Yunanistan “Barış içinde yaşamak” diyor, ama kendi içinde ayrımcılık ve hak gaspı yapıyor. Fotoğraf karesinde muhteşem, ya gerçekte neler oluyor?
Yıllardan beri Atina’ya bir cami yapamayan Yunanistan Ortadoğu’da Müslümanların kültürlerine ve bir arada yaşamalarına yol göstermeye kalkışıyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından Atina’da bu yıl ikincisi düzenlenen “Ortadoğu’da Dini ve Kültürel Çoğulculuk ve Barış İçinde Bir Arada Yaşama” konulu uluslararası konferans gerçekleştirildi.
“Atadığı kukla müftülerine sahip çıktı”
Yapılan bu konferansa Batı Trakya bölgesinde Yunan vatandaşı olarak yaşayan Müslüman Türk toplumu yok sayıldı ve toplantıya davet edilmedi. Yunanistan bu toplantıya “göz boyamak” için yıllar önce keyfi uygulamayla tayin ettiği “kukla müftüleri” davet ederek, fotoğraf karesinde verdiği pozlarda bu toplantıya katılan ülkelerin din adamlarına ve Müslüman ülkelerine “şirin” görünme çabasına girdi. Yani toplantıda “saksı” olarak kullandı.
Dışişleri Bakanı Kocias, iki tayinli müftüsünün arasında ellerini tutarak gazetecilere poz verirken Başbakan Çipras da bu “göz boyama” karesini vermekten geri kalmadı.
Neticede bu toplantı bir kez daha Yunanistan’ın kendi evinde değişik din ve ırka ait olan vatandaşlarına üvey evlat ayrımı muamelesi uygulamasına devam ettiği açıkça görülürken, fotoğraf kareleriyle kendi emri altında bulunan “memurlarıyla” ülkede Müslümanlara karşı hoşgörünün ve saygının var olduğunu gösterme çabasına giriyor.
Ama nafile, dünya biliyor ve görüyor ki, Lozan Barış Anlaşması ile Yunanistan’a emanet edilen Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı bu toplantıya davet edilmedi ve yoktu!
Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, toplantı sonrasında “Soyutlaştırmaya karşı farklı devletler, halklar ve dinler arasında karşılıklı saygı ilişkileri kuruyoruz” ifadelerini kullanırken, konferans işbirliğinin yoğunlaştırması için 10 noktada sağlanan anlaşma ile tamamlandığını açıkladı.
İki gün boyunca konferansta tartışılan ana konular, gençliğin desteklenmesi ve köklerinden kopartılan nüfusların ve talan edilen kültürel mirasın geri dönüşü oldu. Ama her nedense köklerinden kopartılan veya kopartılmak istenen gençlerin temsilcilerinden bir kişi yoktu. Gençlerin fikrini ne soran ne de dikkate alan bir hareket dahi olmadı.
Üzerinde anlaşmaya varılan noktalar arasında en dikkat çekeni 2018 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonuna ve Avrupa Birliği’ne dini ve kültürel cemaatlerin korunmasına yönelik özel bildiri sunulmasına karar verildi. 2018 yılında İnsan Hakları Komisyonu’na sunulacak olan bildiride Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı yine olmayacak, çünkü YUNAN DEVLETİ AZINLIKLA AYNI MASAYA OTURMUYOR! KONUŞMUYOR!
Yunanistan, Azınlığı farklı bir statüde olduğunu görmekten kaçınıyor, farlı olduğunu kabul etmiyor, normal Yunan vatandaşları ile aynı görmeye devam ediyor, oysa Azınlığın Anlaşmalarla hak ettiği özellikleri, ayrıcalıkları var, bunlar da Yunanistan tarafından çiğneniyor, inkar ediliyor, yok saylıyor.
“Batı Trakya’da hukuki kovuşturmalar tam gaz devam ediyor”
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, Devlet ve dini liderlerin yapmış olduğu konuşmaların yazılı ve elektronik olarak yayınlanması kararlaştırılırken, medya ile daha fazla işbirliği ve kültürel ve dini özgürlük lehine daha fazla nasıl mesaj verilebilir konularına da büyük önem verildiği belirtiliyor.
Kocias hangi dini özgürlükten bahsediyor? yıllar önce halk tarafından seçilen Müftüler 2017 yılının başından bu yana 7 defa suçlamalarla ifadeye çağırıldı, hukuki kovuşturmaların ardı arkası kesilmiyor. Bu mu kültürel ve dini özgürlük lehine daha fazla mesaj verilmek istenmesi? Ya derneklerin çatısı altında izinsiz olduğu gerekçesiyle, tüzüklerinde var olmasına rağmen kendi imkanlarıyla bir köşede oluşturulan namazgahların kapatılmasına ne demeli? Dini ibadetin yapılmasına müsaade etmiyorsun; Cami açtırmıyorsun ve açmıyorsun, bu şekilde mi büyük önem veriyorsun?
“Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya” benzer, tutmaz ve tutmayacak”
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias yaptığı açıklamada, Atina’da iki gün süren konferansa 38 farklı ülke ve uluslararası kuruluştan 168 siyasetçi, dini lider ve temsilcinin ve bu konularla ilgilenen veya önemli rol oynayan toplamda 320 kişinin katıldığını dile getirdi.
320 değil, 1320 kişi katılsa kendi vatandaşların arasında ayrımcılık gösterdiğin müddetçe bu tür toplantılar, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya” benzer, tutmaz ve tutmayacak. Halklar arasında farklı dinlere mensup toplumların tabanlarına dayalı, dinin gereksinimlerinden yoksun uygulamalar sadece belgeler üzerinde kalacaktır.
Basın toplantısında Kocias’a Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan’a yapacağı ziyaretle ilgili sorulan soruda, Kocias “farklılıklar ve anlaşmazlıklar olduğunda diplomasi özellikle gerekmektedir, başkaları konuşmasın diye konuşmaktadır” yanıtını verdi.
Konferans kapsamında, iki gün boyunca katılan dini liderlerle yaptığı ikili temaslara da değinen Kocias, özellikle de İstanbul Rum Patriği Vartholomeos ile Türkiye’deki Hristiyan Azınlığın ve ona ait Kilise’nin sorunlarını görüştüklerini, Patrik Vartolomeos’un Ankara’ya yaptığı ziyaret ve oradaki temaslarıyla ilgili bilgilendirdiğini söyledi.
Dışişleri Bakan Kocias, İmroz’daki Yunanlılar için okulların normal işleyişi ve Türkiye’nin İstanbul’daki Rumlara ait Vakıflar’da seçim yapılması sözü verdiği gibi küçük olumlu adımların atıldığından bahsetti. Aynen iki gün önce sadece ve sadece BİRLİK Gazetesi’nin de yazdığı haberdeki gibi, Bakan Kocias Türkiye’nin İstanbul Rumları’na yönelik olumlu bir adımı daha attığını adeta onayladı.
Konferansın sonunda Bakan Kocias, ayrıca Azınlığın seçim hakkı ve sonucu tanınmadan, kendileri tarafından keyfi uygulamayla Müftü olarak atanmış olan Gümülcine Müftüsü Meço Cemali ve İskeçe’deki Şinikoğlu ile bir araya gelerek, Batı Trakya’daki gelişmeleri değerlendirdiği belirtilirken el ele vererek kapanış ve gösteriş fotoğrafı çektirmekten de geri kalmadı.
Fotoğraflar güzel, İslam Dünyası’na yönelik reklam iyi, “ya tutarsa” beklentisinden öte gitmediği açıkça görülmüştür.
Sayın Dışişleri Bakanımız Kocias beyefendi; sorunun özüne inin, Azınlıkla aynı masada buluşun ve konuşun, aksi halde memurlarınızla daha çok fotoğraf çektirirsiniz merak etmeyin.
“İstanbul’da Vakıflarda seçim istiyorsunuz, “Ekümenik İstanbullular Federasyonu” öfisi açılmasına izin istiyorsunuz, eeeeee”
Ama İstanbul’da Vakıflar’da seçim istiyorsunuz, “Ekümenik İstanbullular Federasyonu” öfisi açılmasına izin istiyorsunuz, eeeeee, Batı Trakya’da ise seçim yapmıyor, yapılsa da tanımıyorsunuz!!!
Bu mudur “Ortadoğu’da Dini ve Kültürel Çoğulculuk ve Barış İçinde Bir Arada Yaşama”.
Bu mudur “Soyutlaştırmaya karşı farklı devletler, halklar ve dinler arasında karşılıklı saygı ilişkileri kuruyoruz” anlayışı.
Sayın Dışişleri Bakanım Kocias, artık şapkanızı çıkartın ve Batı Trakya’daki Azınlığı yok saymaktan, uzun vadeye yayarak bu güne kadar başarılı olmayan asimile politikalarından vazgeçin, haklı bir entegrasyonu destekleyin, çünkü asimilasyonu asla başaramayacaksınız!!!! sadece zaman kaybediyorsunuz, para kaybediyorsunuz, yanlış olan ne kadar uygulama varsa denediyseniz de tutmadı, tutmayacak!!!