Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, 2014 Yunanistan Uluslararası Din Özgürlüğü raporunu açıkladı. Rapor, Batı Trakya Türk Azınlığı açısından aynı tas aynı hamam devam ediyor. ABD’nin raporu Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ciddi sorunlarına yüzeysel bir şekilde değinirken, Yunan devletinin Azınlık üzerinde keyfi uygulamalarına ise değinmiyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, 2014 Yunanistan Uluslararası Din Özgürlüğü raporunu açıkladı. Yunan anayasasının Yunan Ortodoks dinini ülkede “hakim” din olarak tanıdığı ve hükümetin Yunan Ortodoks Kilisesi’ne önemli imtiyazlar tanıdığı ifade edilen raporda, Batı Trakya Türk Azınlığı için “Trakya Müslüman azınlığı” tanımı kullanılırken 1923 Lozan Barış Antlaşması ile azınlığın din ve eğitim alanlarında özerk kılındığı not ediliyor.
“240 İmam Yasası” devlet okullarındaki Azınlık çocuklarına İslam’ın öğretilmesini öngörüyor
Yunanistan’da dini gruplara ilişkin resmi istatistiklerin mevcut olmadığı belirtilen raporda, Trakya’daki yaklaşık 120 bin nüfusa sahip ve resmi olarak tanınan “Müslüman azınlığın” statüsünün 1923 Lozan Barış Antlaşması ile tanımlandığı, Yunan hükümetinin Trakya dışında yaşayan Müslümanların Lozan Barış Antlaşması ile resmen tanınan Müslüman azınlığın parçası olmaması nedeniyle bu antlaşma ile sağlanan haklardan yararlanamayacakları görüşünü muhafaza ettiği kaydedilirken Rodos, İstanköy ve Onikiadalar’da yaşayan Türklerin sorunlarına değinilmemektedir. Raporda, 2013 yılında kabul edilen yasa (4115/2013 sayı ve tarihli yasa) ile Trakya’daki devlet okullarına giden Müslüman azınlık mensubu çocuklara İslam dinini öğretmek üzere 240 din öğreticisinin devlet memuru olarak görevlendirilmesinin öngörüldüğü, 2014 yılı sonu itibariyle 89 din öğreticisinin işe alındığı, söz konusu yasaya göre, devlet okullarında haftada iki kez verilen iki saatlik zorunlu Yunan Ortodoks din derslerine karşılık Müslüman öğrencilerin İslam din derslerini alabilecekleri ifade ediliyor.
Batı Trakya’da müftü sorunu devam ediyor
1923 Lozan Barış Antlaşması’nın Trakya’daki resmi olarak tanınan Müslüman azınlığa cami ve vakıflarını yönetme ve iki dilli eğitim hakkı verdiği, devlet tarafından atanmış müftülere aile hukuku alanında yargısal yetkilerini kullanma imkanı sağladığı belirtilen raporda, hükümetin Trakya’daki üç müftüyü 10 yıl süreli olarak atadığı ve bu sürenin uzatılabileceği, yargısal yetkilerini kullanan atanmış müftülerin kararlarının Trakya’daki yerel mahkemeler tarafından rutin olarak kontrol edildiği, atanmış müftülerin azınlığa ait camilerde görev yapmak üzere imamlar da tayin ettiği ileri sürülüyor. Trakya Müslüman azınlığı mensuplarının müftü ve imamların doğrudan azınlık tarafından seçilmesi için talepte bulunmaya devam ettiğinin kaydedildiği raporda, buna karşılık Yunan hükümetinin, ülkedeki tüm yargıçların atandığını, müftülerin de yargısal yetkilere sahip olmaları dolayısıyla atama yoluyla görevlendirildiğini belirttiği ifade ediliyor.
Yunan Ortodoks olmayan gruplara yönelik nefret temelli saldırılara da yer verilen raporda, 23 Şubat 2014 tarihinde kimliği belirsiz kişilerin Kur’an-ı Kerim’in sayfalarını yırtarak Altın Şafak afışleri ile birlikte Rodos’taki Müslüman mezarlığın girişine attıkları, 16 Nisan 2014 tarihinde ise Dedeağaç yakınında bulunan bir mescidin giriş kapısının önüne kanlar içerisinde kesik domuz başının bırakıldığı not ediliyor.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu: “ABD 2014 Yunanistan Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu, önceki yıllarda açıklanan raporlarda olduğu gibi Batı Trakya Türk Azınlığı’nın din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunlara oldukça yüzeysel şekilde değinirken ağırlıklı olarak Yunan devletinin resmi görüşünü yansıtmaktadır. ABTTF olarak hazırlayacağımız paralel raporla, ABD raporunda eksik ve taraflı aktarılan konulara ilişkin azınlığımızın görüşünü dile getireceğiz” açıklamasında bulundu.
