Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Sabancı Üniversitesi ve Çimsa’nın ana sponsorluğunda hazırlanan, Ege’nin ortak tarihini anlatan “Karşıdan Karşıya-MÖ Üçüncü Bin’de Kiklad Adaları ve Batı Anadolu” adlı serginin açılışı Günay, Gerulanos ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı tarafından yapıldı.
Serginin açılışında konuşan Bakan Günay, serginin adının “Karşıdan Karşıya” olduğunu, adından ötürü serginin bir iç içelik barındırdığını belirterek, Ege’nin dünyanın en eski yaşamlarına tanıklık eden bir toprak olduğunu söyledi.
Günay, Halikarnas balıkçısının “Dünyada her canlının yaşaması için uygun bir ortam vardır, insanın yaşaması için en uygun ortam güneybatı Anadolu veya Ege havzasıdır” sözünü hatırlatarak, Ege’nin inanılmaz güzellikte topraklara ev sahipliği yaptığını ifade etti.
GÜNAY: “”EGE’Yİ EN BARIŞÇI VE TARİHİ EN ZENGİN TURİZM DESTİNASYONLARINDAN BİRİSİ HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanı Gerulanos ile Ege’ye yönelik önemli planları olduğunu belirten Günay, şöyle konuştu:
“Ege’yi en barışçı ve tarihi en zengin turizm destinasyonlarından birisi haline getirmeye çalışıyoruz. Hiçbir turizm destinasyonunun Ege kadar derin bir kültürden desteklendiğini zannetmiyorum. O yüzden biz dünyanın en güzel topraklarına insanlık adına emanetçilik yapıyoruz. Bu sergiye konu edilen Kiklad Adaları’nda 3 bin yıl geriye giden çalışmaların bugün soyut resme örnek oluşturduğu konusunda bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Anadolu’nun bazı yerlerinde de zenginlikler var. Örneğin burası MÖ 3 bin yıl geriye gidiyor. Milattan 9 bin 500 yıl önceye giden Urfa Göbekli Tepe’deki resimleri gördüğünüz zaman soyut resim ve heykelin izlerinin nerelere kadar uzandığını görüyorsunuz. Gerçekten bu açıdan sanata, tarih ve arkeoloji çok büyük bir ilham kaynağı oluşturuyor. “
GERULANOS: “BU SERGİ BİRLEŞTİRMEYİ, HALKLARI BİR ARAYA GETİRMEYİ AMAÇLAYAN BİR SERGİDİR VE FARKLILIKLARIMIZA SAYGI DUYAN BİR SERGİDİR.”
Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanı Pavlos Gerulanos da kültürün insanları birleştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanat ve kültür anlamlı olduğunda, farklılıklara saygı duyulduğunda insanları birleştirir. Bu bakımdan aslında sanat, politika ve diplomasi gibidir. Çünkü politika ve siyaset aynı sanat gibi farklılıklara saygı duyduklarında insanları birleştirebilirler. 10 yıl önce Sayın Papandreu ve İsmail Cem binaların enkazları altında bir araya gelmişlerdi. O zaman ülkelerimizi bir araya getirmeyi taahhüt etmişlerdi. Bugün burada olmamızın temel nedeni o taahhüttür. Sergimiz halkları birleştirecek bir sergidir. Bu sergi birleştirmeyi, halkları bir araya getirmeyi amaçlayan bir sergidir ve farklılıklarımıza saygı duyan bir sergidir. “
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise Sakıp Sabancı Müzesi’nde böyle anlamlı bir sergiye ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyduklarını belirterek, serginin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bildiğini söyledi.
Goulandris Vakfı Kiklad Sanatı Müzesi Müdürü Nicholas Stampolidis de serginin ziyaretçileri zaman ve boşlukta bir yolculuğa çıkardığını, sergiyle son 100 yılın bilimsel arkeolojik araştırmalarından elde edilen en iyi ve en etkileyici bulguların ilk kez bir arada sergilendiğini söyledi.
Stampolidis, sade formlarının kazandırdığı estetik değerleriyle Picasso, Brancusi ve 20. yüzyılın diğer önemli sanatçılarına ilham veren soyut biçimli beyaz kristalimsi mermer Kiklad idolleri gibi sanat eserlerinin de sergide yer aldığını belirterek, eserlerin Asyalı çağdaşlarının ürettiği ve iki uygarlık arasındaki benzerlikler ile farklılıkları ortaya koyan kilden maşrapa, çanak çömlek, silahlar, günlük araç-gereçler ve hatta mücevherlerle birlikte ilk kez Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilendiğini kaydetti.
Açılışa, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Kadirhas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
SERGİ
“Karşıdan Karşıya-MÖ Üçüncü Bin’de Kiklad Adaları ve Batı Anadolu” sergisi, Türkiye müzelerinin yanı sıra Atina Milli Arkeoloji Müzesi, Goulandris Vakfı Kiklad Sanatı Müzesi’nden gelen eserlerden oluşuyor. Sergide, Kiklad takımadaları ve karşı kıyısındaki Anadolu arasındaki ilişkiler inceleniyor, benzeşen ancak bölgesel özelliklerini koruyan iki kültürün öyküsü anlatılıyor.
Atina Milli Arkeoloji Müzesi, Goulandris Vakfı Kiklad Sanatı Müzesi gibi dev koleksiyonlara sahip müzelerden ödünç alınan eserler, Anadolu’daki buluntular ve Türkiye’deki 15 müzeden seçilen koleksiyonlarla birlikte ilk kez sergileniyor.
Ege’nin tarihte olduğu gibi yeniden bir barış denizi haline gelmesi mesajını da içeren sergi, toplam 340 eseri kapsıyor.
Sergi, Anadolu ve Yunanistan’daki medeniyetlerin MÖ Üçüncü Bin’e uzanan etkileşimini anlatarak, kültürlerarası diyaloğa katkıda bulunmayı hedefliyor.
Ege’nin iki yakasındaki 5 bin yıllık ticari ve kültürel ilişkinin gözler önüne serildiği sergide, Erken Tunç Çağı’na ait Kiklad sanatından örneklerin yanı sıra heykelcik, seramik ve bronz aletlerin aralarında bulunduğu pek çok buluntu yer alıyor.
Aslına uygun inşa edilmiş 14 metrelik bir Kiklad teknesi modeli, serginin en dikkat çekici parçalarından biri olarak öne çıkıyor. Sergiye dahil edilen modelle uzun yıllar Ege Denizi’nin iki yakasını buluşturan tek ulaşım aracı olan teknelerin iki kültürün etkileşimi üzerindeki etkisi ve önemi vurgulanıyor. Tekneler, Ankara Üniversitesi Sualtı Arkeolojik Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen “Kiklad Tekneleri Canlandırma Projesi” kapsamında hazırlanıyor. Üretiminde hiçbir yapıştırıcı ve çivi kullanılmayan tekneler, halatlarla birbirine bağlanan tahtaların suya girince şişerek kenetlenmesi mantığından hareketle aslına uygun olarak inşa ediliyor.
Sergiye paralel olarak, Kiklad ve Anadolu coğrafyasını, kültürünü tanıtmayı amaçlayan eğitim ve atölye çalışmaları da düzenlenecek.
Küratörlüğünü Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ile Goulandris Vakfı Müzesi Müdürü Prof. Dr. Nicholas Stampolidis’in birlikte gerçekleştirdiği sergi, 28 Ağustos 2011’e kadar gezilebilecek.