1967 yılından beri kendimi bildim bileli trafik polisi görünce ceza yemeden kurtulmamıza kattiyetle imkan olmadığına inanırdım. Yıl 2010 halen de bu görüşümde değişiklik olmadı ve asla olmayacak. Konu ne mi? Trafik polisleri tarafından yazılan cezarda da ayırımcılığın olduğu. Cezayı her zaman biz Türkler daha ağır ödemişizdir. Yunanlı komşularımız ise her daima durumu bir şekilde ucuz atlatmış veya yırtmışlardır. Tabii ki bu yazdıklarım benim görüşlerim. Ancak yaşadığım ve bizzat şahit olduğum olaylar beni bu konu hakkında yazı yazmaya sevketti. Geçtiğimiz günlerde özellikle Gümülcine’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerin kavşaklarında nöbet tutan trafik polislerini gördüm. Oturdum ve arabamın içinden izledim. Türk gençlerin ve orta yaşlıların, aile sahibi insanların kullandığı motosikletler adeta deyim yerindeyse röntgenden geçiriliyor. Yunanlı bayanların kullanış şekline söz etmeyeceğim. şöyle bir çarşı meydanı gezin görün sanırım benim gördüklerimi sizlerde göreceksiniz. Burada polisin ayırımcılık veya ırkçılık yaptığını iddia etmiyorum. Sadece bazı gerçekleri nedense görmemezlikten geldiğini hatırlatmak istiyorum. Fotograflardaki görüntülere bakarsanız kim haklı kim haksız muhakkak göreceksiniz. Trafik kurallarını kimler uyguluyor, kimler uygulamıyor ve ceza almıyor bunların yorumunu siz okuyucularıma bırakıyorum. Bilmem fazla söze gerek var mı? Bazen bir fotograf bin kelimeyi ifade ediyor. Ama siz siz olun her zaman trafik kurallarına uyun, uymayanları uyarın.