Ana Sayfa Köşe Yazıları Yunanistan’da Çipras Da Baskılara Dayanamadı ve Türk Azınlığı Müslüman Azınlığa Çevirdi

Yunanistan’da Çipras Da Baskılara Dayanamadı ve Türk Azınlığı Müslüman Azınlığa Çevirdi

0
0

İlk önce Çipras’ın söylediğini bir aktaralım, ardında da yorumumuza geçelim.

Çipras bir gün önce katıldığı bir tv programında “Türk Azınlık” ifadesini kullandı, bir gün sonra 24 saat geçmeden “Müslüman Azınlık” sakızını çiğnedi. Kısacası Çipras da Yunanistan’ın dertli siyasetinin baskılarına boyun eğerek yan çizdi.

Bir gün önce şu ifadeleri kullanmıştı:

“Trakya’ya (Batı) giderek TÜRK AZINLIĞA tavrını ve oyunu değiştirmesi için şantaj yapan bayan Bakoyanni, 2012’de 10 yıl önce seçime gidip ülke genelinde %2,55 oy alırken, Rodop’ta ise %18 ve İasmos’ta (Yassıköy) %70 oy aldı. Bu ulusal bir istisna mıydı?”

Bir gün sonraki paylaşımı ise aynen şu şekilde:

“Kendi kendime soruyorum: MÜSLÜMAN AZINLIĞA şantaj yapmaya giden bayan Bakoyanni, 2012’de kendi partisiyle inmişti (seçimlere). Ülke genelinde %2,5, Rodop’ta %18 almıştı. Sayın Miçotakis’in ablası Erdoğan’la anlaşma mı yapmıştı? Böyle şeyler söylemek ayıp.”

Çipras bu şekilde davrandı. O da dertli Yunan siyasetinden tırstı.

Yunanistan’da, Yunan devleti ve siyasetin tüm aktörleri, Batı Trakya Türk Azınlığı üzerinde uzun yıllardan beri kirli oyunlar oynadığı biliniyor. Ancak hiçbir dönem bu kadar açıkça oynan bir oyun görülmemişti.

Artık ok yaydan çıktı ve Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türk Azınlık için düşünceleri ve uygulamaları açıkça ortaya çıkmış oldu. Varsın her parti veya hükümetler, Batı Trakya’da Azınlıkla çoğunluğun birlikte yaşamını Avrupa ve dünyaya bir model olarak göstersinler dursunlar, bu bir yalandır! Yunanistan kendi çorabını örmeye devam etmektedir.

Gelelim şimdi Azınlık artık bundan sonra ne yapmalı. Azınlık artık gerçekten silkelenmeli ve yok SİRİZA’ymış, yok PASOK’muş falan filan partiymiş Azınlığa o yakınmış bu yakınmış hikayeleri yalandır ve bu tür düşünceler Yunanistan’ın emellerine hizmet etmektedir.

Azınlık artık bitme noktasına getirildi. Bunu Yunanistan, kendi içimizden işbirlikçileriyle, gözünü para bürümüş, saltanat hastası ve sadece kendini düşünen zavallılarla yapıyor. Kısacası bizi bize vurduruyor. Biz de bu filmi izliyoruz.

Net olarak şunu belirtmeliyim! Azınlığın bir sabit politikası olmadı, yok! Dönem dönem mantarlar gibi geceden sabaha ortaya çıkan derme çatma figüranların önerileriyle yürünen bir yoldadır Azınlık. Azınlık, sürekli bir kedinin yumakla oynadığı gibi oynatıldı, oynadı ve birilerinin çıkarlarına alet oldu.

Yok neymiş efendim, Türkiye’nin Başkonsolosluğu bölgede müdahalelerde bulunmuş, Başkonsolos yerel seçimlerde liste kurmuş, o olmuş bu olmuş falan filan suçlamalarla zaman geçiştiriliyor.

