Bölge Genel Sekreteri Dimitris Stamatis’in bölgemizde göreve gelmesinden itibaren, uzun yıllar birlikte yaşadığımız Yunanlıların biz Türk’lere karşı bakış açısı değişti. Düne kadar bizlere tebessüm ve dosşane içerisinde bakan, birlikte Türk kahvesi içtiğimiz, Paskalya bayramında birlikte kırmızı yumurta ve çörek yediğimiz komşularımız Yunanlılar, son döneme bir fanatizim içerisine doğru girmiş görüntüsü vermeye başladılar. Geçmişte bize „Ta Turkakia” deyenler bu gün „ellines muslumani” (Yunanlı müslümanlar) yani biz Yunanlıyız fakat müslümanız. Her fırsatta tüm Yunanlı yetkililer ve devletin başı gözümüzün içine baka baka bizi Yunanlı müslümanlar ilan ediyorlar. Trakya Dimokritos Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski anfisi’nde gerçekleşen „Trakya’lılar Kongresi”nde, Bölge Genel Sekreteri Dimitris Stamatis’in yaptığı konuşma halen kulaklarımda çınlıyor. Adam resmen „LAOS” Partisine oy topluyor. Bölgede son yapmış olduğu rekor düzeyde sayılabilecek azınlık karşıtı açılımlarla gerçekten bölgedeki Yunanlıları kendisine hayran bıraktı. Stamatis, adeta bir vatan kurtaran kahraman ilan edilecek neredeyse. Ancak yaptıklarına bakılırsa, demokratik bir ülkeye uymayan uygulamalarla bölgede ateşle oynuyor. Tabii ki, „LAOS”‘un temel prensiplerinde de bu tür uygulamalar mevcut. Nitekim, sayın Stamatis geçmişte „Samaras” bu gün ise „Karacaferis” yolunda yürümeye devam ediyor. Ancak, oy uğruna, gelecekte koltuk sevdası uğruna insanları birbirine düşman etmek hiç doğru değil. Milletvekili, sadece insanları birbirine düşürmekle olunmaz, tam tersine insanları birbirine dost, arkadaş ederek olunur. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda ise Yeni Demokrasi Partisi özellikle Rodop Teşkilatı parti yetkilileri azınlığın süratle partiden Stamatis’ten dolayı kaçtığı halen göremiyorlar. Azınlığa karşı çıkan bir zihniyet geçmiş yıllarda yaşanan örneklere bakılacak olursa bunun faturasını ödediği görülmektedir. Bay Stamatis burada tek bir şeyi başardı, azınlık insanına Yeni Demokrasi partisinin hiç bir zaman yakın olmadığını ispat etti. Geçmişte polisleriyle, bu gün Sekreteriyle bir parti ancak bu kadar bu bölgede eksi puan alabilir. ÜÇ BEŞ HACININ YANINDA POZ VERMEKLE BU İŞ OLMAZ Geçtiğimiz ay sayın Bakanımız Evripidis Stilyanidis Gümülcine’de bir otelde, „çağdaş azınlık politikası” muhasebesini anlattı. Yaptığı konuşmada aynen şu sözlere yer verdi. „Biz azınlık için önceki hükümetlerin yaptıklarından daha fazla iş yaptık, ancak biz bu işlerin reklamını güzel beceremiyoruz galiba” dedi. Evet sayın Stilyanidis aslında doğruyu söyledi, önceki hükümetlerden belki vatandaşlık hakları konusunda daha fazla ıvır zıvır işler yapmış olabilirler, ancak bizde bir tabir vardır, „bokla yapılan sidikle yıkılırmış”. İşte sayın Stamatis de bölgeye geldiğinden beri geçmişin güzel birlikteliğini yıktı, bunu başardı, artık herkes bölgede birbirine dost olarak değil, neredeyse düşmanca denilebilecek kadar negativ enerjiyle bakmanın eşiğine geldi. Sen benim hayrat çeşmemi izinsiz olduğu gerekçesiyle yık, sen benim gözümün içine baka baka „ellines muslumani deyip dur, sen Avrupa Birliği’nden gelen destek paketlerini sadece ve sadece Yunanlılara dağıt, azınlığın tapulu malının üzerine kilise yapılmasına göz yum ve hiç bir söz söyleme ondan sonra bana sizinle birlikteyim, azınlığın içindeyim, deyip dur, yemezler abi. Ama sandık yakın, bu seçimlerde başta pasok partisi olmak üzere, Yeni Demokrasi partisi de azınlıktan gerekeni alacaktır. Hiç merak etmeyin, bu azıınlık insanı bu satırları