Yunan devleti ile Taşoz bölgesi Prinos’ta çalışma yapan Energean şirketi arasında varılan anlaşma gereği Kuzey Ege bölgesinde yeni petrol arama ve çalıştırma izni verildi.
Bu gelişme çok önemli, çünkü ilk defa 1970’li yıllardan sonra bu bölgede böyle bir araştırma için izin veriliyor. 1987 yılında Türkiye bir girişim sonucunda mutabakat sağlamış ve yapılan anlaşma sonucunda Yunanistan bölgede Türkiye’nin haricinde sondaj ruhsatlarının genişletilmesine gitmeyecekti.
Bu konuyla ilgili ABD’nin haberdar olduğu ve derhal araştırmaların başka yerlerde de genişletilmesi savunuculuğunu yaptığı belirtiliyor.
Henüz şu ana kadar hangi bölgelerde yapılacağı netlik kazanmış değil, ancak gelen bilgiler “EPSİLON” bölgesi olduğu doğrultusunda olsada, asıl hedefin 1987 yılında kriz olan “BABURAS” bölgesi olduğu biliniyor. “BABURAS” bölgesi, Girit’in güneyindeki petrol yataklarıyla kıyaslanabilir.
Şu anki verilere göre, “EPSİLON” bölgesindeki rezervin 18 milyon varil olduğu ancak bunun iki katı olma ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtiliyor.
Ancak bilirkişilerin söylediklerine göre büyük oyunun döndüğü bölgelerin, Ege petrollerinin Trakya Denizi bölgesinde Prinos, Taşoz, Semadirek, Limni ve Gökçeada etrafında Doğu Akdeniz’deki kadar rezervin gizli olduğu ifade ediliyor.
Sadece ilk 3 adanın Yunan adası ve 4. adanın da Türk adası olması neticesinde zengin petrol yataklarının değerlendirilmesindeki yarattığı zorluk gösterilmektedir.
Geçmişte Shell şirketinin ilgi gösterdiği belirtiliyor.
“EPSİLON” bölgesine 100 milyon euroluk bir yatırımla şirket günlük 1.500 varilin üzerinde ek olarak verim alabileceği ifade ediliyor.
Açıkça belirtilmesi gerekirse Kuzey Ege’deki en zengin petrol yatakları bu 4 adanın bölgesinde bulunuyor. Prinos bölgesindeki petrol rezervi giderek bitme noktasına geliyor.
defencenet