Bayanlar Gümülcine’de aşure etkinliğinde biraraya geldi.
Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü’ne bağlı Bayan İrşad Ekibi tarafından son yıllarda geleneksel olarak düzenlenen aşure etkinliğinin 9.‘ncusu bu yıl da yoğun bir katılımla gerçekleşti. Etkinliğe, bu hafta Batı Trakya’dan ayrılacak olan Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı eşi Hülya Akıncı ile birlikte son kez katıldı.
Gümülcine’nin seçkin otellerinden birinde düzenlenen bu yoğun katılımlı etkinliğe, Başkonsolos Ali Rıza Akıncı’nın yanısıra, Muavin Konsolos Osman Şahin, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, D.E.B. Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Batı Trakya Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, Kırcaali Milletvekili Şabanali Ahmet, İpsala Kaymakamı Eyyup Özdemir, Keşan Kaymakamı Nuri Özder, İpsala Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mümin Kurtuldu, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet katıldı.
Etkinliğe gelen bayanlar ve katılımcılara geleneksel aşure ikram edildi. başladı.
Bu anlamlı etkinliğin açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Müftü İbrahim Şerif özetle şu konuşmayı yaptı.
“Biz, Anavatanımız Türkiye’yi, kültürel manada destek açısından Diyanet İşleri Başkanlığı’nı daima yanımızda gördük ve onlara minnetlerimizi, şükranlarımızı sunuyoruz. Bugün T.C. Diyanet İşleri Başkanı tekrar alınan kararla ikinci defa Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’na tayin edildiği için buradan Batı Trakya’dan hocalarımız vasıtasıyla saygılarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz ve yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.”
İpsala’daki görevine yeni başlayan İpsala Müftüsü Talat Özmet de kürsüye gelerek bir selamlama konuşması yaptı. Müftü Talat özmet konuşmasında, “Birliğimizi, dirliğimizi bozmamamız lazım geldiği sonucunu çıkartmamız gerekir” ifadelerine yer verdi.
“Muharrem dendiği zaman hepimizin içi titriyor.“
Diyor şair. Neden? Muharrem ayında çok önemli olaylar olmuş. Muharrem ayının onuncu gününde Yezidin komutanı tarafından Hz. Hüseyin gibi, Peygamberimizin torununa ve çevresine çok büyük acılar yaşatılmıştır. Muharrem, aşure dediğimiz zaman onun acısını hissediyoruz.
Hz. Hüseyin’in şehid edilişi, Müslümanların bu şekilde birbirlerine düşüşü, neticede nelere mâl oluyor ve bundan da ibret almamız gerekiyor. Bu toplantılar buna vesile olmalı. Birliğimizi, dirliğimizi bozmamamız lazım geldiği sonucunu çıkartmamız gerekir. Allah birliğimizi dirliğimizi bozmasın…”
Etkinliğe Bulgaristan’dan katılan Hak ve Özgürlükler Hareketi Kırcaali Milletvekili Şabanali Ahmet de yaptığı kısa selamlama konuşmasında özetle şunlara değindi.
“Bana göre aşure paylaşma kültürüdür.“
“Bana göre aşure paylaşma kültürüdür. İlk insanlar eteğindekileri bir araya dökerek paylaşmışlar; bir çorba, bir aş, bir yemek, bir yiyecek, gıda oluşturmuşlardır. Bu paylaşma kültürü günümüze kadar gelmiş olacak ki insanlar zorluk içerisinde bile, Nuh Aleyhisselâm döneminde olduğu gibi ki Rabbi tarafından bir kolaylık gösterilmiştir. Bu bana göre şunu ifade eder: İnsan için zorluk vardır, ama çözümsüzlük yoktur. Bu hiç bir araya gelmeyecek olan elindeki gıda ürünlerini bir araya getirerek güzel bir yiyecek türü ortaya çıkarabilirsin. Azınlık olarak yaşayan toplumlar şunu da düşünebilir. On veya ondan fazla gıda ürünü bir araya gelerek güzel bir yiyecek oluşturulabilirse, toplumda farklılıklarımızla, refah ve huzurlu bir toplum oluşturma çabası içerisinde olmamız lazımdır. Birbirimizi farklılıklarımızla beraber kabul etmemiz lazımdır. Birbirimize hoşgörülü ve ait olduğu ilkeleri çok görmemeli ve olduğu gibi kabul etmemiz lazımdır. Böyle kabul edersek, inanıyorum ki böyle toplumlar bir aşure yiyeceğine benzer olacak, bu da çok lezzetli, huzurlu ve önü açık olacaktır anlamına gelmektedir.”
“Batı Trakya’da görev yapmak bir bahtiyarlıktır.“
Son olarak selamlama konuşmalarını yapmak üzere kürsüye Başkonsolos Akıncı geldi. Akıncı yaptığı konuşmasında özetle şunları dile getirdi.
“Bundan tam bir yıl önce, Batı Trakya’daki ilk günümde sizlerle burada buluşmuştum. O zaman şunu söylemiştim: Batı Trakya’da görev yapmak bir bahtiyarlıktır. Burada hayatımın en güzel günlerinin bir kısmını yaşadım. Yüze yakın köye gittik çeşitli vesilelerle. Hatimler, törenler, festivaller, mahyalar gibi etkinliklere katıldık. Gerçekten de bu bölgenin tertemiz, çok iyi niyetli, fakir de olsa, zengin de olsa mutfağını açan insanlarıyla tanıştık ve kaynaştık. Çok samimi söylüyorum. Binlerce insanla karşılaştığımızda kişisel hiçbir taleplerini işitmedim. Çok duygulandıklarını, içli, samimi olduklarını gördüm.
Biz, Batı Trakya’yı dinleyerek büyüdük. Daha çocukluk dönemimizden beri rahmetli Sadık Ahmet’i, Mehmet Emin Aga’yı ve bugün hayatta olmayan bir çok Batı Trakya’lı büyüğü televizyondan seyrettik ve daha sonra da kitaplarda okuduk. Sonra sizleri tanıyınca daha da mutlu olduk. Ben de artık Batı Trakyalıyım. Burada görevim bitse de gönlümün bir kısmı buraya ait. Tabii ki bazı şeyler bitmez. Gönülde var olan bazı şeyler devam eder.
Burada güzel şeyler oluyor, güzel etkinlikler yapılıyor. Bunları korumaya devam edin. Aşureler, hatimler, mahyalar ve başka faaliyetler dimdik ayakta durmak için, kimliği korumak için, çocuklarınıza bunları aktarmak için gösterilen gayret takdire şayandır. Bundan dolayı sizleri tebrik ediyorum…”
Yapılan konuşmalardan sonra 2010 Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Birincisi Ayşe Elif Apuhan tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Gecenin konuşmacısı ise Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanlarından Dr. Ülfet Görgülü oldu. Görgülü “Gaye-î Hayat” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Kaynak: Burası Batı Trakya.