İskeçe’deki eski Ahrenmahalle mezarlığıyla ilgili açılan davanın sonuçlandığı bildirildi. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ahrenmahalle mütevelli heyetinin, İskeçe Belediyesi Su İşleri İdaresi’nin yürüttüğü su deposu inşaatının eski Ahrenmahalle mezarlığı üzerinde yapıldığı iddiasıyla bahsekonu inşaat çalışmalarının ihtiyati tedbir kararı alınarak durdurulması talebini reddetti. Karar İskeçe Tek Hakimli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 26 Mayıs Perşembe günü açıklandı.
Mahkeme kararında, davacıların bahsekonu arazinin eski Ahrenmahalle mezarlığı olduğunu belirtmelerinin aksine söz konusu yerin eskiden mezarlık olduğuna dair yeterli delil ve belge olmadığı kararına vararak, su deposu inşa etmek amacıyla başlatılan çalışmaların durdurulması için açılan davayı reddetti. Buna göre İskeçe Belediyesi su deposu inşaatına istediği an kaldığı yerden devam edebilecek.
Ahren mahalle sakinlerinin dava avukatı İhsan Kahya, Azınlıkça Online’a yaptığı açıklamada, “Mahkemenin ret kararı şu anlama geliyor. Mütevelli Heyeti mezarlıktaki çalışmaları durdurmak için dava açtı. Bu karardan sonra su deposu inşaatı çalışmalarının durdurulması mümkün olmaktan çıkıyor. Mahkeme ne yazık ki böyle bir karar vermiştir. Mahkeme, bu yerin mezarlık olmadığı kanaatini ortaya koymuştur. Belge ve delillerin yetersiz olduğunu iddia etmiştir. Yani belediyenin ve su idaresinin istediği olmuştur. Mahkeme, sözkonusu yerin vakıf arazisi olmadığını, daha önceden vakfedilmiş bir yer olmadığını veya pahişah fermanının olmadığını söylüyor. Yani neredeyse Sultan Vahdettin’den şahitlik istenecek. Zaten şu an kullanılan mezarlıklar da vakfedilmiş değildir. Mezarlıklar öteden beri fiili bir durumla ortaya çıkar ve bu şekilde kullanılır. Kaldı ki Yunanistan’daki gayri menkullerin büyük bir çoğunluğu filli durumla oluşmuştur. Hala ülkedeki tapu kadastro arşivi tamamlanmamıştır. Bu gibi durumlar hep fiiliyata bakılarak halledilmiştir. Mahkeme, delilleri eksik bir şekilde değerlendirmiştir. Fiili durumu gerektiği gibi dikkate almamıştır. Böyle bir izah ancak haksızlıkla açıklanabilir. Çalışma arkadaşım Raif Usta ile birlikte bu kararı hakkaniyetten uzak olarak değerlendiriyorum. Haksızlık ve hukuksuzluk var bu olayda. Mahkeme, bizim mezarlık olduğunu bildiğimiz yerin mülkiyeti meselesini ortaya koyuyor. Biz mezarlığın mülkiyetiyle ilgili bir iddia getirmedik. Buranın mezarlık olduğunu gösteren bir vakfiye veya bir padişah kararı olmadığı öne sürülüyor. Bu görüş açısıyla o zaman azınlığa ait hiç bir mezarlık yoktur. Hepsi gayri meşrudur. Mezarlıkların halk tarafından re’sen oluşturulan yerler olduğu görülmek istenmemiştir. Eski Arenmahalle mezarlığıyla ilgili olarak tayinli İskeçe Cemaat İdaresi’nden alınan ve yerin mezarlık olmadığını gösteren belgeye de atıfta bulunulması olayın bir başka üzücü noktasıdır. Bu da başlı başına bir olaydır. Eski mezarlığın böyle bir durumla karşı karşıya kalması çok üzücü bir durumdur. Mahkeme ne yazık ki böyle bir karar verdi.” yorumunda bulundu.
İhsan Kahya ayrıca, ihtiyati tedbir davalarının istinafa veya yargıtaya götürülemediğini belirterek, “Benzer davalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapıldığını tespit ettik. Şu anda bu ihtimal üzerinde çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.
