yunanistan devleti de emanet almıştır ve bu emanetler mütekabiliyete esas olarak bırakılmıştır. Burada duygusallığı bir yere bırakarak, mütekabiliyeti de esas alarak, Türkiye’deki Rum azınlığa tanınan haklar, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının hakları da ortaya konularak düzenlenmelidir. Böyle olmadığı takdirde buradaki azınlığın haklarına yönelik Yunan hükümetinden bu yönde bir adımın atılma şansı yoktur. Bu hususu da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da net bir şekilde görmüştür. Tabir yerinde olursa bu konular ver gülüm, al gülüm şeklinde çalışmalıdır, görüşüm de o dur ki bundan sonra ilişkiler bu şekilde olacaktır.
Sayın Mete, çok teşekkür ederiz kıymetli vaktinizi ayırdığınız için. İyi günler diliyoruz, kardeşlerimize selamlarımızı iletiniz.
– Ben teşekkür ederim. Anavatana da selam olsun.
