Ana Sayfa Batı Trakya Bu Damon Her Zaman Aynı Damon’du! Ama Asla Azınlığın Damon’u Değildi!

Bu Damon Her Zaman Aynı Damon’du! Ama Asla Azınlığın Damon’u Değildi!

2
0

Her defasında Batı Trakya’daki Yunanistan’ın Azınlık içinde ve dışında kurulu düzenini yazdım ve tüm uygulamalarına dikkat çektim! Biz enteresan bir toplumuz. Kendini biraz bizimle birlikte olduğunun ucunu gösterene, bu kim olursa olsun, ister Azınlıktan istese de çoğunluktan, sinsi planın projelerin varacağı yeri incelemeden, Batı Trakya Türk Azınlığına getirisini götürüsünü  hesaplamadan pencereleri aralıyor, kapıları ise ardına açabildiğimiz kadar açıyoruz.

Kim bize yaklaşırsa hak bayram sanıyoruz. Sonra da “Bizim Vali”, “Bizim Polis”, “Bizim Yani- Kosta- Maria” oluyor. Akıllanmadık asla da akıllanmayacağız.

Bir de şimdi değil, son yıllara “Bizim Damon’umuz” vardı ve var. Ama birileri bu Damon başka Damon derlerdi.

BİRLİK Gazetesi olarak Batı Trakya Türk Azınlığının hak hukukunu takip ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz ve de yazacağız. Kimse gocunmasın. KINAMA yazıları da lazım da……Ama ……

Ben asla “Bizim Damon” olarak kabul etmedim ve etmeyeceğimi cümle alem de biliyor. Bir işim de olmaz! Çünkü deyim yerindeyse açıkça ve mertçe bu Batı Trakya’da Yunan derin devletinden bir beklentim olmadı! Olmayacak ve yoktur da!!! Hodri meydan!!! Döksünler eteklerindeki taşları, kimde ne varsa!!! Göreyim, hepimiz görelim…. Kim ki, dum-duma ak karpuz kara karpuz çıksın ortaya.

Neyse gelelim “SİZİN DAMON’UNUZA!!!!

Bazı çevreler Damon’a geçmişte sahip çıktılar ve ağlamakla sızlamakla bir “tiyatro” oynandı. Tiyatronun oynandığı yer ise Gümülcine’deki XENİA otelinin toplantı salonuydu.

Yunanistan’da 2010 yılı 7 Kasım 2010 tarihinde Yerel Seçimler yapılacaktı. Seçimlere Sibel Mustafaoğlu Başkanlığında Gümülcine Belediyesinde “Eşitliğe İlk Adım” Listesi çalışmaları yapıldığı bir dönemde bölgede yaşayan Yunanlı siyasilerden çamur atmayan saldırmayan kalmamıştı neredeyse. Hani Azınlıktan da yok değildi. “SİZİN Damon’unuz” da o dönem Azınlıkça dergisine verdiği mülakatında, “BAĞIMSIZ LİSTE GERİCİ BİR SİYASETTİR” yorumunu yapmıştı.

“SİZİN Damon’unuz”,un 2006 yılında Gümülcine Belediyesinde bir de “NEA EPOHİ” ismiyle bir listesi vardı. İlan-ı toplantısı da Gümülcine’deki XENİA otelinin toplantı salonunda yapıldı. O toplantıda duygulu anlar yaşandı ve gözyaşları adeta sel olup akıp gitti. Seçimler yapıldı, ve Belediye yönetimini alacak olan başkan ve yönetimin seçilmesi ikinci tura kaldı.

PASOK’çu Damon, ikinci turda PASOK’un desteklediği Vavaciklis’i desteklemek yerine Yeni Demokrasi partisinin adayı Dimitris Koçakis’i desteklemişti ve Meclise girmişti.

Damon daha sonra DİMAR partisine geçti. İlhan Ahmet de bir dönem DİMAR’da siyaset yapmıştı.

Neticede Damon ile İlhan Ahmet’in yollarının kesişmesi ve ikilinin hep birlikte olması sizce bir tesadüf müdür?

Fazla geri gitmekle yazıyı uzatmayalım. Uzadıkça var çünkü birçok yaşanan gerçekler var bu Batı Trakya’da.

Dönelim hemen 9 Ağustos 2023 Çarşamba gününe. Güncele yani.

“SİZİN Damon’unuz” bu sabah Dedeağaç merkezli ΜΑXIMUM FM 93,6 radyosundan Dimitris Kolios’un hazırlayıp sunduğu programa telefonla konuk oldu.

