Yunanistan’ın hemen hemen her köşesinde belirli aralıklarla gündeme gelen yeraltı zenginliklerinin çıkartılmasıyla başlayan “Altın’a Hayır” kampanyaları bazı çevreler tarafından bilinçli veya bilinçsizce belirli bölgelerde tam gaz yapılmaya devam ediyor.
Bu bölgelerden biri de Batı Trakya’da Meriç (Evros) Şapçı (Sappes) bölgelerinde yer buluyor. Peki, bu insanlar altın’a neden hayır diyorlar? kimler hangi çıkar uğruna bu insanları bilinçsizce belirli aralıklarla yollara döküyorlar dersiniz.
Olaya gerçek anlamda bilinçli bir şekilde bakmanın zamanı geldi ve geçti galiba. Herkes kuru kuruya “Altın’a Hayır” demekle ne kazanıyor veya ne kaybediyor. “Altın’a Hayır” deyenlerin yaptıklarına bakacak olursak, bu söylemlerinde pek de samimi olmadıklarını görüyoruz. Bir yandan “Altın’a Hayır” derlerken, diğer yandan bölgemizde bulunan bazı altın şirketlerine telefon ederek veya bizzat görüşerek yakınlarını işe alma çalışmaları tüm hız devam ettiği haberleri duyuluyor. Peki olan yine kime oluyor dersiniz? Tabii ki başta Azınlık insanına, çünkü her işte olduğu gibi yine dışarıda kalanlar bizim insanlarımız olacak. Ama bu kimin umurunda ki?
Bu günlerde Başbakan Samaras ülkenin yer altı zenginliklerinin çıkartılması için Parlamento’ya yeni bir yasa tasarısı getirildiğini ve bu yeraltı zenginliklerinin çıkartılıp işletildikten sonra ülke ekonomisine kazandırılmasının büyük önem arzetttiğini söyledi.
Tabii ki ülke ekonomisi açısından yeraltı zenginliklerinin değerlendirilmesi önemli olabilir, ancak bölgedeki insanların yaşamlarından daha da mı önemli? kesinlikle hayır, önce insan yaşamı ilk sırada gelir ve sonra ülkenin ve şirketin çıkarları gelir.
Ancak Evros bölgesi ve Şapçı bölgesinde çıkartılmak istenen altın rezervinin çalışmalarına ağırdan da olsa devam ediliyor. Dün olmadı, bugün olmuyor, ama yarın muhakkak olacak.
İşte bizim de asıl bilmek istediğimiz ve bölgedeki insanlarımızın gerçekleri bilmesi açısından bilgilendirme çok çok önemli. Bu bilgilendirmeyi önce devlet, bölge başkanlığı, bölge belediyesi ve şirket birlikte olmak üzere, tarafsız bilim adamlarının katılımıyla, (Çevrecilerle ve Yeşillerle değil) bilim ve teknoloji uzmanlarıyla ortaklaşa bir açık oturumla siyasi rant gütmeden doğruları bölge insanına detayıyla anlatmalılar ve değişik çevrelerce kafaları doldurulan insanların gerçekleri bilmesini öğrenmesini sağlamalıdırlar.
Aksi takdirde kuru kuruya “ALTINA HAYIR” siyasetinden geçmişte olduğu gibi gelecekte de bölgede birçok kişi veya kişiler yarar sağlamaya devam eder, birileri yan yatıp gelir.
