Batı Trakya’da Türk Azınlığı tarihinin hiçbir döneminde Yunanistan tarafından siyasi alanda bu kadar sıkıştırılmamıştı. Şimdi artık Batı Trakya Türk Azınlığı çok dikkatli olmalıdır. Özellikle Azınlığın seçmiş olduğu Milletvekilleri bir yumruk halinde hareket ederek Azınlığın geleceğini ipotek altına alınmasına asla müsaade etmemelidirler.
Yunanistan ısrarla şunu yapmak istiyor; siyasi partiler içinde siyaset yapan ve seçilen Milletvekilleri hep bir ağızdan ve hatta yazılı birer açıklamayla Azınlığın Müslüman Azınlık olduğunu ve Lozan Anlaşması’nı da benimsediklerini adeta haykırmaları isteniyor!
Beyler! Geleceğimiz tartışılıyor! Şekillendirilmek isteniyor! Yunanistan’ın Türk Azınlığa empoze etmek istediği “YUNANLI MÜSLÜMANLAR” ın temeli atılıyor! Farkında mısınız? Yazılı, imzalı açıklamalardan bahsediyorlar, sizlerden bunu yapmanız isteniyor; siz ne yapıyor sunuz? Bu bir tuzaktır, sakın bu tuzağa düşmemelidir Milletvekilleri. Gerekirse siyasetin öngördüğü gibi hareket ederek kenara çekilmeleri gerekmektedir, gerekirse de partilerinden istifa ederek bağımsız olarak Parlamentoda kalmalıdırlar. Artık bu işin rengi belli oldu.
Eğer Özgür Ferhat, Hüseyin Zeybek ve Burhan Baran bu dönemde hep birlikte dik duramazsalar bu iş bitmiştir. Azınlık o zaman sizi neden seçti sorusu sorulması kaçınılmaz. İlhan Ahmet’e gelince de “o artık asker” pek fazla bir şey beklemek hayal olur.
Şu an sessizliğe bürünmek, konuşmadan bir cevap dahi vermeden köşe bucak kaçmak sorunu çözmez, aksine suskunluk Yunanistan’ın ekmeğine yağ çalar.
Farkında mısınız Yunanistan’da siyaset yaptığınız partiler sizden neyi talep ediyor? Eğer farkında sanız gerekeni yapınız! Azınlığın geleceğini ipotek altına vermeye hakkınız yok! Bunu böyle bilmelisiniz. Çıkın ve konuşun…. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına sahip çıkın ve son noktayı koyun! Şimdi sahip çıkmazsanız ne zaman çıkacaksınız? Gerekirse tüm partiler Azınlıktan tek bir aday dahi almasın, o onların sorunudur. Ama eğilmeyin! Oyuna gelmeyin! Tuzak büyük farkına varınız!
Şimdilik bu kadar…..
Αλήθεια, τόσο δύσκολο είναι ο Φερχάτ και ο Ζεϊμπέκ να δηλώσουν ότι σέβονται τη Συνθήκη της Λωζάννης ή ότι είναι Ελληνες πολίτες; Οχι επειδή το ζήτησε ο Μητσοτάκης, αλλά επειδή είναι κάτι αυτονόητο. Τόσο υποτιμητικό το θεωρούν; Γιατί; Επειδή το πρότεινε ο πολιτικός τους αντίπαλος ή επειδή όντως ζορίζονται μήπως θιχτεί το τουρκικό προξενείο και τους κόψει την καλημέρα;
