Son döneme Batı Trakya’da Azınlığın içinde öyle şeyler yaşanıyor, anlaşmalar yapılıyor, evlere şenlik ve kimsenin de umurunda değil.
Ancak BİRLİK Gazetesi olarak biz susmayacağız! Azınlığın hak hukukunu gözetmeye, kimlik mücadelesini en açık şekilde dile getirmeye devam edeceğiz. Susacağımızı, biteceğimizi zannedenler yanılıyorlar. Yaşadığımız haksızlıklar, saldırılar karşısında da biz kimse hakkında olumsuz tek bir kelime dahi etmiyoruz, yazmadık ve yazmayacağız, kimseye de saldırmıyoruz. Yayın politikamız saldırmak değil, iyiye iyi, ama kötüye de kötü demek ilkemizdir. Bunu yaparken bedel ödüyoruz, hem de en ağırını, tehdit ediliyoruz, bize yönelik yazılan yazılarda “bir bidon benzinimiz var” diyerek malımızdan oluyoruz ama yine de ALLAH canımıza vermesin, malımıza versin, Mevlam ne eylerse güzel eyler diyerek imtihanı geçmek için şükrediyoruz. Bu da geçer diyoruz. Kimseye de kırılmıyoruz. Aksine saygı duyuyoruz. Biz neler gördük, neler geçirdik ve çektik, şimdi mi diz çökeceğiz. Biz sadece ve sadece ALLAH’ın önünde secde eder, diz çökeriz.
Gelelim Batı Trakya’da yaşanan son marifete.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na karşı “Türk düşmanlığı” yapan Gümülcine’deki “Spartakos” ve onun lideri Kostas Karaiskos’un Gümülcine’deki Tayinli Müftülük ve Vakıf İdaresi’ndeki rolü nedir? Bunu öncelikle neden mi soruyoruz? Aşağıda okuyacaklarınızdan sonra umarım anlayacaksınız.
Yunan Devleti’nin Tayinlisi, Azınlığın tanımadığı “Kukla Müftüsü” Meço Cemali, sonunda nihayet bunu da yaptı!!! Yapılan bu anlaşmadan sonra resmen “Spartakos” ve onun lideri olan Kostas Karaiskos’un bir bakıma reklamını yapmaya soyunmuş olduğu gibi bir görüntü çıktı ortaya. Sizi bilmem ama, siyasi açıdan baktığımda ben öyle değerlendiriyorum bunu.
“Spartakos” ve Kostas Karaiskos’un önerisi ve öncülüğünde yapıldığı açıkça belirtilen bir anlaşmayla, Azınlığın mücadelesine karşı olumsuz tavırlar sergileyen “Spartakos” ve onun liderinin Yerel Yönetimler bazında ilk önce reklamı kesinlikle oldu. Buna neden ihtiyaç duyuldu?
Devamında, Batı Trakya’nın ve Gümülcine tarihinin Osmanlı tapuları ve arşivinin içine girmesini sağlanıyor. Her ne kadar tapu ve belgelerin dijital işlemi Yunan Devlet Arşivi Rodop Şubesi yapacak gibi görünse de işin başında Kostas Karaiskos’un olduğu görüntüsü var.
Ancak bu projede “Spartakos” ve Kostas Karaiskos neyin nesi? Neden karışıyor? Kim müsaade ediyor? Durup dururken bu da nereden çıktı? Bu şahısın yazdığı yazılarıyla, yaptığı eylemlerle Azınlığa karşı olduğunu tüm cümle alem bilirken, Tayinli Müftülük idaresi neden söz konusu kişiyle işbirliği yapma ihtiyacını hissediyor? Bunu kim açıklayacaksa açıklasın?
“Azınlığa karşı her taşın altından O çıkıyor!”
Hak, hukuk ve kimlik mücadelesi veren Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nı Batı Trakya’da istemeyen, her daim yazdığı yazılarla “Kendini Türk hisseden Türkiye’ye gitsin” diyen, Azınlığın sivil toplum kuruluşlarının ve dini mabetlerinin Yunan devleti tarafından kapatılmasıyla adeta bayram sevgisi yaşayan, imza kampanyaları yapan ve
Türkiye’nin Başkonsolosluğunu Gümülcine’de istemeyen, Derbent bölgesinde Alevi kardeşlerimizin Dergahı’ndaki tabelayı söküp eline alarak Başkonsolosluk önüne getirip atan, Azınlığın seçmiş olduğu Müftülere hakaretler yağdıran Kostas Karaiskos, Osmanlı tarihi belgelerinin kurtarıcısı olarak halka lanse edilmeye çalışılıyor. Bu kadarı da olmaz artık! “Yunan devletinin kuklası” diyoruz ama, bu kadarı da değil artık! Siz kukla değil, adeta “emir kulu” olmuş görüntüsü veriyorsunuz.
Azınlığa karşı düşünce ve fikirleri, bakış açıları, uygulamaları ile karşı bir siyasi hareket olan “Spartakos”un lideri Kostas Karaiskos’un öncülüğü ve önerisiyle, Tayinli Gümülcine “Kukla Müftüsü” Meço, Müftülük binasında bulunan Osmanlı arşivlerini imzaladığı anlaşmayla adeta Kostas Karaiskos’un emrine sunmuş olmuyor mu? Kısacası Tayinli Meço kendisine, “gel, gör ne istersen yap” dercesine bir anlaşmaya imza koydu dersek yalan olur mu bilmem, ama zaman gösterecek. “Görünen köy kılavuz istemez” der bir atasözümüz.
Tayinli Müftülükten bu anlaşma ile ilgili şu ana kadar tık yok! Haberi “Spartakos”un elektronik sayfasında okuduk. Tayinli Müftülük binasında bir anlaşma imzalanmış. Fotoğrafını da paylaşmışlar. Her nedense Tayinli Müftülük ve Vakıflar İdaresi ile ilgili haberleri ilk önce Kostas Karaiskos, “Antifonitis”, “tourkikanea.gr” paylaşıyor. Bu da mı bir tesadüf?
Azınlığa karşı duruşu ve ortaya koyduğu hareketleriyle bilinen “Spartakos”un lideri, “Türk düşmanlığı” yapan, Azınlık ileri gelenlerini, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yönetim kurulu üyelerini hedef gösteren,
PKK terör örgütünün Yunanistan’da yaptığı bazı etkinliklere katılarak konuşan, her defasında Azınlık basını gazetecilerinden bazılarını “Türk Ajanı” olarak “hedef” gösteren Kostas Karaiskos ile Tayinli Müftülüğün ve Vakıf İdaresi’nin ilişkisi nedir?
Batı Trakya ve Azınlıkla ilgili bu kadar değerli Osmanlı Arşivleri’nin dijital ortamda çalışmasını yapacak başka bir kurum veya kuruluş, şirket yok muydu? Neden “Spartakos” neden Kostas Karaiskos bu işin içinde yer alıyor?
Bu şahsın Müftülük ve Vakıflar İdaresi’nde rolü, görevi var mıdır ve nedir? Açıkça Azınlığa karşı çalışmaları olan bir şahısın önerileri neden dikkate alınıyor? Aralarındaki ilişki nedir?
Unutuldu zannedilmesin, hatırlanacağı üzere “Spartakos” 2014 yılında Gümülcine Belediye seçimlerinde Vakıf İdaresi’ne ait bir dükkanı seçim bürosu olarak kullanmıştı. Bunu kendilerine kim neden vermişti?
Bu yukarıdaki sorular acilen ve derhal cevaplandırılmalıdır!!!
Aksi halde yarınlarda tarihi sorumluluk ve bunun altından kalkılması çok güç olur!!! Bu çok ciddi bir olaydır ve asla hafife alınamaz, örtbas ise hiç edilemez!!!
Takipçisi olacağız!!!
Ιστορική συνεργασία Μουφτείας και ΓΑΚ, με σπαρτακικό προξενειό!
Σήμερα, 9-11-2017, μια σπουδαία για την Κομοτηνή συμφωνία επικυρώθηκε στη Μουφτεία της πόλης, χάρη στην πρωτοβουλία της Παράταξης Πολιτών ΣΠΑΡΤΑΚΟΣ.
Ο σοφολογιώτατος μουφτής κ. Μέτσο Τζεμαλή και ο διευθυντής των Γενικών Αρχείων του Κράτους κ. Παναγιώτης Κροκίδας συμφώνησαν να ξεκινήσει από αύριο κιόλας η ψηφιοποίηση και η όποια αναγκαία συντήρηση του ιεροδικαστικού αρχείου. Πρόκειται για έναν πραγματικό θησαυρό κοινωνικής ιστορίας που θα προσφέρει πλήθος γνώσεων για το παρελθόν της πόλης μας από το 1870 μέχρι και τις μέρες μας, πράγμα ανεκτίμητο για μια πόλη που οι πηγές της ιστορίας της πριν τον Β΄Παγκόσμιο Πόλεμο σπανίζουν (ας όψεται η καταστροφική βουλγαρική Κατοχή).
Ως ΣΠΑΡΤΑΚΟΣ είχαμε από πολλούς μήνες προσπαθήσει να εξασφαλίσουμε την αξιοποίηση του αρχείου για το οποίο καμμία ελληνική Αρχή ποτέ δεν είχε δείξει ενδιαφέρον, μάλλον όλοι αγνοούσαν και αυτήν την ύπαρξή του. Μιλήσαμε με πανεπιστημιακούς, με ανώτερους κρατικούς υπαλλήλους και φυσικά με τους ανθρώπους της ίδιας της Μουφτείας, για να καταλήξουμε τελικά στην σημερινή χαρμόσυνη ημέρα. Όπως σημείωνε και στην σχετική αλληλογραφία του με τους αρμόδιους ο επικεφαλής του ΣΠΑΡΤΑΚΟΥ, Κώστας Καραΐσκος, έτσι θα ενταχθεί στα επίσημα τοπικά αρχεία και το μουσουλμανικό κομμάτι της κοινωνίας. Η συγκυρία ήταν εξαιρετικά ευτυχής, αφού ο Π. Κροκίδας που διευθύνει τα Γ.Α.Κ. είναι ένας άνθρωπος με πολλή όρεξη και αγάπη για τη δουλειά του αλλά και με γνώση της οθωμανικής γραφής.
Η Κομοτηνή πια εντάσσεται στο δίκτυο των λιγοστών εκείνων πόλεων – Χανιά, Ηράκλειο, Θεσσαλονίκη… – όπου ένα αρχείο οθωμανικών χρόνων φωτίζει το παρελθόν τους και ανοίγονται μεγάλες προοπτικές για εργασίες και μελέτες στα σιγγίλια από μεταπτυχιακούς φοιτητές του ΔΠΘ (και όχι μόνο).
Ο ξεχωριστός έπαινος αξίζει στον μουφτή κ. Μέτσο Τζεμαλή. Κατανοώντας τη σημασία της συνεργασίας με την εγκυρότερη (και κατ’ εξοχήν αρμόδια) κρατική υπηρεσία, όχι μόνο διέσωσε το αρχείο του από τη λήθη και τη φθορά αλλά και το προσέφερε σε όλη την κοινωνία. Τα δυο κομμάτια της τοπικής κοινωνίας έχουν την δυνατότητα μέσα από τη γνώση του παρελθόντος να έρθουν πιο κοντά.
