Panteion Üniversitesi Uluslararası Hukuk ve Dış Politika Profesörü, Yunan stratejik araştırma uzmanı yazar Aggelos Sirigos “Türkiye’nin de Ege’de “gri bölgeler”i (aidiyeti meçhul bölgeler) var diyerek yeni bir iddia ortaya attı.
Aggelos Sirigos katıldığı bir programda özetle şunları dile getirdi.
“1996 yılında Kardak kriziyle birlikte Türkiye, aniden Ege’deki tartışmalı Yunan egemenliği adalarının varlığını keşfetti. Eğer herhangi bir kimse bu mantıkla girerse, Türkiye’nin de “gri bölgeler” le önemli sorunları aidiyet sorunu olduğunu keşfedecektir.
Örnekleri çoktur – örneğin, Türk kıyılarının üç kilometre dışında kalan Midilli’nin karşısındaki Adramithiu koyundaki Moschonissia adası gibi. Devamında, Daskalio, Lios, Kalamopulo, Gialonisi, Pirgos, Adiavatos, Ulia ve Kalamos adacıkları haritada göründüğü gibi.
Uluslararası hukukta, sınırları belirleyen koşulların süresi asla bitmez. Gerekçeleri, sınır statüsünün korunması ve sınır düzenlemelerinin dokunulmazlığının var olmasıdır.
Ege Denizi’nin bölgesel statüsü, Lozan Barış Anlaşması (1923), Paris Anlaşması (1947) ve 1932 Ocak ayında Oniki Adalar için İtalyan-Türkiye anlaşması ve ek olarak da Aralık 1932 yılında pratik-sözlü (procès-verbal) anlaşması bulunuyor.
Bu da şu demek oluyor, sınır çizgisinin korunmasında özellikle Oniki Adalar’da 1932 anlaşmasının geçerli olduğu anlamına geliyor. Ege’nin geri kalanında, Lozan Antlaşması’nın 6, 12 ve 16. maddeleri geçerliliğini korumaktadır.
Türk egemenliği, Türk kıyılarının üç mil (4.827 metre) içinde bulunan tüm adalar için geçerlidir, bu yüzden Gökçeada (İmvros) ve Bozcada (Tenedos) Yunanistan’a tahsis edilmemiştir. Dolayısıyla, Türk kıyılarının üç mil dışında olan Türkiye ait değildir.
1996 yılında Kardak kriziyle birlikte Türkiye, Ege’deki tartışmalı Yunan egemenliği altında adaların varlığını keşfetti.
O zamandan bu yana, 70 ve 100 yıl öncesinden yazılmış olan koşulları yeniden yorumlamaya ve on yıllardır hakimiyeti kurulan tartışmasız bir bölgesel rejime kuşkuyla yaklaşmaya çalışıyor. 1.033 nüfuslu Furni ve 826 nüfuslu İnusses adalarına tartışmalı olarak yaklaşıyor.
Eğer herhangi bir kimse bu mantıkla olaya girerse, Türkiye’nin de “gri bölgeler” ile ilgili sorunları olan bir devlet varsa, bunun da Türkiye’nin olduğunu keşfedecektir.
Çanakkale Boğazı’nın girişinde Tavşan Adası (Mavries veya Lagusses) olarak bilinen dört adadan oluşan bir kümedir. Lozan Anlaşması’nın 12. Maddesi’nde Kuzey Ege’deki adalarda Gökçeada (İmvros) ve Bozcada (Tenedos) haricinde tavşan Adası (Lagusses veya Mavries) olarak bilinen adacıkların Yunanistan’ın hakimiyetinde olduğunu onaylanıyor. 14. maddede ise Gökçeada (İmvros) ve Bozcada (Tenedos) Türkiye hakimiyetinde olduğu ifade edilmektedir.
Ancak Türkiye kıyılarının 3 mil dışında Çanakkale Boğazı’nın girişinde bulunan bu Mavries veya Lagusses adalarının hakimiyeti ve aidiyeti konusunda herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle Mavries adaları, Yunanistan veya Türkiye’ye ait değildir. Tam anlamıyla gri bir bölgedir!
Bunların haricinde, Türk sahilinin 3 mil dışında epey adalar bulunuyor. Midilli’nin karşısındaki Edremit Körfezi (Adramithiu) koyunda Alibey Adası (Moshonissia) adası ile birlikte birkaç ada daha var. Bu adacıklar, Yumurta Adası (Daskalio) veya Kokkinonisi, Güneş Adası (Lios), Yuvarlak Ada (Kalamopulo), Yelniz Adası (Gialonisi), Maden Adası (Pirgos), Küçük Maden Adası (Adiavatos), Kız Adası (Ulia), Kara Ada (Kalamos) ve isimsiz kayalıklar 3 mil dışında bulunmaktadır. 3 daha kayalık 3 mil dışında Sakız (Hios) İnusses bölgesinde bulunuyor.
Tam aksine Lozan Anlaşması’nda bazı büyük adaların hakimiyeti hakkında herhangi bir bilgi yok. Bunlar Marmara Adası, Ava Adası, İmralı, Ekinlik ve Koyun Adası’nın yanı sıra İstanbul dışında bulunan adalar (Priggiponisa). Zannedersem Türkler adaların (Priggiponisa) hukuki statüsünün tartışılmasını istemeleri düşünülemez.
Fakat Yunanistan’ın Furni, İnusses ve benzeri adalardaki durumları tartışması düşünülemez. İki ülkenin sınırları ve topraklarının anlaşmalarla belirlenmiş olması geçerliliğini korumaktadır. Kardak kriziyle açılan tımarhanenin kapısı açılmıştır, nihayet artık kapanmasının zamanı gelmiştir.