Yunanistan’ın en büyük gazeteleri dahi İlhan Ahmet için seferber oldu.
İlhan Ahmet Başkonsolosluğa karşı “başkaldıran“ Azınlığın bir kesimi ile “çarpışan“ neredeyse adeta bir “kahraman“ olarak gösteriliyor.
KATHİMERİNİ AÇIKÇA ŞUNU YAZIYOR!
“Seçilmezse, siyasi olarak “bitirilecek” ve başka hiç kimse “yoldan çıkmaya” etmeye cesaret edemeyecek. Aksi takdirde Başkonsolosluk ve sertlik yanlıları için yenilgi ağır olacaktır.”
“Trakya’da (Batı) seçim iç savaşı”
“Eski Rodop Milletvekili İlhan Ahmet ilk kez Başkonsolosluğun “sistemi” tarafından “reddedilmiş” olarak seçimlere iniyor.”
“Seçilmezse, siyasi olarak “bitirilecek” ve başka hiç kimse “yoldan çıkmaya” etmeye cesaret edemeyecek. Aksi takdirde Başkonsolosluk ve sertlik yanlıları için yenilgi ağır olacaktır.”
“İlhan Ahmet’in karşı karşıya gelmenin nedeni? Başkonsolosluğun azınlığı manipüle etmeye yönelik gizli taktiklerine açıkça ve alenen meydan okumasıdır.”
“Milletvekili ve adayı (PASOK) İlhan Ahmet’in kervanı her öğleden sonra Gümülcine’den Rodoplar’a doğru hareket ediyor. Hıristiyan gönüllüler ile birlikte güneş batmadan Pomak köylerine doğru yukarıya çıkıyorlar.”
Kathimerini gazetesinde Stavros Cimas tarafından İlhan Ahmet ve batı Trakya’da seçimlerle ilgili ilginç bir haber kaleme alındı. 15 Mayıs tarihli makalesini Stavros Cimas, “Trakya’da seçim iç savaşı” başlığıyla yayınladı.
Stavros Cimas’ın yazısı aynen aşağıdaki gibidir:
“Milletvekili ve adayı (PASOK) İlhan Ahmet’in kervanı her öğleden sonra Gümülcine’den Rodoplar’a doğru hareket ediyor.
Bazıları Hıristiyan gönüllüler olan ve onun liderliğindeki arkadaşları ve iş arkadaşlarıyla birlikte birkaç araç, dindaşlarıyla konuşmak için güneş batmadan önce Pomak köylerine doğru yukarıya çıkıyorlar.
Eşi Belgin liderliğindeki “vurucu” kadın timi tarafından ayrı bir arabada takip ediliyorlar. (Yabancı) bir erkeğin kadınların yanında evlere girmesi gelenek tarafından kabul edilmediğinden, kocasının mesajını evden eve Müslüman kadınlara taşımak için seferber edildi.
Akşam saat ona kadar ziyaretler, temaslar ve tartışmalar için zamanları var. Erkeklerin tütün işçiliği mesaisinden paydos etmişler ve kahvehanelerde çay ve sohbet için toplanıyorlar, kadınların ise evlerin kapılarını henüz sürgülemediği bir zamandır.
Tüm bunlar, karanlığın, çamlarla kaplı dağ yamaçlarını ve izole edilmiş yerel toplulukları sonsuza dek kaplayana ve bu noktada tüm faaliyetler, en azından kamusal alanda durma noktasına gelene kadar.
Evlerine kapanan ve “çanağı” (uydu anteni) kalıcı ve sürekli olarak doğuya çeviren insanlar bugünlerde Türk kanallarında “anavatan” seçimleriyle ilgili gelişmeleri merakla izliyor. Yaşadıkları Yunanistan’da gelecek Pazar günü kimin Başbakan seçileceğinden çok Erdoğan’ın kaderine ilgi azınlıkta daha canlı.
Saat onda Ahmet’in “konvoyu” geri dönüyor ve ertesi gün yeniden – seçim gününe kadar. Hemetli, Organi, Mehrikoz Kechros, Chloi, Kardere Kardamos, Esochi, mesajını ilettiği Rodop’taki kırk beş Pomak köylerinden bazılarıdır. Mesajını Müslüman seçmenlere yaymak ve seçimlerde herhangi bir şans elde etmek istiyorsa, varoşlarda ve köylerde “koşun bacaklarım” başka çaresi olmadığı için gidebildiği her yere gidecek.
Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu tarafından kontrol edilen azınlığın güçlü mekanizmaları olarak adlandırdığı “sistem”, dindaşlarıyla diğer tüm iletişim kanallarını kapatmıştır.
Önde gelen bir avukat ve üç kez milletvekili olan Ahmet, uzun süredir Türk Başkonsolosluğu ve azınlık yapılarıyla çatışma halinde ve yaklaşan seçimlerde “tüm savaşların anasını” veriyor.
Karşı karşıya gelmenin nedeni? Başkonsolosluğun azınlığı manipüle etmeye yönelik gizli taktiklerine açıkça ve alenen meydan okumasıdır. Seçimlere indiği sloganı ise ,”Toplumsal özgürleşme ve bir özgürlük nefesi için bana oy verin”. Oluyor.
İki dünyanın çatışması
Ahmet, kendisinin ve çocuklarının hayatını, boğucu toplumsal kalıpların ve siyasi “bağların” dışında, aktif olarak sahip çıkmadan isteyen, liberal Avrupa yanlısı azınlığın dünyasını somutlaştırıyor gibi görünüyor. Rodop’un sandıklarında iki dünya çarpışmasaydı, onun yeniden seçilmesi genel çıkarlara hizmet etmeyecekti.