Batı Trakya’da Başkonsolosluk müdahale etmiyor. Başkonsolos soydaşlarıyla kucaklaşıyor. Onların hal hatırını sorsun diye Cuma namazlarını birlikte eda ediyor, davet edildiği etkinliklere katılıyor. Gitse bir türlü, gitmese yine Azınlık insanı tarafından şu sözlerle “Eeee be yahu bu da nasıl Başkonsolos, bir defa olsun bizim köye, çarşıya pazara çıkmadı, belli başlı kişilerin kontrolünde hareket ediyor” diyerek yine bizler eleştiriyoruz.

Yunan devlet yetkilileri ha bire Gökçeada, Bozcaada, İstanbul Fener Patrikhanesi, bu da yetmedi Karadeniz bölgesine el atarak sözde kendi soydaşları varmış gibi hareket ediyor yer altından politikalar geliştiriyor. Kuzey Epir’de kendi soydaşlarını dolaşıp ziyaret ediyor ve hal hatırlarını sormakla kalmıyor, Yunan devleti Rum azınlıkların haklarını yaşadıkları o ülkelerden talep ediyor. İyi de yapıyor.

Eeee, Batı Trakya Azınlığı üzerinde garantör olan Türkiye gelmesin mi? sormasın mı? ziyaret etmesin mi? yani bizi demokrasinin tek dişli canavarının eline mi bıraksın, terk etsin? Olanlar yapılanlar ortada. Bizi Lozan’da emanet alan ve imza koyan ülkemiz Yunanistan sistematik olarak Yunan Müslümanları yapmak istiyor. Azınlık Okullarımız kapatılıyor. Camilerimize 240 imam yasasıyla girilmek isteniyor. Biz mücadelesini veremiyoruz, içimizde satılmış işbirlikçileri var, her şeyi karşı tarafa aktarıyor, bunların gerçekleşmesi için zemin hazırlıyor. Biz de mücadele verdiğimizi zannediyoruz. Birileri de bizim mücadele verdiğimize kanıyor. Çünkü sahada yaşanan gerçekler yalan yanlış aktarılıyor. İşbirlikçilerin işlerine öyle geliyor, çünkü sonra patronları hesabı keserler.

Tüm bunları dikkate alırsak o zaman da siz ve sizin gibiler ne diyeceksiniz biliyor musunuz? “Türkiye bizi terk etti” diyerek yine sitem edeceksiniz. Maskeleriniz düştü, takke düştü artık kel göründü. Herkes sorumludur. Azınlık bitiyor. Açıkça bizi bitiriyorlar. Biz de, Yunanistan’ın senaryosunu yazdığı filmin figüranları olmaya devam ediyoruz. Bu kafayla gidin bakalım nereye kadar gideceksiniz. Çok yanlışlar yapıldı, halen de yapılmaya devam ediyor. Biz, iflas eden ve önceden dayatılan işi soru önergeleri, kınamalar enfalsyonu ile çözmeye çalışır gibi yapıyoruz. Aslında üç maymunu oynuyoruz.

Bırakın be kardeşim Başkonsolosluğu eleştirmeyi, bırakın Başkonsolosu, T.C. devletini biz mi yönetiyoruz? Batı Trakya’yı düzettik de şimdi oraya da mı el attık. Breh, ne Batı Trakyaymışız yahu, herkes komutan, herkes on numara siyaset bilimcisi, uluslararası uzmanı kesildi başımıza. Dürüst olun! Mağrip gösterip Maşrık arasında oynamayın. Biliniyor bu yaptıklarınız. Sanmayın ki bilinmiyor. Zaten eleştirenler var, olmaya da devam edecek, biz bari bu yanlışlara düşmeyelim. Başkalarının ekmeğine yağ sürmeyelim. Eleştirenler bu iş için ödeniyorlar, onların görevi bu, bunu da mı anlayamayacak kadar kafasızız.

Oysa Yunan devleti Batı Trakya Türk Azınlığı üzerindeki plan projesini harfiyen uyguluyor. Asıl soru şu; biz ne yapıyoruz. Bazı kişilerin arkasına takılarak Azınlık için bir şeyler yaptığımızı zannediyoruz. Bu kafayla ancak gideriz bekleyin durun.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz