Fener Rum Patrikanesi’ni ziyaret ederek Patrik Barthalemeos ile görüşen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez, bu ülkede, herhangi bir dini topluluğun kendi din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olmasının, bu ülkenin büyüklüğüne yakışmadığını söyledi. Görmez, ”Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlara karşı yasal ve hukuki sorumlulukları olmayabileceğini ancak dini, tarihi ve ahlaki sorumluluklarımız vardır” dedi
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret etti. Görmez, Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi’ne gelişinde Patrik Vekili Mitropolit Stefanos tarafından karşılandı. Yaklaşık 1.5 saat basına kapalı gerçekleşen görüşme sonunda Fener Rum Patriği Barthalemeos ile birlikte kameraların karşısına geçen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez aslında bir davete bu kadar geç icabet etmenin kusur olduğunu vurgulayarak, ancak bir yıl sonra davete icabet etmiş bulunduğunu kaydetti. Görmez açıklamasında sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada, özellikle İslam dünyasında yaşayan bütün Hristiyanlar’ın hiçbir tedirginlik içerisinde bulunmalarına gerek olmadığını belirterek, ”Çünkü 4 asır, 5 asır, 6 asır, hatta Abbasiler’den bu yana birlikte yaşamayı başarmış ve bunu da bir hukuk ve ahlak temelinde yürütmüş bir medeniyetin çocuklarıyız” dedi.
DİNİ VE AHLAKI SORUMLULUĞUMUZ VAR
Ziyaretinin bir iadeyi ziyaret olduğunu belirten Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlara karşı yasal ve hukuki sorumlulukları olmayabileceğini ancak dini, tarihi ve ahlaki sorumluluklarının daima var olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ”Biz bu ahlaki sorumluluklarımızı doğrudan dinimizden alıyoruz, yüce İslam dininden alıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlarımızı ülkemizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Din özgürlükleri konusunda, inanç özgürlüğü konusunda, eğitim özgürlüğü konusunda, mabed masumiyeti konusunda kendimiz için hangi hakları istiyorsak, onların da aynı haklara sahip olmasını, sadece ülkemizde değil, bütün dünyada her kimliği taşıyan, her dine inanan insanın özgürce kendi inancının gereklerini, ibadetlerini ve inancına uygun olarak eğitimini çocuklarına vermesini, aynı zamanda din adamları yetiştirmesini, onların bir hakkı olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla, ülkemizde yaşayan gayrimüslim vatandaşlarımızı, aynı zamanda tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin bir emaneti olarak görüyoruz.” Bu kadar zengin tarihe sahip bir ülkenin din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olmasının, bu ülkenin tarihine, kültürüne, medeniyetine ve büyüklüğüne hiç yakışmadığının altını çizen Görmez, ziyaretini haber aldıktan sonra Batı Trakya’daki soydaşların kendisini ”faks yağmuruna” tuttuğunu kaydetti.
ATİNA’YA CAMİ YAPILMASINI KONUŞTUK
Görmez, bu konuları da Patrik Bartholomeos ile konuştuğunu, Atina’da bir cami yapılması konusunu paylaştıklarını ifade ederek, ”Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada, özellikle İslam dünyasında yaşayan bütün Hristiyanların hiçbir tedirginlik içerisinde bulunmalarına gerek yoktur. Çünkü 4 asır, 5 asır, 6 asır, hatta Abbasiler’den bu yana birlikte yaşamayı başarmış ve bunu da bir hukuk ve ahlak temelinde yürütmüş bir medeniyetin çocuklarıyız” diye konuştu.
DİN ADAMLARINI YETİŞTİRMEK ONLARIN HAKKI
Bu ülkede, herhangi bir dini topluluğun kendi din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olmasının, bu ülkenin büyüklüğüne yakışmadığını belirten Görmez, şöyle dedi: ”Elbette tarihte, tarih boyunca var olduğu gibi aynı şekilde yine kanun ve mevzuat çerçevesinde varlığını idame ettirmesinin, bu ülkenin büyüklüğüne yakıştığını ifade etmek istiyorum. Çağdaş dünyada kimlikler ve dinler arasındaki ilişkileri ifade eden kavramlar dahi yetersiz. Artık ‘azınlık’ ve ‘çoğunluk’ tabirleri bile doğrusu bu ilişkiyi ifade etmeye yakışmıyor. Kimlikleri, kültürleri sayılarla ifade etmek, ‘azınlık’, ‘çoğunluk’ diye ifade etmek dile yakışmıyor. Ayrıca muadelet esasını, özellikle haklar ve özgürlükler konusunda muadelet esasını, çağdaş dünyanın üzerinde ısrarla durduğu muadelet esasının ahlaki olmadığını düşünüyorum. Herhangi bir ülkeye, büyük bir ülkenin ‘Sen oradaki Müslümanlara yahut dindarlara ne kadar hak verirsen ben o kadar hak veririm, yahut ne kadar haksızlık yaparsan, ben o de o kadar haksızlık yaparım demesini, büyük bir ülkeye, büyük bir kültüre, büyük bir medeniyete şahsen hiç yakıştırmıyorum.”
HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI MÜSPET
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ruhban Okulu’nun tekrar açılması konusuna hükümetin müspet yaklaştığını, öyle inanmak istediklerini belirterek, ”Müteaddit defalar bize umut verildi. Maalesef bugüne kadar okulun tekrar açılması gerçekleştirilmedi. Fakat biz her zaman ümitli olmaya devam edeceğiz” dedi. Bartholomeos, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi’nde yaptığı açıklamada, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Barthalemeos,
‘’Bugün burada yalnız Diyanet İşleri Başkanı’nı değil, eski bir dostu kabul ettiklerini belirten Bartholomeos, ”Sevincimiz ve duyduğumuz onur büyüktür” dedi.
Bartholomeos, Görmez’in din özgürlüğü hakkında ve özellikle Ruhban Okulu’nun tekrar açılması konusunda yaptığı konuşmayı memnuniyetle dinlediklerini dile getirdi.
ÜMİDİMİZİ KAYBETMEDİK
Ruhban Okulu’nun izin çıktığı takdirde ne zaman faaliyete geçeceğine ilişkin soruya Bartholomeos, ”Ruhban Okulu konusuna hükümetimiz müspet yaklaşıyor, öyle inanmak istiyoruz. Müteaddit defalar bize umut verildi. Maalesef bugüne kadar okulun tekrar açılması gerçekleştirilmedi. Fakat biz her zaman ümitli olmaya devam edeceğiz. Alt yapı konusuna gelince, biz hazırız. İzin bugün çıkarsa, biz okulu yarın faaliyete geçirebiliriz” cevabını verdi.
Birbirlerine tespih hediye ettiler
Bartholomeos’un tesbihe olan ilgisini bilen Görmez cebinden çıkardığı tesbihi Barthalemeos’a hediye etti. Barthalemeos ta kendi tesbihini Görmez’e verdi. Ayrıca, günün anısına Bartholomeos üzerinde ”Allah” yazan bir hat ve gümüş tepsiyi Görmez’e, Görmez de Ku’an-ı Kerim’de İncil ve Tevrat’ta ortak olan ayetin yazılı olduğu panoyu Barthalemeos’a hediye etti.