Ahmet yeniden seçilirse kişisel bir zafer kazanmış olacak ve bu aynı zamanda yerel Başkonsolosluğun kaba ve baskıcı manipülasyon yöntemlerinin Müslüman toplumun bir kesimi tarafından alenen onaylanmaması olarak algılanacak.
PASOK adayı, Türk Başkonsolosluğunun azınlığı manipüle etmeye yönelik gizli taktiklerini alenen sorguladı.
Nihai yenilgisi, azınlığa “koyun ağıldan ayrıldığında (yani Başkonsolosluğun planları), kurt onu yer” (Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar) mesajını gönderecektir.
Ahmet’in işbirliği yaptığı arkadaşları ve arkadaşlarına göre, topyekun dışlama operasyonunun nedeni, geçen sonbaharda yerel bir radyoda verdiği bir röportajda Konsolosun azınlığın iç işlerine karışma hakkını kamuoyu önünde sorgulamasıydı.
Trakya’da seçim iç savaşı-1
“Fetfa” ile silme
Konsolos tarafından çıkarılan bir yeraltı “Fetfa’sı” ile Ahmet, ilgili duyuruda belirtildiği gibi, seçilmiş üyelerinin (milletvekilleri, belediye yöneticileri, sözde müftüler vb.) katıldığı gayri resmi Azınlık Danışma Kurulu tarafından,”Azınlığa olan tüm duygusal bağını kaybetti ve kimliğimiz, bugünümüz ve geleceğimiz artık onun için değerli değil.” İlgili açıklamasıyla silindi.
Başkonsolosluk tarafından yönetilen azınlık basınında çıkan haberlerde Müslümanları, “artık Hıristiyanların tarafına geçtiğini” iddia ettikleri Ahmet’i ateşe atmaya çağıran bir yayın akışı izledi.
Bunun ardından, iletişim becerileri üst düzeyde olan ve sıradan Müslümanlarla, özellikle de Azınlığın modernleşen ve Avrupa yanlısı kanatla güçlü bir güven ilişkisi kuran popüler milletvekili için resmi kapılar ardı ardına kapanmaya başladı. Şimdi siyasi imha operasyonu zirvede.
Seçilmezse, siyasi olarak “bitirilecek” ve başka hiç kimse “yoldan çıkmaya” etmeye cesaret edemeyecek. Aksi takdirde Başkonsolosluk ve sertlik yanlıları için yenilgi ağır olacaktır.
Ahmet, bu seçimde Başkonsolosluğun direktifiyle seçim öncesi diyalogdan ve azınlığın dini ve sosyal toplantılarından ambargo uygulanan tek aday. Seçimlere giderken Müslüman cemaatindeki herhangi bir faaliyet ağırlıklı olarak internette, Başkonsolosluk kontrolündeki medya ve camilerde gerçekleştiği için Ahmet zor bir iletişim konumunda.
Müslüman seçmenle olan kanallar kapatıldı ve ona evlerde, mahallelerde ve köylerde kapı kapı konuşmalar kaldı, ama her yerde korku pusuda. Başkonsolosluk mekanizmasının uyumayan gözü her şeyi izliyor…
“Yukarıdan” emirle, Yerel Yöneticilerin onunla fotoğraf çektirmesi yasaklandı. Azınlık radyolarında, gazetelerde, internet sitelerinde isminin anılmasına bile izin verilmiyor ve camilerde imamlar kürsüden bile olsa konuşma yapmaları için sadece diğer adaylara söz ve mikrofon veriyor.
İftara davet edilmedi
“Sistem” tarafından istenmediği köylerdeki iftar toplantılarında (birkaç gün önce sona eren Ramazan döneminde günbatımında dini sofralarda) bile istenmiyordu. Ve onu dışlamak için “resmi misafirlerin protokollerine” dahil etmediler. Kendisi geri adım atmadı ve atmıyor. “İftarlara” gidiyordu ve basit dindaşlarıyla birlikte yiyordu. İasmos (Yassıköy) iftarında Ahmet’in davetsiz gideceği öğrenilince Türk Başkonsolosu katılmamıştı!
45.000 oy için
Rodop’taki 25.000 Müslüman seçmen ve İskeçe’deki 20.000 Müslüman seçmen, neredeyse tamamen kendi dindaşlarını ve çok nadiren bir Hıristiyan’ı işaretlemeye (Oy pusulasında) davet ediliyor.
Tamamen azınlık olan partisi olan KIEF (DEB Partisi) partisinin seçimlere katılmadığı göz önüne alındığında, yeni Parlamento’da azınlığın varlığı açısından hiçbir şeyin değişmesi beklenmiyor. Müslüman adaylar, 2019 seçimlerinde üçü İskeçe’de (SYRIZA, KINAL) ve Rodop’ta (KINAL) biri İlhan Ahmet olmak üzere seçilen diğer tanınmış partilerin listelerinde yer alıyor.
Kendisi (İlhan Ahmet) sadece ve özellikle dindaşlarının oylarını talep etmiyor. Sadece Türkçe broşürler dağıtan diğerlerinden farklı olarak, kampanya materyallerini iki dilde basan tek Müslüman aday, aynı zamanda karma ve hatta tamamen Hristiyan köyleri de geziyor.”
Bunun miadı doldu buna bir ders vermenin zamanı geldi kendisine Türkler çok fazla değer verdi düşünmeden peşinden gitti kendisinin azınlığın değerleriyle oynanmıyacağını oğrenmesi lazım. Hadi canım başka kapıya..