Yunanistan 355.000 insanını kaybetti.
Yunanistan o “kara” 2010 yılından bu yana 355.000 insanını kaybetti. Yunanistan bu kadar insanı iç savaşta kaybetmedi.
Ülkedeki en büyük sorun ekonomik kriz değil, ne Türkler ne de uzaylılar. Ülkenin en büyük sorunu, her zamankinden daha fazla olgunlaştığı gibi demografik yapı, bu kriz sırasında Yunanistan 355.000 insanını kaybetti.
Demografik yapı önemli bir mesele, “içsel bir saldırı” olduğu için çok daha önemlidir, kısacası Helenizm dış faktörlerden değil, “iç organı” ndan kaynaklanan sorunlardan dolayı gücünü kaybediyor.
Az canlı olduğumuza hepimiz ikna olduk, ilk fırsatta dışarıya “kaçıyoruz.” Hepimiz çıkarcı olduğumuza ikna olduk, böylece aile kurmuyoruz, çocuk yapmıyoruz ve dramatik bir şekilde eksiliyoruz.
Tabii ki bir çocuğun doğması yetmiyor, en az üç taneye ihtiyaç vardır. Bu sorunu göğüsleyebilmemiz için toplumun bakış açısı ve zihniyetinde köklü ve radikal bir değişim gerekli. Aksi halde durum kötü.
Yunanistan nüfusunu, 2010’dan bu yana var olan mali kriz dramatik bir sayısal devrimi tetikledi. Doğum oranlarında daralma, artan ölümler ve negatif göç, Yunanistan’ın büyük bir ulusal sorunu olarak demografik yapısını ortaya çıkarmaktadır.
ELSTAT hesaplamalarına göre, 2011-2017 döneminde Yunanistan’ın nüfusu 355.000 kişi azalmıştır ve sorun “1 numaralı” ulusal sorun olarak gerekli sorumluluk ile ele alınmazsa, 2050 yılında Yunanistan’ın nüfusu, sadece 10 milyon kişiye ulaşacak.
ELSTAT ve EUROSTAT kurumları tarafından yapılan 3 yıllık bir araştırmanın sonuçları 734 sayfaya bu şekilde yansıdı. Yunanistan’ın demografik yapısı 1828 yılından 80’nli yıllara kadar da sorun yaşıyordu. Ancak ekonomik krizin başlamasıyla birlikte bu daha büyük sorun olmaya başladı.
Örnek olarak, 1828 yılında Yunan devletinin kurulmasından önce Yunanistan’ın nüfusu 753.000 kişiydi. Bu rakam 2011 yılına gelindiğinde 10,9 milyona ulaştı.
2011 yılında 100 erkeğe 104 bayan düşüyordu. 1951-2011 yılları arasında 0-14 yaş grubundaki nüfus yarıya (28,8% σε 14,5%) düştü. Neredeyse yaşlı nüfusun sayısı 3’e (6,7% σε 19,5%) katlandı. Ancak kriz döneminde, ülkedeki yaşlı nüfus oranı hızla artama devam ediyor. Yaşlı nüfus sayısı 1951’den 2014 yılına kadar 43,5% ulaştı.
Buna paralel olarak, 2001-2011 yılları arasında evlenen ve evlenmeyenler oranında bir düşüş yaşanıyor. Boşanmalar korkunç vaziyette artarak devam ediyor. 3 nüfuslu aileler artarken, 4 nüfuslu ailelerin belirgin bir oranda azaldığı net bir şekilde görülüyor. Çok çocuklu aileler ise neredeyse bitme noktasına geldi.
2011-2016 yılları arasında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, ölümler doğumları 115.479 kişi olarak geçti. Doğumlar 692.592, ölümler 808.071. 2016 yılında kayıtlara geçen doğumlarda 77% oranında görülen artışın (1.051 çocuk) genelde yabancı uyruklu göçmen bayanlara ait olduğu tespit edildi.
Ekonomik krizin başlamasıyla da birlikte evli çiftler sadece 1 çocukla yetinirken, 2 ve 3 çocuğu asla düşünmedikleri kaydediliyor. Sebebi ise işsizlik ve geleceğin belirgin olmamasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla da Yunanistan’ın demografik yapısı kabusa dönmeye başlamış vaziyette karşımızda duruyor.
2013 yılından sonra Yunanistan genelinde iş ve istihdam alanlarının azaldığı, iyi iş sahası imkanlarının yerini geçici ve az saat çalışma uygulamasına bıraktığı ifade edilirken, dolayısıyla da işçi maaşlarının en düşük seviyelere indirilmesi neticesinde ailelerin geçim sıkıntısına düştüğü belirtiliyor. Tüm bu sebeplerden dolayı genç neslin aile kurmayı düşünmesinin de tehlikeye girdiği ifade ediliyor.
Yunanistan’da artık tehlike çanları iyiden iyiye çalmaya başladı. Demografik yapı sorunu daha da vahim bir duruma geleceğinden endişe ediliyor. İşsizliğin ve yarınların belirsizliği ve kabusu ile yaşamayı göze alamayan gençler dış ülkelere, Avrupa’nın diğer ülkelerine göç etmeye başladı. Bu da bundan sonra beraberinde 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun artacağını gösteriyor.
Ne mi yapılabilir? Derhal demografik yapıyla ilgili stratejik çalışmalar başlatacak ve bu çalışmalara hız verecek, uygulayacak yeni bir devlet kurumunun veya Bakanlığın kurulması gerek. İş imkanlarının sadece Atina ve büyük merkez şehirlerde değil, taşraya da kaydırılması acilen sağlanmalıdır. Çünkü insan yapısı gereği doğurgan insan ve aile kurma hayaliyle evlenen insanların sayısının daha fazla olduğu yerler taşrada yaşayan insanların olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu uygulamaya bugün başlansa, demografik yapı sorunu ancak 30 yılda kontrol altına ancak alınabilir.
BİRLİK GAZETESİ