Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunda Uluslararası Hukuk’un ülkesi için “İncil” gibi olduğunu belirtirken, Batı Trakya’daki müftünün İstanbul Patriği ile kıyaslanamayacağını söyledi.
Avramopulos, kimsenin Yunanistan’ı küçümseme hatası yapmaması gerektiğini vurguladı ve “Yunanistan hala dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biridir. En iyi savunma sistemleri bizde. Kişi başına düşen bölge ülkelerindekinin birkaç katı. Keşke komşularımız da ülkemizdeki standartlara ulaşsa” dedi.
Türk mevkidaşı Ahmet Davutoğlu’ndan bahsederken “Ahmet” diyen Avramopulos Kıbrıs konusunda müzakerelerin tekrar başlayabilmesi için önce elverişli ortamın yaratılması gerektiğini, bunun için de zaman ve iyi hazırlığa ihtiyaç bulunduğunu belirtti.
Avramopulos bir gazeteye verdiği demecinde şunları söyledi:
ERDOĞAN VE SAMARAS
Çağımızın cesareti ve vizyonu olan fobi sendromlarını geride bırakan ve görüşmeyi çatışmadan üstün tutan liderlere ihtiyacı var. Halklar Erdoğan ile Samaras’a ülkelerinin tarihinde sayfa değiştirmeleri görevini verdi. İki başbakan da işbirliğine inanıyor ve ilerlemeye kararlılar. Geçmiş, yazmak istediğimiz tarihe gölge düşürmemelidir.
AZINLIKLAR
Ahmet (Davutoğlu) bir ay önce Lozan Antlaşması ile ilgili görüşlerini bana anlattı. Ben de bizim görüşlerimizi aktardım. Müftü başka (Batı Trakya’daki) Ekümenik Patrik (İstanbul) başka. Patrik dünyada yüz milyonlarca Hristiyan’ın ruhani lideri. Türkiye’de bazı kimselerin “Ekümenik” kelimesinden ve bu kelimenin neyi sembol ettiğinden hala korktukları için üzgünüm. Yunanistan, Müslüman azınlığın görüşlerini dikkatle dinlemekte ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
EKONOMİK MÜNHASIR BÖLGE
Uluslararası Hukuk’un bize tanıdığı egemenlik haklarımız çerçevesinde plan ve stratejik adımlarla hareket ediyoruz. Egemenlik haklarımızı korumaktaki irade ve kararlılığımızdan kimse şüphe etmemeli. Yunanistan’ın “İncil”i Uluslararası Hukuk’tur.
EGE ANLAŞMAZLIKLARI
İki ülke dışişleri heyetleri arasında yürütülen istikşafi görüşmelerin başlamasından bu yana 10 yıl geçmesi ve 54 tur görüşme yapılması ciddi görüş ayrılıkları bulunduğunu gösteriyor. Devam ediyoruz. Çünkü iki taraf da Meriç’ten Meis adasına kadar kıta sahanlığının belirlenmesinden büyük kazancı olacağının bilincinde. Türkiye Yunan kıta sahanlığı içinde araştırmalar yaparsa bu tek taraflı ve Uluslararası Hukuk kapsamı dışındadır. Böyle bir gelişme ilişkilerimizi olumsuz etkiler. Egemenlik haklarımızı rencide eden hareketler kabul etmeyiz.
