Gümülcine Türk Gençler Birliğinin (GTGB) kuruluşunun 90. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere Batı Trakya’ya gelen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, yaptığı konuşmasında önemli konulara değindi.
YTB Başkanı Abdullah Eren burada yaptığı konuşmada, kendisinin aslen bir Batı Trakyalı olduğunu belirterek “Ben sizlerin içinden biriyim, Batı Trakyalıyım.” dedi.
YTB Başkanı Eren, Türkiye ve Yunanistan’ın aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olduğunu belirterek aralarındaki ilişkiler ilerledikçe Batı Trakya’da da huzur ve refahın artacağını söyledi.
Babasının yıllar önce okumak için Türkiye’ye geldiğini ve daha sonra evlenip burada kaldığını anlatan Eren, baba toprağı olan Batı Trakya ile bağlarının kopmaması için her yıl bölgeyi ziyaret ettiğini söyledi.
Eren, kendisinin ve başkanı olduğu YTB’nin, sadece Batı Trakya ile değil, dünyanın dört bir yanındaki Türklerle hemhal olduğunu, dertlerine çare bulmaya çalışarak yardımcı olmaya gayret ettiğini belirtti.
Bu topraklarla bağının hiçbir zaman kopmadığını ve kopmayacağını belirten Eren, “Bizi birbirimize bağlayan, bizim gönlümüzden sizin gönlünüze giden bir bağ var. Buradan hareket ederek şunu söylemek istiyorum. Sizler bu toprakların asıl sahiplerisiniz. Lozan Antlaşması’na göre, Batı Trakya’daki soydaşlarımız ilk olarak azınlık statüsünde, fakat bu toprakların asıl sahipleri, Yunanistan devletinin bayrağı altında sizlersiniz. Sizlerin çabasıyla burası eğitim, siyaset, ekonomi ve toplum olarak kalkınacak. Sizlerin birlik ve beraberliğiyle buradaki azınlığımız birbirine tutundukça, birbirine olan bağları güçlü oldukça inşallah çok daha iyi günler göreceğiz.” dedi.
Eren, Gümülcine Türk Gençler Birliğinin, Batı Trakya’daki azınlığın hikayesi açısından çok önemli bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade etti.
YTB’nin, Batı Trakya’ya çok özel bir önem verdiğini ifade eden Eren, Türk azınlığın bundan sonraki durumunun, eskisinden daha iyi olması için her platformda elinden geleni yapacağını kaydetti.
Eren, YTB’nin, Batı Trakya’da ve 163 ülkede toplam 17 bin öğrenciye burs verdiğini belirterek “Bunları, devletimiz adına Türkiye Cumhuriyeti olarak biz veriyoruz. Bu sene Batı Trakya’ya verdiğimiz bursları artırdık. Çok daha fazla hizmetlerde bulunacağız. Nüfus planlanması açısından da yapmamız gerekenler var. Gençlerimiz Avrupa’ya gidiyor. Bununla alakalı da planlarımız var. Bu noktada da elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Biz, Batı Trakya davasının inşallah Türkiye’de bayraktarlığını yaparız. Ben, hem şahsım, hem de kurumum adına, Batı Trakya’nın bundan sonraki sürecinin eskisinden daha iyi olması için elimizden geleni yapma sözünü veriyorum.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ve Yunanistan sorunları konuşarak çözebilir”
YTB Başkanı Eren, Türkiye ve Yunanistan’ın aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olduğunu belirterek aralarındaki ilişkiler ilerledikçe Batı Trakya’da da huzur ve refahın artacağını söyledi.
Türkiye ve Yunanistan’ın iki komşu ülke olduğunu kaydeden Eren, “Aynı suya bakıyoruz, damak tadımız hemen hemen birbirinin aynı. Eğlence kültürlerimiz bile birbirinin aynısı. Dolayısıyla bu kadar ortak tarihi ve geçmişi bulunan iki ülke, aralarındaki sorunları elbette konuşarak çözebilirler. Böyle umut ediyoruz. Biz, muhataplarımızla, Yunanistan yetkilileriyle konuştuğumuz zaman, görevimiz icabı hep bunu kendilerine ifade ediyoruz. Ben, Batı Trakya azınlığının Yunanistan için bir şans olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
Batı Trakya’da kapatılan Türk dernekleri
Gümülcine’de 1928 yılında kurulan Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB), 1936’da kurulan Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) ve İskeçe’de 1927’de kurulan İskeçe Türk Birliği (İTB), bölge valilerinin Batı Trakya’da “Türk bulunmadığı” iddiasıyla açtığı dava sonucu kapatılmıştı.
Kapatma kararının Yunanistan Yüksek Mahkemesi tarafından da onaylanması üzerine derneklerin faaliyetleri durdurulmuştu.
İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine dernekler, davayı 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıdı.
AİHM, 2008’de aldığı kararla Türk azınlığa ait derneklerin kapatılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirterek Yunanistan’ı mahkum etmişti.
Yunan Parlamentosu, 2017’de Yunan mahkemelerinin AİHM kararlarına adaptasyonuna yönelik yasal düzenlemeyi kabul etmişti.
