Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmit Şubesi düzenlediği yemekli toplantı ile İzmit’te yaşayan Batı Trakyalıları bir araya getirdi.
Genel Başkan Av. Necmettin Hüseyin, Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuray Seçilmiş ve Genel merkez Denetim Kurulu Başkanı Seyit Saitoğlu’nunda katıldığı yemekli toplantı Ramada Hotelde gerçekleştirildi ve yaklaşık 250 Batı Trakyalı hemşehrimizi ailece bir araya getirdi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmit Şube Başkanı Lütfü Bodur Batı Trakyalılar olarak anavatana göç etmiş ve içlerinde vatan sevgisi olan bir toplum olarak her daim takdir gördüklerini belirtti. “İçimizden çıkan meclis üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri ve bakanımız var, kısacası vatana hizmet için insanlarımız var, fakat Batı Trakyalılar bir şeyi iyi biliyor aramızdan vatan haini çıkmamıştır. Bildiğiniz gibi 15 Temmuz darbe girişiminde demokrasi şehidimiz de var, ruhunu bir kez daha yad ediyorum” dedi. Şube başkanı geceye katılan tüm hemşehrilerine de teşekkür etti.
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkan Av. Necmettin Hüseyin öncelikle Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneklerinin en aktif çalışan şubelerinden biri olan İzmit Şube Başkanı Lütfü Bodur ve yönetimini tebrik ederek, bu akşam da gerçekleştridikleri bu muazzam gece için de teşekkür etti.
Devamında da son dönemde Türkiye Cumhuriyeti olarak yaşamakta olduğumuz sıkıntılı sürece değinerek gerçekleştirilen terör olayları ile şehit olan asker, polis ve sivil insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milletine baş sağlığı diledi.
Genel Başkan konuşmasının devamında Batı Trakya Türk Toplumu olarak doğduğumuz vatanda da, anavatanda da yaşadığı sorunlar hakkında yemeğe katılanlar ile görüşlerini paylaştı. “Batı Trakya Türk toplumu Lozan ile orada uç beyi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünde bırakılmış bir toplumdur. Bunun altında Türkiye Devletinin de, Yunan Devletinin de, diğer devletlerin de imzası vardır. O zaman biz Batı Trakya Türkleri madem belli koşullarda orada kalmak için kayıt altına alınmış bir toplumuz bizlerde İstanbul Rumları gibi eşit hakları isteme durumundayız. Nasıl bir İstanbul Rumu Yunanistan topraklarına ayak bastığı anda bir Yunan vatandaşı gibi muammele görüyorsa, biz Batı Trakya Türkleri de İpsala’dan Türkiye’ye ayak basar basmaz birer Türk Vatandaşı gibi muammele görmek istiyoruz. 1,5 milyon insanı içinde barındıran Mavi Kart sisteminin içine 150 bin Batı Trakya Türkünü sokmak çok da zor olmasa gerek. 3,5 milyon Suriyeli’yi barındıran bu büyük devlet, 150 bin Batı Trakya Türkünü de hemde kendisine hiç yük olmadan tüm haklardan faydalandırır.
Yani kısaca biz diyoruz ki 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile bize hem Yunanistan’da, hemde Türkiye’de taahüt edilen hakları istiyoruz. Ne fazlasını, nede azını istiyoruz” dedi.
Konuşmasında şube kongrelerine değinerek “Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği 10 şubesinde önümüzdeki iki ayda kongre süreci var. Bu kongrelerde aday olacak olan arkadaşlarımın bilmesi gerekenlerden biri 2015 Kasım ayında yaptığımız tüzük değişikliği ile artık önümüzdeki süreçte seçilecek olan arkadaşlar üç yıllık bir göreve talip olacaklar, yani aday olacak olanların uzun soluklu bir süreci göz önüne alarak aday olmaları bilincinde olmalarını istiyorum. Bunu yanında bizim kongrelerimizde her dönem şubelerde sorun olan 6 liralık bir aidat rakamı mevcut idi, tüzük değişikliği ile bunuda seçime katılma koşulu olmaktan çıkardık. Artık Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneğine üye olan herkes şube kongrelerinde aidat yatırma şartı aranmaksızın oy kullanabilecek” dedi.
Konuşmasının son bölümünde de Yunanistan’da yaşanan sorunlar özelinde geçtiğimiz günlerde Atina’da DEB Partisi tarafından gerçekleştirilen “Yunanistan’da Milli Azınlıklar ve Uluslararası Kuruluşların Önerileri” konulu paneli, aşırı sağcı Altın Şafak Partisi Milletvekili ve üyeleri tarafından basıldı ve Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Aliçavuş’u ölümle tehdit ettiler. Yunanistan Başbakanı Sayın Çipras’ın olaydan önce ziyaret ettiği Batı Trakya’da söylediği “biz ayrımcılığa müsade etmeyeceğiz, biz kin ve nefret tohumu eken hiç bir söylemin ve etkinliğin yanında olmayacağız” demesinden sadece bir hafta sonra Yunanistan’ın başkentinde bu insan kılığına girmiş arkadaşlar başka bir siyasi partinin etkinliğini basıyorlar ve başvurulara rağmen Yunan devleti güvenlik önlemleri almıyor, bizim kardeşlerimizi açık hedef haline getiriyorlar, bu vahim ve düşündürücü bir tablodur. Bakın benzeri bir olayda Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı’ya gözaltı ve tutuklama girişimi ile oldu akıllarınca gözdağı veriyorlar. Ama bizi sindiremeyecekler, bizim oradaki hak arama mücadelemiz de hiç bir sapma olmadan devam edecektir” dedi.