Ana Sayfa Batı Trakya Haberler ÜNLÜ “AJAN-DİPLOMAT” BİRLİK GAZETESİ’NE KONUŞTU!

ÜNLÜ “AJAN-DİPLOMAT” BİRLİK GAZETESİ’NE KONUŞTU!

29
0

Ünlü “Ajan-Diplomat” Türkiye- Yunanistan ilişkilerinde deneyimli bir analist uzmanı, istihbaratçı (EYP) Binbaşı ve teröristbaşı Öcalan ile birlikte 17 gün yaşayan sonra da Öcalan’ı teslim ettiği iddia edilen Savvas Kalenderidis BİRLİK Gazetesi’ne konuştu.

Rodop Yedek Subaylar Derneği’nin davetlisi olarak Gümülcine’de bir etkinliğe katılan yazar ve ünlü “ajan-diplomat” Türkiye- Yunanistan ilişkilerinde deneyimli bir analist uzmanı olan ve adı Öcalan’ın yakalanmasıyla ilgili gündeme oturan Savvas Kalenderidis BİRLİK Gazetesi’nden İlhan Tahsin’in sorularını yanıtladı.

Birlik Gazetesi Genel yayın Yönetmeni İlhan Tahsin’in, “bay Kalenderidis, neden yazdığınız makalelerinizde sürekli olarak Türkiye-Yunanistan ve Kürt meselesini ele alıyorsun?” sorusuna şu cevabı verdi.

Finlandiya’lı da olsaydım aynı şeyleri yazacaktım.

“Bugün Gümülcine’de bulunuyoruz, çünkü Rodop Yedek Subaylar Derneği bir etkinlik düzenliyor. Ben bugün buradaki konuşmamda Irak, Suriye ve Kürt meselesinde yaşanan gelişmeleri ele alacağım, bu yaşanan gelişmelerin Kıbrıs ve Yunanistan’a etkilerini analiz edeceğim.

İnanıyorum ki Finlandiya’lı da olsaydım aynı şeyleri yazacaktım. Yazdıklarımı analiz ederken Yunanlı olmam ve Öcalan konusuyla bağdaştırmamın yazdıklarımla hiç bir ilgisi yok. Ben yaşamım boyunca daima önyargısız olmaya özen göstermişimdir. Bunu da zannedersem birileri benim yazdığım makaleleri okurken tespit edebilir.

Güç dengeleri ve dinamikleri bizleri nasıl ve ne şekilde etkiliyor buna bakıyoruz.

2002 veya 2003 yıllarında “Amina ke Diplomatia” (Defans ve Diplomasi) dergisinde bir makale yazmıştım ve bu makalemde Kürt meselesinde bir sayfanın kapandığı günün hemen sonrasında Türkiye’nin yerinin Sevr Anlaşması ile Lozan Anlaşması arasında olmalıdır demiştim. Zannedersem o makaleyi okuyan biri bu 15 yıl içerisinde yaşanan gelişmelerden sonra benim tam olarak ne kadar haklı olduğumu görecektir . Kaldı ki benim yazdığım makalelerin ardından koşmaya gerek yok, son olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerine bakmaları yeterli olacaktır.

Cumhurbaşkanı 2016-2017 yılı için Güvenlik Konseyi’ni Cumhurbaşkanlığı konutunda toplantıya çağırdığında, Türk gazetecilerin aktardıklarından ben de tam olarak çevirisini yaptım ve şunları söylemiş, “bölgenin statüsü tamamen değişecek, eğer şimdi birşeyler yapmazsak ya küçüleceğiz yada büyüyeceğiz” demiş. Ve zannedersem sonrasında da Türkiye’nin siyasi konumunu değiştirmek için bazı hareketler de yaptı. İşin özünde benim analizlerimle Türk analistlerinkileri tamamen örtüşüyor. Tabii ki biz Yunanlılar olarak ikamet ettiğimiz bu bölgede bazı karşılaştırmalar da yapıyoruz. Doğuakdeniz’de, Ege’de ve Trakya’da (Batı Trakya) yaşanan bu gelişmeler, güç dengeleri ve dinamikleri bizleri nasıl ve ne şekilde etkiliyor buna bakıyoruz ve bunları ele alıyoruz.”

Mülakatın devamında İlhan Tahsin’in, “deneyimli bir analist olarak bundan sonra Yunanistan-Türkiye ilişkilerini ve Kıbrıs meselesi seyrini vede darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusuna ise şu cevabı verdi.

Avrupa ilişkileri dondurulursa Yunanistan-Türkiye ilişkilerini ne şekilde idare edeceğiz ona bakmalıyız.

“Bakınız, çıkış yeri darbe girişimi değil. Biraz önce de belirttim, Erdoğan’ın da söylediği gibi bölge değişiyor. Yunanistan-Türkiye ilişkilerini herşeyden daha fazla etkileyecek olan bir yeni gelişme, Avrupa ilişkilerini de ilgilendiren bir konu ki dondurulmasına bir adım kala Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımıdır. Özellikle Yunanistan ve daha sonra da Kıbrıs, Brüksel üzerinden Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi yönünde çabalar vardı. Dolayısıyla da hedef Türkiye’nin Avrupa geleceği ile ilişkileri paralelinde Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine doğru götürmekti. Neticede Türkiye, Avrupa Birliği ve Brüksel’e yönelik ne kadar olumlu adım atarsa ve yeni başlıklar da açtıkça Avrupa kriterlerine uyum sağladıkça bu onun politika değiştirmesine ve Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine yardımcı olacaktı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecindeki ilişkileri dondurulursa eğer, işte o zaman Yunanistan ve Kıbrıs olarak politikamızı yeniden gözden geçirerek ciddi olan bu Yunanistan-Türkiye ilişkilerini ne şekilde idare edeceğiz ona bakmalıyız.

Trakya’da tüm partiler ve yöneticilerin uzlaşısıyla seçilmiş bir Bölge Genel Sekreteri olabilirdi.

Trakya (Batı Trakya) konusunda benim inancım ve olması gereken, eğer genel olarak Yunanistan’ın Trakya’ya yönelik herhangi bir politikası varsa, özellikle de Azınlığa yönelik, bu politikanın bir koordinasyon yönetimi olması gerekiyor ve bu koordinasyon yönetiminin başında, Trakya’da tüm partiler ve yöneticilerin uzlaşısıyla seçilmiş bir Bölge Genel Sekreteri olabilirdi. Ve burada da Hristiyan ve Mülüman topluluğa sesleniyorum. Eğer toplumun uzlaşısını almış bir Bölge Genel Sekreteri olsaydı, Yunan devletinin yasaları karşısında gerçek anlamda adalet ve eşitliğini uygulasaydı zannedersem Trakya’da var olan çok devasa sorunları çözerdi. Bu da Müslüman toplumlara yardımcı olacaktı ve Yunanistan devletine karşı da bir güven duyulmasını sağlayacaktı. Bu uygulama aynı zamanda inanıyorum ki Türk Başkonsolosluğun bölgede uyguladığı ve oynadığı rolün yanısıra konumunu yeniden tanımlayacaktı.”

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz