AİHM, Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığa mensup Hatice Molla Salih isimli kadının açtığı miras hukuku davasında, Şeriat yasalarını geçerli sayan Yunanistan’ı mahkum etti.
2008 yılında eşini kaybeden, Türk azınlığa mensup 68 yaşındaki Hatice Molla Salih isimli kadın, eşinin tüm mal varlığını kendisine bırakmasına karşın, İslam hukukuna göre hukuki süreç başlatan eşinin kız kardeşleri ile mirası paylaşmak zorunda kalmıştı.
Gümülcine’de yaşayan dul kadın, mirasın üçte birini kaybetmesi sonrası davayı din temelinde ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle 2014 yılında AİHM’e taşımış, Yunan yasaları çerçevesinde tüm mirasın sahibi olduğunu savunmuştu.
Molla Salih’in eşi, Türkiye’deki bazı taşınmazları da kapsayan mirasını Yunan yasaları çerçevesinde kaleme almıştı.
Yunanistan mahkemelerindeki ilk davada ve sonrasındaki temyiz süreci sonunda dul kadın haklı bulundu.
Ancak sonrasında alınan mahkeme kararlarında, Müslüman azınlığı ilgilendiren medeni davaların (miras, boşanma, evlenme), Şeriat hukuku çerçevesinde değerlendirilebileceği karara bağlanmış, vasiyet geçersiz kılınmıştı.
Fransa’nın Strasbourg kentinde toplanan mahkeme Çarşamba günü kararını açıklayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde, dul kadının haklı olduğuna hükmetti.
“Yunanistan, davanın açıldığı süreye kadar, bir kısım vatandaşına, kendi istekleri dışında Şeriat yasalarını uygulayan tek Avrupa ülkesi konumundaydı” ifadesinin yer aldığı karar şu şekilde sürdü:
“Bu durum, bu davada özellikle problem yarattı çünkü medeni kanun çerçevesinde eşinden kendisine miras kalan bir dul, Şeriat yasalarının uygulanması nedeniyle, bireysel haklarına aykırı şekilde, ne kendisinin ne de eşinin istemediği bir hukuki durumun içinde kendini buldu”
Yunanistan’ın kuzeyindeki Batı Trakya bölgesinde yaşayan ve çoğunluğu Türkiye kökenlilerden oluşan Müslüman azınlığı ilgilendiren yasalar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması sonrası uluslararası anlaşmalar kapsamında kaleme alınmıştı.
Hatice Molla Salih davası Yunanistan yasalarını değiştirdi
Ancak Hatice Molla Salih’in Yunanistan devletini AİHM nezdinde dava etmesi sonrası başlayan süreçte Yunan Parlamentosu mevcut yasalarda önemli değişikliklere gitti.
Yeni yasal düzenlemeyle birlikte Batı Trakya’da medeni kanunu ilgilendiren konularda, ancak “davanın tüm taraflarının kabul etmesi halinde” İslam Hukuku’nun uygulanması öngörüldü.
Aksi halde ise konunun, Yunanistan’daki Medeni Kanunu uygulayan mahkemeler tarafından görülmesi koşulu getirildi.
Eski düzenleme çerçevesinde, Müslüman Türk Azınlığın yaşadığı Batı Trakya’da aile hukukunu ilgilendiren miras, evlenme ve boşanma gibi konularda karar Müftüler tarafından Yunan kanunlarına göre değil, şeriat esasları temelinde veriliyordu.
Daha sonra bu kararlar Yunan mahkemeleri tarafından onanıyordu. Ancak Yunan mahkemeleri, şeriat temelinde alınmış olan kararları esas yönünden inceleyemiyor ve yaptıkları inceleme yalnızca usul yönünden oluyordu.
AİHM kararında Yunanistan devletine verilmesi olası bir maddi cezaya ilişkin bir karar henüz yer almıyor.