Evlad-ı Fatihan Işık Sadık Ahmet SURİÇİ Grubuna konuk olarak İstanbul Hanımefendilerine Balkanlarda azınlıklara uygulanan baskıyı anlattı.
Her ay geçekleştirilen Suriçi İstanbul hanımefendileri toplantısı Barcelo Eresin Topkapı Otel’inde yapıldı. Buluşmanın onur konuğu merhum Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Sadık Ahmet oldu. Geniş bir katılımla gerçekleşen toplantıda balkanlarda yaşanan baskının ve sindirme politikalarının Türk nüfusuna uygulanışı anlattı.
Açılış konuşmasını SURİÇİ Genel Sekreteri ve İstanbul Hanımefendileri başkanı Fatma Akın yaptı:
Fatma Akın; “Osmanlının ve İslam’ın gülen yüzü balkanlarda yaşayan Anadolu’dan koparılmış ama gönlümüzden hiç çıkmamış olan batı Trakya’nın garip şehidi Doktor Sadık Ahmet’in hayatını ondan bayrağı devralmış olan eşi Işık Sadık Ahmet’ten dinleyeceğiz. Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmiş ve Osmanlının yönetimi altından dilini dinini kültürünü kaybetmeden yaşayan Yunanistan ve mora balkan savaşlarından sonra burada yaşayan Müslüman azınlığa çekilmez bir yer haline gelmiş. Bu zulme ve asimilasyon dur diyen bir Evlad-ı Fatihan çıkmıştır. Bu süreçte türlü sıkıntı ve sorunlarla karşılaşan Doktor Sadık Ahmet şaibeli bir şekilde tamda Lozan antlaşmasının yıl dönümünde bir trafik kazasında yaşamını yitirmiştir. Kendisini rahmetle ve minnetle anıyoruz. Onun verdiği mücadeleyi yarı yolda bırakmayarak bu bayrağı devralan Sayın Işık Sadık Ahmet hanımefendi bugün onur konuğumuz. Balkanların dünü ve bu gününü dinleyeceğimiz bu toplantıda bizleri yalnız bırakmayan sizlere teşekkür ediyorum” dedi.
Toplantıda Batı Trakya ve Doktor Sadık Ahmet hakkında kısa bir bilgi verildi daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Işık Sadık Ahmet kendisini Suriçi’yle tanıştıran Eski Şişli Kaymakamı Bahar Öklü Hanımefendiye teşekkür ederek başladı.
Batı Trakya’da ayakta kalmamızın sebebi sağlam aile yapısı:
Sizlere 150 BİN Batı Trakya’nın selamını getiriyorum diyen Işık Sadık Ahmet konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Katılımcıların kadın olması sebebiyle sözlerime şöyle başlamak istiyorum. Kadın bir pınar, içilen ama kanılmayan, seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan, varlığına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan bir varlıktır. Biz kadınlar eşlerimizle birbirimizle ya da devletlerimizle beraber çalışırsak aynı davaya baş koyarsak deviremeyeceğimiz dağlar yok. Ben bunun en bariz örneğiyim. Batı Trakya’da 150 bin kişilik bir nüfustan bahsedebiliyorsak bunun sebebi aile yapısına sıkı sıkıya sarılmış olmamızdır. Çocuklar aile birliğine gelenek göreneklerine bağlı bir şekilde büyüyüp yeni aileler kurarak toplumun devamını oluştururlar. Bizler bu topraklara yüzlerce yıllık bir çınar gibi tutunmaktayız.
Vatansız, bayraksız, ezansız kalmanın ne olduğunu iyi biliyoruz:
Zor olan bir ulusun bünyesinde yaşamak hele hele azınlık olarak yaşamak. Biz Yunanistan’da azınlık olmamıza rağmen ne dilimizi nede dinimizi kaybetmedik. Batı Trakya Türkleri İstanbul Rumlarına karşın özel bir anlaşmayla burada yaşayan Yunan vatandaşlarıdır. Daha sonraları çıkarılan bir kararla yunan içişleri bakanlığı 60 bin kişiyi vatandaşlıktan çıkararak Türkiye’ye vatansız olarak gönderdi.
Bizler vatanın, ezanın, devletin, bayrağın yokluğunu çok iyi bilen kişileriz. Allah onların yokluğunu yaşatmasın. Bu değerlerin önemini bilin.
Biz orada bulunan tüm Türkler olarak davamızın haklılığına inanıyoruz. Bu doğrultuda yolumuza devam edeceğiz. Eşime aileme yakışır Müslüman bir kadına yakışır bir şekilde yaşadım. Bizim her şeyden önce davamız gelir. Bu yoldaki ilerleyişimizle Batı Trakya’da bazı haklarımıza kavuştuk. Bunun başlıca sebebi bizim boyun eğmeyişimiz ve arkamızda güçlü bir Türkiye olmasıdır. Rabbim Türkiye Cumhuriyeti Devletine zeval vermesin.” dedi.
Funda Sadık Ahmet babasına yazdığı şiiri okudu.
Merhum Dr. Sadık Ahmet’in kızı Funda hanım’da babasına bağlılığından ve sevgisinden doğan etki ile vefatından çok etkilenmiş. Yaşadığı bu acı hayat tecrübesi onun içindeki şair ruhunu ortaya çıkmasına vesile olunca bir kitapta toplayacak kadar çok yazmaya başlamış. Funda Sadık Ahmet Suriçi Grubu toplantısında babası için yazdığı şiiri okuyarak duygulu anlar yaşanmasına vesile oldu.
Suriçi Grubuna böyle bir toplantı düzenlediği için minnettar olduğunu söyleyen Işık Sadık Ahmet, kürsüyü Kızı Funda Sadık Ahmet’e bıraktı. Funda Sadık Ahmet buradaki kısa bir şiirinin ardından Kendisine ve Işık Sadık Ahmet’e bir tablo hediye edilerek toplantı sona erdi.