6 Mayıs 2009 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Azınlık Hakları Alt Komitesi üyesi İsviçre’li parlamenter Andreas Gross ile diğer ondört üye tarafından „Rodos ve İstanköy’de Türk Azınlık’ın durumu” konulu karar teklifi sunuldu. AKPM Türk Delegasyonu üyeleri Mevlüt Çavuşoğlu, Birgen Keleş, Haluk Koç, Tuğrul Türkeş, Özlem Türköne ile AKPM Alman Delegasyonu üyesi Hakkı Keskin’in de aralarında olduğu grup tarafından sunulan karar teklifinde insan ve azınlık haklarının korunmasının Avrupa Konseyi’nin temel çalışma alanı olduğu ifade edilerek Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy adalarındaki Türk Azınlık’ın durumunun incelenmesi gerektiği belirtiliyor. Karar teklifinde, Haziran 2008 tarihinde AKPM Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi’nde Andreas Gross tarafından kaleme alınan „Gökçeada ve Bozcaada: Türkiye ve Yunanistan arasında işbirliği modeli olarak ilgili toplulukların çıkarına iki Türk adasında iki kültürlü yapının korunması” raporunu tartışan AKPM Bürosu’ndan Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türk Azınlık’ın durumunu incelemek üzere adıgeçen rapora benzer bir rapor hazırlaması talep ediliyor. RODOS VE İSTANKÖY’DE TÜRK AZINLIK’IN DURUMU ENDİŞE VERİCİ Karar teklifinde Rodos ve İstanköy’de Türk Azınlık’ın haklarının endişe verici olduğu ifade edilirken 1923 Lozan Barış Antlaşması ile verilen azınlık haklarının yanı sıra azınlık hakları alanında Avrupa standartlarının bu adalarda yaşayan Türk etnik kökene sahip kişiler için de uygulanması talep ediliyor. Bu anlamda Lozan Barış Antlaşması imzalandığı sırada Rodos ve İstanköy’ün Yunanistan’ın parçası olmamasının bu adalarda yaşayan Türk nüfusunun azınlık haklarından mahrum bırakılması için bir sebep oluşturmaması gerektiği not ediliyor. Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türk nüfusunun 1967’den beri azaldığının ifade edildiği karar teklifinde bahse konu adalarda Türk okullarının 1972 yılından itibaren faaliyet göstermediği not edilirken Türk Azınlık’ın anadilde eğitim hakkının reddedildiği not ediliyor. Konu ile ilgili olarak Türk Azınlık’ın hafta sonu okulları ya da ek dersler düzenlemelerine dahi izin verilmediği belirtiliyor. Yanı sıra adalardaki Türk Azınlık’ın dinlerini uygulamada kısıtlamalar ile karşılaştıkları not ediliyor. Müftü makamının 1972 yılından bu yana boş olduğunun ifade edildiği karar teklifinde Rodos’ta mevcut bulunan on iki camiden yalnızca birinin dini hizmetler için açık olduğu belirtiliyor.