okuyor ve ne demek istediğimi senden benden daha iyi anlıyor. Öyle dağlık koluna giderek bir kahvede üç beş sarıklı hacının yanında fotograf çektirip „yapmadıklarınızı” yaptık gibi bir kitapta gösterirseniz bu iş oldu zannedersiniz. Aslında olmadığını siz de göreceksiniz. Siz sadece ücra köşlerde dolaşabilirsiniz, eğer cesaretliysenin azınlığın gerçek içine, ortasına inin de görelim o zaman Hanya’yı Konya’yı. DAMASKİNOS GERÇEKLERİ SAPTIRMASIN. Sayın Metropolit Damaskinos efendiye gelince, onu Allah’a havale ediyorum. Başbakan Karamanlis’in önünde yaptığı konuşmasında Birlik Gazetesi’ni eleştirdi ve sayın Başkonsolos Mustafa Sarnıç’tan gazeteyi kınamasını istedi. Birlik gazetesinin patronu İlhan Tahsin olduğunu unuttu galiba sayın Damaskinos. Şunu hatırlatalım hemen, geçtiğimiz haftalarda sayın Stamatis bey de Birlik gazetesi’ne bu yazıları kimin yazdırdığı ve arkasında kimin olduğunu biliyorum demişti. Eğer biliyorsanız çıkın açıklayın, neden korkuyorsunuz? Neden sayın Damaskinos? Düne kadar hiç kimse, hiç bir gazete gerçekleri kaleme alamazdı, yazamazdı, oh sizlerde rahattınız, şimdi bir gazete çıktı ve yazıyor, yazacak, hak arama mücadelesinin sonunda mahpus ta olsa, mezar ölüm de olsa bu gazete yazacak. Bu gazete Yunanistan’ın en geri kalmış bölgesine demokrasi ve insan hakları gelsin ve yerleşsin diye yazıyor. Batı Trakya’nın Türkiye’ye intikali için değil, tam aksine ülkenin bütünlüğü için yazıyor. Burasının da bir Avrupa bölgesi olduğunu gösteren işlerin yapıldığını, hakların verildiğini yazmak istiyor. ANKARA’NIN AJANLARI DEĞİLİZ. Siz ise yaptığınız konuşmalarda Türkiye’nin bölgede gözü olduğunu, bizlerin Ankara’nın ajanları olduğumuzu iddia ediyorsunuz. Biz de diyoruz, biz Ankara’nın ajanları değiliz, biz Yunan vatandaşı Türkleriz, müslümanlarız, bu ülkenin insanlarıyız. Bu ülke için savaştık, şehitler verdik, amma bir kez olsun evlat muamelesi görmedik, evlat olarak görülmedik. Hep bölücü, öcü olarak görüldük ve halen 2009 yılında da görülmeye devam ediyoruz. Ne yapalım yani, biz Yunanlıyız mı diyelim, ama biz Yunanlı değiliz, biz Türk’üz. Buna neden gocunuyorsunuz? Dinler insanları ayırmaz, aksine herkesin Allah’ın kulları olduğundan dolayı birleştirirler. İşte kilisenin görevi de, caminin görevi de bu olmalı. Ben 48 yaşındayım ve camiye gittiğimde okunan hutbede hiç bir zaman siyasi bir konuşma, vatan elden gidiyor, Yunanistan öyle, Türkiye böyle diye kötüleyen bir konuşma duymadım. Tam aksine İsa’nın peygamber olduğunu, Hz. Muhammed’in insanlara sevgiyle yaklaşınız dediğini ve kul hakkının önemine, kardeşliğe yönelik konuşmalar duydum. Ancak kilise için aynı şeyi söyleyemem, çünkü geçtiğimiz günlerde Selanik metropoliti Antimos’un ERA radyosundan bir canlı yayınını dinledim ve inanın üzüldüm. O kiliseye annelerinin kollarında küçük çocuklar da gidiyor, bu demek ki gelecek 50 yılın da Yunan- Türk düşmanlığı ve didişmesiyle geçeceğini anladım. İşte onun için sayın Stamatis başta olmak üzere, azınlığa tek gözle düşmanca bakan herkes kafasını iki bacaklarının arasına alsın ve düşünsün, muhakkak er veya geç gerçekleri görecektir. Bu azınlık dünyada ülkesine yaptığı ihanetlerle, terör saldırılarıyla bilinmiyor. Dünyanın en uysal azınlığı olduğumuzu unutmayın, ancak bir yere kadar. Allah hepimizi, gelmiş geçmiş bütün peygamberlerden, Musa’dan İsa’ya ve son olarak peygamberimiz Hz. Muhammed’e saygı duyan ve peygamberliklerine inanan kullarından eylesin amin.
Ana Sayfa Arşiv YENİ DEMOKRASİ PARTİSİ
YETKİLİLERİ DERİN UYKUDAYKEN STAMATİS BATI
TRAKYA’DA „LAOS”A OY MU...