Rodop Milletvekili İlhan AHMET, tütün üreticilerinin prim desteğine yeniden kavuşması için tarım bakanlığı ve hükümet nezdindeki girişimlerine devam ediyor.
Milletekili İlhan AHMET, Avrupa Birliği Tarım Komiseri Hogan’ın yazılı ve sözlü beyanlarıyla önünü açtığı tütün prim desteğinin üreticiye ulaşması için hâlâ herhangi bir girişimde bulunmayan tarım bakanına bir kez daha sordu:
“SyrizAnel, tütün emekçisinin hakkını vermemekte neden ısrar ediyor?”
İlhan AHMET, geçtiğimiz Eylül ayında konuyla ilgili tarım bakanına hitaben yatırdığı soru önergesinin üzerinden 3 ay geçmesine karşın, meclis iç tüzüğüne aykırı şekilde cevapsız bırakılması nedeniyle yeniden harekete geçti.
Ağır ekonomik koşullar altında yaşam mücadelesi veren tütün üreticisinin, hakkı olan destek primini yeniden elde etmesi için gerekli düzenlemeleri yapmamakta ısrarcı tutumunu sürdüren ilgili bakana hitaben milletvekili, 6 Aralık Salı günü yeni bir soru önergesi yatırdı.
“Tarım Bakanı cevap vermekten kaçıyor, hükümet ise sorumluluk almaktan kaçıyor!”
Konuyla ilgili açıklamasında “mücadeleyi bırakmadığının” altını çizen İlhan AHMET, tarım bakanının cevap vermekten kaçması, hükümetin de tütün üreticisinin ve Trakya’nın bir nebze de olsa rahat nefes almasını sağlayacak düzenlemeleri yapmaktan, sorumluluk almaktan kaçması üzerine, konuyu yeniden gündeme getirdiğini belirtti.
İlhan AHMET, şu değerlendirmede bulundu:
“Hükümetin neden cevap vermek istemediğini biliyoruz. Fakat sebeplerini de anlamak istiyoruz.
Konuyla ilgili soru önergeme, meclis iç tüzüğüne göreilgili bakan, resmî yazılı cevap vermek zorunda. Ki bu cevapta, tütüncünün bu sözkonusu prim hakkının reddedilemeyeceği ortadır, muhakkaktır. Reddedilmesi durumunda ise, bu reddin sebebi gerekçelendirilmek zorundadır. Her halükârda, AB’ye ve AB müktesebatına karşı çok zor durumda kalınacağı da malûmdur.
Peki buna rağmen, ne sebeple hükümet, emekçi azınlığın bu hakkını vermek istemiyor?!
SyrizAnel hükümetini, ömrü oldukça kısalan bu siyasî zaman diliminde, halkımızın hakkını derhal vermeye davet ediyorum.
Biz bu hakkımızdan ve hakkımız olanı alma kararımızdan vazgeçmiyoruz!”