Yunanistan sözde “Pontus Soykırımı”nı dünyada tanıtma konusunda boş durmuyor. 100. yıl yaklaşırken (1919-2019), Yunanistan’ın hız verdiği sözde “Pontus Soykırımı” Kanada Senatosu’nda konuşulmaya başlandı.
Sözde “Pontus Soykırımı”nın daha somut evrede konuşulması için Kanada hükümeti tarafından gündeme getirilmeye başlandı. Otava ve Torondo tarafından 19 Mayıs tarihinin sözde “Soykırım” olarak tanınmasından sonra çalışmalara hız verildiği belirtiliyor. Bunun için Yunanistan’dan Panhelenik Pontus Federasyonu’ndan bir heyetin geçtiğimiz günlerde Kanada’da bazı temaslarda bulunduğu belirtiliyor.
Yapılan görüimeler sonrasında, 73 yaşındaki Rum asıllı Senatör bayan Pana Pappas Merchant tarafından 7 Şubat tarihinde, bundan böyle görüşmeye açılmak üzere Senato’ya getirildiği ifade ediliyor. Senatoya getirilmesinin asıl sebebi ise sözde “Soykırım”ın Kanada hükümeti tarafından tanınması ve 19 Mayıs tarihinin Türkiye tarafından Karadeniz Rumları’na sözde “Soykırım” yapıldığının başladığını simgeleyen bir tarihi anı olarak her yıl Kanada genelinde kutlanmasını kabul ettirmek olduğu ifade edilirken, bunu inkar edenlerin de cezalandırılmasını sağlamak olduğu belirtiliyor.
Senato’da söz alan 73 yaşındaki Rum asıllı Senatör bayan Pana Pappas Merchant, kendi ailesiyle ilgili bir anıyı dile getirdi. Merchant, “babam 6 yaşındaydı ve İzmir’de yaşıyordu. Ailesinin zorla şiddete mahruz kalarak yerinden yurdundan sökülüp atıldığını bizzat gördü yaşadı. Babam annesiyle ve iki küçük kız kardeşiyle birlikte bir gemiye binmeyi başarmışlar. Ailenin üçüncü kızı o yaşanan panik içinde kaybolup gitmiş ve kimse hiçbir zaman ne olduğunu öğrenemedi. Kaçmayı başardı mı? Boğuldu mu? Geride mi kaldı kimse bilmiyor. Onun için siz Senatörler tarafından Soykırımın tanınmasını ve unutulmaması büyük önem taşımaktadır. Sizlerin yardımıyla Kanada devleti de Pontus Rumları’na yapılan soykırımı tanıyan devletlerin arasına katılacaktır” dediği belirtiliyor.
Önümüzdeki hafta Senato’da yapılacak olan ilk görüşmede, yine Rum asıllı Senatör Leo Husakos da söz alarak o yıllarda Karadeniz’de yaşanan süreci detaylı bir şekilde Senatörlere anlatacağı belirtiliyor. Senatör Husakos’un yaptığı ilk değerlendirmesinde, o yıllarda Karadeniz’de yaşananların, Birleşmiş Milletler anlaşmalarında belirtildiği gibi, “soykırım” tanımlamasına uygun olduğunu dile getirdiği ifade ediliyor.
KARADENİZ’DE RUM VE TÜRK ÇETELERİN SAVAŞI
Bilindiği üzere ve yapılan araştırmalardan elde edilen neticelere göre, 1919 yılı öncesi ve sonrasında Karadeniz’de yaşananların, Yunanlılar ve Türkler tarafından kurulan silahlı çeteler tarafından karşılıklı olarak soygunlar gerçekleştirilmiş ve orada birlikte huzur ve barış içinde yaşayan masum Rum ve Türkler hırsızlık, yağmalama ve bunun yanısıra çeşitli şiddet olaylarına mahruz kalmıştı. Ancak 19 Mayıs 1919 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a gelmesiyle olaylar yatıştırılmış, Mustafa Kemal’in askerlerinin her iki halkı koruyarak çetelere karşı başlattığı operasyonlar sonrasında çetelerin dağlara kaçtığı, olayların yatıştığı ve sonrasında da karşılıklı olarak Türkiye ve Yunanistan arasında Mübadele yıllarının başladığı biliniyor.
O yıllarda Karadeniz’de yaşanan bu olayların, günümüzde sözde “Soykırım” yapıldığı Yunanistan tarafından gündeme getiriliyor ve tüm dünya’da tanıtılmaya büyük çaba sarfediliyor. 100. Yıl yaklaşırken içeride ve dışarıda tanıtım çalışmalarına daha da çok hız veriliyor. Yunanistan içerisinde çeçitli anma etkinlikleri hız kazanırken, bir yandan da değişik ülkelerde tanıtım amaçlı lobi faaliyetleri tam gaz devam ediyor.