Yunanistan’da 6 Mayıs 2012 tarihinde yapılacak olan Milletvekili seçimleri için artık resmen geri sayım başladı. Alınan seçim kararıyla birlikte bizler de Birlik gazetesi olarak Demokratik İttifak Partisi’nin (Dimokratiki Simmahia) kurucu üyesi ve aynı zamanda eski Rodop Milletvekili Avukat İlhan Ahmet ile son gelişmelere ilişkin bir röportaj yaptık. Avukat İlhan Ahmet, Birlik gazetesi’nin tüm sorularına gayet açık ve içtenlikle net cevaplar verdi.
Öncelikle kısaca biraz kendinizi tanıtır mısınız?
İlhan Ahmet:
“1968 Gümülcine doğumluyum. İlkokul, orta ve liseyi Gümülcine’de okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenimime devam ettim. 1993 yılında mezun olup vatanıma geri döndüm ve o zamandan beri avukatlık yapmaktayım. 2004 yılında Yeni Demokrasi Partisi’nden milletvekili seçildim ve bu görevime 3,5 yıl devam ettim. Şu anda Demokratik İttifak Partisi’nin (Dimokratiki Simmahia) kurucu üyesi olup, Merkez Komitesi üyeliğini de sürdürmekteyim. İngilizce öğretmeni Belgin Hakkı ile evli olup, Buket ve Kaan isimlerinde iki çocuğum vardır.”
D.İ.S.İ Partisini seçmenizin nedeni nedir; bu konuyla ilgili kısaca neler söylemek istersiniz?
İlhan Ahmet:
“Andonis Samaras’ın Yeni Demokrasi Partisi’nin başkanlığına seçilmesi halinde bu partiden istifa edeceğimi bilindiği gibi daha önceden ilan etmiştim. Bunun yegane sebebi Samaras’ın Türk Azınlığa karşı takınmış olduğu görüş ve düşüncelerinden kaynaklanmakta olup YDP’de aşırı sağa doğru bir kayma olduğunu tespit etmiştim. Samaras’ın “Diktio
Partinizin, azınlığın Türk kimliğinin tanınması konusundaki tavrı nedir?
İlhan Ahmet:
“Partimizin kuruluş beyannamesinde de belirtildiği gibi ve sosyal liberalizmin bir gereği olarak din, dil, ırk ayrımı söz konusu olmadığı gibi bireylerin kimliğine, dinine ve kültürüne bakılmaksızın, bireyin kişiliğinin geliştirilmesi ve devletin müdahalesinin kaldırılması sosyal liberalizmin ana ilkeleri içinde yer alır.”
Sizce azınlık sorunlarının çözümü konusunda öncelikleriniz arasında hangi konular var?
İlhan Ahmet:
“Ülkemizin ve azınlığımızın içinde bulunduğu olağanüstü ekonomik krizden dolayı, çiftçilerimizin son iki yılda gelirlerinin % 70’ini kaybetmesinden dolayı, gençlerimizde işsizlik oranının % 80’lere varması sebebiyle, azınlıktaki sosyal yapının dağılma noktasına gelmesinden ötürü, önceliği azınlığımızın ekonomisine ve kalkınmasına veriyorum. Pek tabii bunun yanında eğitim, vakıflar, müftülük gibi sorunlar da çözüm beklemektedir.”
Yeni Demokrasi Partisinden istifa edip ayrılmış olmanızdan dolayı bir pişmanlığınız var mı?
İlhan Ahmet:
“Kesinlikle yok. Pişman olmamı gerektirecek herhangi bir tavır Samaras tarafından şu ana kadar sergilenmemiş olup, inancım odur ki kendisi Y.D.P. başkanlığında kaldığı sürece azınlığın ve Türk Yunan ilişkilerinin kendisinden bekleyeceği hiç bir şey yoktur.”
Bundan yaklaşık bir ay kadar önce Y.D. Partisinde Savunma Bakanı D. Avramopulos, Trakya’yı ziyaret etti. Ziyareti esnasında Kozlukebir Belediyesi’nde kısa bir konuşma yaptı. D. Avramopulos konuşmasının bir bölümünde; Y.D. Partisi iktidar olduğu dönemde azınlık sorunlarını hiç bir milletvekili dile getirmemişti şeklinde bir ifade kullanmıştı, bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?
İlhan Ahmet:
“2004-2007 yılları arasında azınlığımızı Yunan Parlamentosu’nda temsil etme şerefine nail olduğum dönemde, azınlığımızın başta ekonomik sorunlarını ve diğer azınlık hakları konularını (eğitim, kimlik, vatandaşlık, din ve vicdan özgürlüğü) defalarca ister soru önergeleri halinde ister parlamentoda konuşma halinde iktidarda bulunan kendi partime sunmuşumdur. Bu konudaki çalışmalarımın bir kısmını da azınlığımızın bilgisine sunmak üzere 141 sayfalık kitabımda net bir şekilde konu başlıkları halinde halkımıza sunmuşumdur. Avramopulos’un ve onun gibi popülizm yapanların bu kitabımı okumalarını tavsiye ediyorum.”
“DEB Partisi’nin varlık sebebi Dr. Sadık Ahmet’in kendisidir.”
Sizce D.E.B. Partisinin azınlık içindeki rolü nedir; nasıl olmalıdır?
İlhan Ahmet:
“DEB Partisi bilindiği üzere zamanın şartlarına göre kurulmuş, epey uzun bir süre aktif olarak çalıştırılmamış ve son bir yıldan beri tekrar faaliyete geçmiştir. DEB Partisi’nin varlık sebebi Dr. Sadık Ahmet’in kendisidir. Merhumun bu oluşumundan pek çok kişi şahsi siyasi rant elde etmeye çalışmıştır. Oysa partinin meclise girebilmesi için gerekli olan % 3 oy barajını aşması mümkün olmasa da, azınlık haklarının ve toplumsal sorunların ifade edileceği bir merkez olup günlük siyaset içinde değerini kaybetmemelidir. Partinin bilimsel tezlere ve ülke sorunlarına cevap verebilecek nitelikte ve nicelikte kadrolara ihtiyacı vardır.”
İlerleyen dönemlerde D.E.B. Partisine üye olmayı ve bu partide görev yapmayı düşünür müsünüz? Bu olabilir mi?
İlhan Ahmet:
“Bunun olmaması için hiç bir sebep yoktur.”
Sizce azınlığımız ve azınlık sorunlarımız gerektiği şekilde Avrupa platformlarında yeteri kadar temsil edilebiliyor mu?
İlhan Ahmet:
“AB’de, orada görev yapan derneklerimiz tarafından azınlık sorunlarımız, kanaatimce yeterince ifade edildiği görüşündeyim. Ancak, azınlığın bazı ekonomik sorunlarının, çiftçilik, kalkınma gibi AB’de temsil edilmediğine inanıyorum.”
“Yüzlerce işsiz üniversite mezunu gençliğin karşısında kayıtsız kalmam mümkün değildir.”
Olası bir seçim ihtimalinde milletvekili adayı olacak mısınız?
İlhan Ahmet:
“Azınlığımızın içine düştüğü bu olağanüstü ekonomik sıkıntıda, 2013 yılında tütün üreticisinin teşvik primlerini kaybetmesi karşısında, yüzlerce işsiz üniversite mezunu gençliğin karşısında kayıtsız kalmam mümkün değildir. Bu sorunların çözümünü gerçekçi bir program dahilinde çözülebilmesinde sağlayabileceğim katkının olabilirliğine inandığım için önümüzdeki seçimlerde olası koalisyon hükümetinde yer alması ihtimali de olan Dora Bakoyanni’nin Demokratik İttifak-Dimokratiki Simmahia Partisi’nden adayım.”
Son olarak neler söylemek istersiniz?
İlhan Ahmet:
“Önümüzdeki milletvekili seçimlerinde azınlığımız şu hususlarda karar verecektir.
a) Azınlığımızı ekonomik krizden çıkarabilecek olan temsilciye mi oy verecek yoksa tekrar partizanlık güdüsüyle mi hareket edecek?
b) Azınlık sorunlarına sonuç getirebilecek ve çözüm sunabilecek kişiyi mi tercih edecek, yoksa sorunları yalnız dile getiren ancak somut olarak hiç bir çözüm bulamayan siyasilere mi oy verecek?
c) 2012-2016 arası özde mi yoksa sözde mi temsilci istiyor?
d) Azınlık insanının geçmişte ve bugün kabul etmeyen, azınlığa ırkçı bir yaklaşım ile bakan, diğer taraftan son yirmi yıldır azınlığa herşeyi vaad eden ve özellikle son iki yıldan beri azınlığın binlerce oyunu almasına rağmen hiç bir sorununa çözüm getirmeyen siyasi partilere mi oy verecekler yoksa gerçekten bu konularda resmi programı olan ve vaatlerini gerçekleştirebilecek imkana sahip olan (olası koalisyon hükümetinde ortaklık) siyasi bir oluşuma mı oy verecekler? Azınlığımızın bu konularda karar vermesi gerekiyor.”
