ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “1970’lerden itibaren ‘Müslüman’ kelimesinin kullanılmasını zorunlu tutarak bizlere kimlik dayatmasında bulunan ülkemiz, en temel insan haklarını hiçe sayarak bizlerin kendimizi ‘Türk’ olarak tanımlamamıza izin vermemekte, Türk kimliğimizi inkar etmektedir. Bizler bu topraklarda yüz yıllardır Türk olarak yaşadık ve bugün de Türk olarak yaşıyoruz. Stilyanidis’in iddia ettiği gibi ülkemiz bizlerin haklarına gerçekten saygı gösteriyor olsaydı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin derneklerimizle ilgili üç kararını 13 yıldan beri uygulamamazlık etmezdi.” Açıklamasında buludu.
Rodop Yeni Demokrasi Partisi (YDP) Milletvekili Evripidis Stilyanidis, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın 5-6 Mayıs 2021 tarihlerinde Batı Trakya’ya gerçekleştirdiği ziyaret hakkında Gümülcine merkezli Radyo Hronos ve Selanik merkezli Real FM’ye değerlendirmede bulundu.
Stilyanidis, Radyo Hronos’a yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Lozan Antlaşması’nı imzalarken kabul ettiği üzere (Batı) Trakya’daki azınlığın dini ve Müslüman bir azınlık olduğunu, İstanbul’daki azınlığın ise Rum azınlığı olduğunu belirterek, Türkiye’nin (Batı) Trakya’daki azınlığı “Türkleştirme”ye çalıştığını iddia etti. Stilyanidis, Yunanistan’ın azınlık haklarına saygı duyduğunu ve (Batı) Trakya’da tüm dini haklara saygı gösterilen, açık ve örnek bir toplum inşa edildiğini ileri sürdü. Real FM’ye yaptığı açıklamada da Türkiye’nin (Batı) Trakya’daki Müslüman azınlığı “Türk” olarak nitelendirmesinin çelişkili ve komik olduğunu belirten Stilyanidis, Türk hükümetinin Müslüman azınlığı bir araç olarak kullandığını iddia etti.
“Türk olarak yaşadık ve bugün de Türk olarak yaşıyoruz.”
Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “Milletvekili Evripidis Stilyanidis Lozan Antlaşması’nı ileri sürerek Batı Trakya’da Müslüman azınlık, İstanbul’da ise etnik Rum azınlığı olduğunu iddia ediyor. Ancak Lozan Antlaşması’nda Rum azınlıktan değil Türkiye’de yaşayan gayrimüslim azınlıklardan bahsedildiğini kendisi de çok iyi biliyor. Stilyanidis yaptığı açıklamalarla ülkemizin bizleri yok sayan resmi tezini tekrarlamaya devam ediyor. 1970’lerden itibaren ‘Müslüman’ kelimesinin kullanılmasını zorunlu tutarak bizlere kimlik dayatmasında bulunan ülkemiz, en temel insan haklarını hiçe sayarak bizlerin kendimizi ‘Türk’ olarak tanımlamamıza izin vermemekte, Türk kimliğimizi inkar etmektedir. Bizler bu topraklarda yüz yıllardır Türk olarak yaşadık ve bugün de Türk olarak yaşıyoruz. Stilyanidis’in iddia ettiği gibi ülkemiz bizlerin haklarına gerçekten saygı gösteriyor olsaydı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin derneklerimizle ilgili üç kararını 13 yıldan beri uygulamamazlık etmezdi.” dedi.