Neler mi söyledi? Neler söylemedi ki!!

BİRLİK Gazetesi olarak dinledik ve özetle derledik…

Okumanızı tavsiye ediyoruz.

Spiker Dimitris İkonomu: “Ne oldu söyle bakalım ne oldu burada? Başlarken ne oldu sayın İlhan Ahmet ile ilgili Hilia’da?” (Seçek Panayırı)

Damon: Ne olmadı ki, ne olmadı ki!!!!!

“İlhan hiçbir zaman davet edilmiyor. Çünkü o Azınlığın içinde Şeytanı temsil ediyor”

Gümülcine Başkonsolosluğunda bayramlaşma töreni

Bildiğiniz üzere İlhan Ahmet Türkiye’nin derin sistemi tarafından istenilmeyen olarak ilan edildi ve bu da içinde bulundukları Yunan yasalarını ihlal etmeye doğru götürüyor. Dahası da diplomatik kaynaklar aynen Gümülcine Başkonsolosluğunda olduğu gibi. Gelişmekte olan bir trajikomediden bahsediyoruz.

Anlatı temeline göre İlhan Ahmet’in Azınlıktan ta kendileri tarafından dışlanmış olduğu ileri sürülüyor oysa Azınlığın kendisi bir ay önce beşinci kez kendisini Milletvekili olarak seçti. Onların katıldığı yerlerdeki protokollere katılamaz, tekrarlıyorum Yunanistan egemenliğindeki yerlere. Bunlar 2023 yılında ekzotik Rodop’ta oluyor.

Her yıl olduğu gibi Pazar günü sayın İlhan Mehrikoz’da Rodop ile Evros sınır çizgisinde bulunan Büyük Derbent ile Mehrikoz bölgesinde yapılan güreşlere gitti, burada er meydanı var ve geleneksel panayır gerçekleştiriliyor. Geleneksel olduğunu Allah söylesin çünkü tamamen Türkleştirildi. Ve Azınlık basınında da okuduğum kadarıyla buraya Türkiye’den ve Kuzey Makedonya’dan güreşçiler katılıyor, başka yerlerden güreşçiler yoktu.

Neyse geleneksel parçasını bir kenara bırakıyoruz ve bu bir Pomak geleneği ve zaman içinde kayboluyor. 700 yıllık, asırlık, bunu bir kenara bırakıyoruz ve zannedersem burada Yunan devletinin düzeltmesi gereken bir yanlış var. Hükümet ve resmi devlet kötü olanları düzeltmek için katılmaları için oraya temsilciler göndermiyor ve sadece kendileri istedikleri gibi idare ediyor. İki Azınlık Milletvekili katıldı, İlhan Ahmet ve Özgür Ferhat ve de Rodop Eyalet Başkanı Yardımcısı Nikos Çalikidis katıldı ve kendisine selamlama yapmak üzere söz verilmedi. Oysa burada Trakya’da Hristiyanların ve Müslümanların tüm etkinliklerinde resmi görevi olan katılımcılara selamlamak üzere söz veriliyor.

Orada bu panayırı düzenleyenler için resmiyeti olan kimler vardı biliyor musunuz? Türkiye’nin Muavin Konsolosu ve sözde lafta seçilmiş Müftü İbrahim Şerif ki kendisini Yunan devleti “Sahte Müftü” olarak adlandırıyor. Etkinliği bunlar selamladı. Ne Milletvekilleri, ne Eyalet Başkan Yardımcıları bölgedekiler kimse kimse kimse….. Çünkü kararları alanlar tarafından bu şekilde seçildi.

Orada İlhan Ahmet’e aktarıldığı üzere, ancak daha önceki günlerde, panayırı organize eden derneğin temsilcileri İlhan Ahmet’in ofisine gelerek kendine kibarca hatta yalvararak etkinliğe gelmemesini çünkü gelmesi durumunda Türk Başkonsolosluğunun ve Seçilmiş Müftünün hoşnutsuzluğuna sebebiyet vereceğinden veya panayırı iptal edeceğinden dolayı aynı zamanda panayırı organize edenlere sorun yaşatılacağından dolayı yukarıya çıkmamasını istediler. İlhan da kendilerine “çocuklar bilgilendirmenize teşekkür ediyorum, ama anlamadınız, ben sizin Milletvekilinizim ve Yunan Parlamentosunu ve Rodop ilini temsil ediyorum ve bizzat orada olacağım.” dedi.

İlhan normal olarak gitti ve protokol masasına oturdu. Çünkü İlhan seçim öncesi bir buçuk yıl ne yaptı, skandaldan kaçınmak üzere seçimler bitinceye kadar kendisi de sabırla acı bardağı içerek davet edilmediği tüm etkinliklere gitti. Bildiğiniz üzere kutsal Ramazan ayı dolayısıyla düzenlenen iftarlar vardı ve Trakya’daki tüm Müslüman Azınlık insanlarının katılımı mevcut idi ve davet edilmeyen İlhan Ahmet gidiyordu ve sade bir vatandaş olarak insanların arasına oturuyordu. Resmiyetini kullanmıyordu çünkü bundan dolayı istenilmeyen olarak ilan edilmişti ve konuşmuyordu. “Ben halkım, halk ile birlikte oturacağım” diyordu.

Şimdi artık seçimler bitti ve bizler de işbirliği yaptığımız kişiler olarak anlaştık ve gereken her yere gideceksin dedik. Bu da protokol, oraya oturacaksın. Pazar günü Seçek’e gitti ve protokole oturdu. Resmi olarak panayırı düzenleyen başkan yanına giderek, “sayın Milletvekili lütfen kalkıp gidiniz, aksi halde bütün masa ayrılacak ve yalnız kalacaksınız ve neticede panayır dağılacak.”  Ve İlhan Ahmet de kendilerine, “Yunanistan Demokrasisini ve Yunan Parlamentosunu temsil ediyorum ve hiçbir yere gitmiyorum. Kim isterse ayrılabilir.” dedi. Gerçekten de Muavin Konsolos ve sözde Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ile birlikte kalkarak sahadan ayrıldılar. İlhan Ahmet Başkan Necmettin’e dönerek, “sevgili arkadaşım, ne zaman Seçilmiş Müftü konuşmaya başlarsa o zaman kaçacağım, onu dinlemeye hiç keyfim yok” dedi.

Ve gerçekten, gerçekten İlhan bunu yaptı. Halkı selamlamak üzere kaktığında İlhan bunu yaptı ve ayrıldı. Burası bir er meydanı ve saha var ve halk güreşleri izlemek üzere sahanın kenarında yapay tribünler bulunuyor. İlhan halkı selamlamak üzere sahanın etrafına giderek halkı selamlamaya başladı ve Muavin Konsolos ve “Sahte Müftü” bir aracın içinde beklemekteydi ve kendilerine ilhan Ahmet’in ne zaman ayrılacağı haberini vereceklerini bekliyorlardı ve o zaman döndüler. Bunlar yaşanıyor, aynen söylediklerim yaşandı.

Neticede Muavin Konsolos ve aynen çağrıldığı gibi Sayın Müftü Sayın İbrahim Şerif masaya geri döndüler. Aynen fotoğraflarda da görüldüğü üzere İlhan halkı selamladı ve etkinlikten ayrıldı. Bildiğiniz üzere bu etkinlik öğleden sonra geç saatlere kadar devam ediyor, çünkü güreşleri sevenler sonuna kadar gün batımına kadar az sayıda bekliyorlar. Protokol konuşmalarından sonra sıcak dolayısıyla da herkes ayrılıyor. Ancak mesele bize ilginç gelen ne orada hazır bulunan Eyalet Başkan Yardımcısı Çalikidis’e ne de Müslüman olan yardımcılarına, Kozlukebir Belediye Başkanına ki kendisi etkinliğin kendi Belediye sınırlarında yapılmasına ev sahipliği yapan Belediye Başkanı kimseye ama kimseye söz vermediler. İlhan’ın bana aktardığına göre daha sonra Muavin Konsolos ve “Sahte Müftü” ile birlikte hepsi gidip bir yerde yemek yemişler. Tabii ki de İlhan hiçbir zaman davet edilmiyor. Çünkü o Azınlığın içinde Şeytanı temsil ediyor ve bunun için bu sahnenin dışında bulunuyor. Anladığınız üzere bunlar yaşandı ancak siyasi meseleler devasa.

Başka bir detay, Sayın İbrahim Şerif selamlama konuşmasını yapmak üzere kalktığında, konuşmasında sadece SİRİZA Milletvekili Sayın Özgür Ferhat’a hitap ederek kendisini, Milletvekilimizi selamlıyorum” dedi. Ki İlhan Ahmet orada oturuyordu ve asla ona değinmedi çünkü İlhan Ahmet onun için siyasi bir kimliği olan, şahsiyetli biri olarak hiçbir şey değildi.

