Birlik gazetesi 6 Mayıs 2012 Yunanistan genel seçimlerine günler kala milletvekili adaylarıyla röportajlarını yayınlamaya devam ediyor. Bu çerçevede Sol İttifak Partisi (SİRİZA) İskeçe İli Milletvekili adayı Hüseyin Zeybek ile günler önce bir röportaj yaptık ve sırasıyla da yayınlıyoruz. Hüseyin Zeybek, başta ülke genelinde yaşanan ekonomik kriz ve diğer konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Öncelikle kısaca biraz kendinizi tanıtır mısınız?
“1968 yılında İskeçe’de dünyaya geldim. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Bölümü mezunuyum. Mesleğime 2003 yılında balkan bölgesindeki Ketenlik köyünde başladım. 3 yıl mesleğimi aynı köyde yaptıktan sonra, şu anda İskeçe’de devam etmekteyim. Yıllardan beri bu partinin üyesiyim. 2009 yılında çok değerli dostum Hasan Malkoç ile milletvekili adaylığına soyunduk. 2010 yılında ilk Türk adayı olarak Eyalet Başkan Yardımcılığı’na aday oldum. Bu seçimlerde arkadaşlarla almış olduğumuz ortak bir karar ile ben aday oldum. Seçilmek için gereken mücadeleyi vereceğiz.”
Bu partinin bir üyesi olarak azınlığa bakış açınız ne şekildedir?
“Bizim partinin azınlığa bakış açısı gerçekçi, cesaretli ve dürüst bir yapısı var. Söylemleri 20 yıl önce ne ise; şu anda da o şekildedir.”
“Yıllardan beri büyük partiler azınlığa vermiş oldukları sözleri seçildikten sonra hep unuttular. Çünkü onların hedefi, azınlığımızın oylarını almaktı. Aslında azınlığımıza samimi ve dürüst yaklaşmadılar. Bizim partinin azınlığa bakış açısı gerçekçi, cesaretli ve dürüst bir yapısı var. Söylemleri 20 yıl önce ne ise; şu anda da o şekildedir. Hatırlarsınız, Arios Pagos Mahkemesi’nin İskeçe Türk Birliği ile ilgili vermiş olduğu kararı eleştiren, tek parti bu partidir. Başka bir parti bunu yapamadı. Bu da bir çok çevreleri rahatsız etti. Diğerleri de çamuru at, izi kalsın misali karalamalar yapmak istediler. Fakat halkımız artık uyandı. Bu tip karalamalarla bir yere gidemeyiz. Biz gençlerimize güveniyoruz. Her kesimden oy bekliyoruz. Ama gençlerimizin hayallerini ve gençliğini çalan insanlara söyleyeceklerimiz ço şeyler var. Düşünün ki, üniversiteyi bitirdiniz, master yaptınız ve geliyorsunuz, iş bulamıyorsunuz. Ya da tam tersi askerliğinizi yaptınız, mesleğiniz var ve işinizi yapamıyorsunuz. Dolayısıyla bu gençlerin geleceği çok karanlık, hatta ülkenin geleceği çok karanlık. Bu nesil şanssız bir nesil ve ülkeyi bu hale getiren insanlar; bunlardan sorumludur, gençlerin bunlardan hesap soracağından eminiz. Çünkü böyle bir mantık olamaz. Yani klasik bir söz vardır; başarılı insanlar değişmez. Fakat başarısız ve ülkeyi batıran insanları biz mükafatlandıracağız mı? Bu insanlar başarılı olsalardı, biz bu durumda olmayacaktık. Şimdi mi uyandılar, şimdi mi ilham geldi onlara? IMF’nin programlarıyla bu sorunu çözme ihtimalleri yok. 20 yıl için, her yıl 20 milyar Evro para lazım. Bizler ise ülke olarak üretmeyen, ne tarımı olan, ne sanayisi olan bir toplumuz.”
“Bu sistem iflas etmiştir, yeniden yapılanmya ihtiyaç var.”
“Bizleri yanlış politikalarla sadece tüketen bir toplum haline getirdiler. Biz diyoruz ki; her alanda sanayide, tarımda yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. Ülkede en büyük sorunlardan bir tanesi rüşvet ve yolsuzluktur. Basından okuyoruz; Atina’da hastanede erkeklere bile doğum yaptırmışlar, bir polis üzerine 19 çocuk bildiriyor, diğer yandan körler taksi kullanıyor gibi skandal örnekleri çoğaltmak mümkün. Diz boyu rüşvet ve skandallar. Bu sistem iflas etmiştir. Eğitim yok, sağlık yok, adli kanunlar ne yazık ki insanlara ve kişiye göre değişiyor.”
“Azınlık sorunlarını parti içinde zaten var olan kamuoyu gücünü daha da arttırmak istiyorum.”
“Dediğim gibi yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. Fakat biz bir şeyi söylüyoruz; sağlıkta, eğitimde kesintilerle bir yere gidemezsiniz. Az sağlık, az eğitim olamaz. Bizlerin sosyal yapıyı ve sosyal devleti güçlendirmemiz gerekir. Bunlar olmazsa olmazlardır. Öte yandan başka yerden kesintiler yapabilirsiniz. Silah harcamalarınızı kesebilirsiniz, buna benzer bir çok örnerilerimiz var. Artık bizler de birşeyler üretmek istiyoruz. Bunun için de doğru yolda ve üretebilecek kadrolarımız da var. Bu ülkeye bir şeyler vermemiz gerekiyor. Ben de kendi açımdan azınlık sorunlarını parti içinde zaten var olan kamuoyu gücünü daha da arttırmak istiyorum. Artık azınlık da çoğunluk da aynı kaderi paylaşıyor. Azınlıkta işsiz, çoğunluk da işsiz. Aynı geminin içindeyiz. Gemi battığı zaman ister altta ister üstte olalım, hepimiz dibe gideceğiz. Şu anda önemli bir sürece giriyoruz ve çok önemli oyumuzu doğru adaylara, gerçekten bizi dürüstçe Meclis’te temsil edebilecek kadrolara oy verelim. Barajı geçemeyecek partilere verilen oylar, çöpe gider. O yüzden mutlaka gerek İskeçe’den gerekse Gümülcine’den Meclis’te temsilcilerimiz olması gerekir. Halkımız var olan bu kadrolardan en iyilerini Meclis’e göndermeleri gerekir.”
Son olarak halkımıza neler söylemek istersiniz?
“Soydaşlarımız bize güvensinler, ancak azınlığın içinden gelen çocuklar, bize hizmet edebilir.”
“Son mesajım; halkımız sandığa gitsin, sandığa gitmemekle ve oy kullanmamakla bir şey değişmiyor. Bu iktidar partilerinin ekmeğine yağ sürmek demektir. Sandığa gidip gereken dersi orada vermek gerekir. Bizim tek demokratik silahımız, oyumuzdur. Oy da vekalettir. Yani kime vekalet verdiğinizi de çok iyi bilmeniz gerekir. Ben Batı Trakya’mıza bu seçimlerin hayırlı olmasını diliyorum. Soydaşlarımız bize güvensinler, ancak azınlığın içinden gelen çocuklar, bize hizmet edebilir. Bize oylarını versinler. En iyi temsili biz yapabiliriz. Aday olan tüm aday arkadaşlarıma da başarılar dilerim.”