Ve bu da, Ankara’nın derin sisteminin bir planlaması olarak, “İlhan Ahmet artık Azınlık Milletvekili değil, Azınlığı temsil etmiyor, halkı temsil etmiyor sadece ayrılıkçı dışlanmış bir grubu temsil ediyor.”

Bu insanlar artık Azınlık tarafından dışlandı ve Azınlık için yoklar. Not düşmek üzere bir şeyi belirtmek istiyorum, bir ay önce İlhan Ahmet ve PASOK bu köyde yüzde 56 oy almıştı kendi adına. Sadece bu köyden değil, Mehrikoz bölgesinde var olan onlarca köyden oyların yüzde 56’nı almıştı.

Bu gerçeğe rağmen oradaki ikamet edenlere yönelik bu bir mesaj, “bakınız İlhan Ahmet’e karşı bu politikayı devam ettirirseniz başınıza daha kötü şeyler gelecek.”

Bu olanlara karşı kimse ses çıkartmıyor. Sayın İlhan Ahmet eşi ile birlikte birkaç gün dinlenmek üzere gitti burada değil. Kısa sürede iki seçimde 23 Mayıs ve 25 Temmuz’da yaşadıklarımızla çok çektik. Yaşadıklarımızla kovuşturmaca ve ne şartlar altında neler çektiğimizle ilgili kitap değil, ansiklopedi yazılır. İlhan Ahmet’in ofisinin altında bulunan kahvede hafiyelerle kimin girip çıktığını takip ederek kendilerine korku salmak üzere, Türkiye’de eğitim alan çocukları olanlara, “Türkiye’de herhangi bir ilişkiniz varsa ne olacağınızı göreceksiniz, oradan kaçacaksınız, kovulacaksınız” gibi tehditlerle insanlara korku saldılar.

Mayıs ayında ilk seçimin son günü Cuma akşamı İlhan Ahmet seçim konuşması yapmasın diye Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet tarafından Belediyeye ait iş makinelerini konularak köyün meydanı kazıldı. Şu mesaj verilmek istendi; “bakınız konuşmaya gelecek olan bu kişi Azınlık tarafından kabul edilmiyor bir yabancıdır” bu oy kullanılmasın diye yapıldı. Biz de kazılmış molozların üzerine bir mikrofon koyarak konuşmamızı yaptık. Tüm bunlara rağmen 6.500 oy aldı.”

Başkonsolosluk ve Eleni Lafçi olayı. Damon’un zafer işareti Kime Karşı? Neye karşı?

Foto kaynak: Foni tis Rodopis

“Bayan Eleni Lafçi “Başkonsolosluk seçimlere müdahale etti” dedi. Sadece müdahale değil. Birincisi İlhan seçilmesin, ikincisi Özgür seçilsin ve üçüncüsü siyasi olarak Panos Haritu (SİRİZA Rodop eski Milletvekili) sıfırlansın diye sadece müdahale değil, bölgesel canavarlıklar oldu. Her zaman müdahaleler vardı, bu defasında Rodop’taki bu müdahale kalite açısından her seviyedeydi. Siyasi alanda, iletişim alanında, psikolojik alanda her şeyden öteydi. Miçotakis’in söyledikleri, bilmiyorum Yunan-Türk ilişkileri açısından söylemeye devam edecek mi toparlayacak mı, ama Haziran’da seçim öncesinde başkonsolosluğun faaliyetleriyle ilgili söyledikleri tamamen doğruydu. Söylediklerinde bir kum tanesi yalan yoktu. Kendisi partisi için siyaseten yaptığı değerlendirmesinin ötesinde, Rodop’ta bu yaşananlar ve bizim yaşadıklarımız tüm yaşamımız boyunca bizi işaretleyen gerçek bir deneyimdi.

Umarın Yunan devleti politikasını değiştirir. Azınlığın suçu değil, ben onlarca yıl Azınlık haklarını dile getiren biriyim. Ancak şu an her ölçüyü kaçıran veliler var. Gümülcine’de, Rodop’ta Başkonsolosluk kurumunun diplomatik misyonunun olmamasını değil. Allah aşkına Yunanistan’ı ve Yunan diplomasisini aynı şekilde Yunanistan’ın Konstantinupolis’teki (İstanbul) Konsolosluğunu belaya mı koyalım. Bizi aşan bu derin meselelere mi girelim. Ama bir diplomatik misyonun aksiyonu ve işleyişi misafir edildiği ülkede yasallığıyla uyumlu olması gerekir. Bu işleyişi aştığı zaman konuşmayan devlet Muz Cumhuriyetidir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz