23 Eylül 2012 tarihli Avgi gazetesinde Christos Iliadis, Batı Trakya Türk Azınlığı ile bir makale kaleme aldı. Eylül’ün ikinci haftasında Epikera dergisinin kapak sayfasında M. Kottakis imzası ile yer alan “Atina uyuyorken Almanlar ve Türkler Trakya’da paralel devlet kuruyor” başlıklı yazısında herşeyin Türklerin yirmi yıldır varolan bölgesel özerklik planını harekete geçirdiğini gösterdiğinisöyleyen Iliadis, on yıllardır Trakya’yı “Türkiye’nin eylemlerinden” ve “Türk milliyetçilerinden” korumak ve Trakya’yı “kaybetmek” korkusunun değişmediğini belirtiyor.
“Anavatan”ın soydaşlarını babacan ve çıkarsız bir ilgiyle korumaya çalıştığı mantığına dayanan “anavatan korumacılığı” türü ilişkilere her zaman şüpheci yaklaştığını belirten Iliadis, “Trakya’da gerçekte neler oluyor?” türündeki yazıların aslında yaklaşık elli yıldır değişmeden gündeme geldiğini ve bunları ciddiye almakta zorlandığını söylüyor.
“Trakya’da gerçekte neler oluyor?” türündeki yazılar değişmeden 50 yıldır gündemde
Türkiye’nin Trakya’da farklı amaçlara sahip olduğu yönündeki iddiaların gazete makalelerinde ve kitaplarda bugüne dek devam ettirildiğini söyleyen Iliadis, Yunan hükümetinin “harekete geçmesi” ve “Türk yayılmacılığı planlarını frenlenmesi” yönünde talepler olmasına rağmen Iliadis, gerçekte zaten Yunanistan’ın çekimser kalmadığını, aksine Yunanistan’ın Trakya’da on yıllar boyunca bölgedeki nüfusu göç etmeye zorlayan ve bölgedeki Türk izlerini yasaklayan ayrımcı bir politika izlediğini belirtiyor.
Yunanistan’da Metaksas döneminden kalma politikaların izlenmesi neticesinde azınlığa karşı negatif ayrımcılık yapıldığını söyleyen Iliadis, eğer bölge bugün tehdit altındaysa bunun asıl sorumlusunun geçmişin başarısızlığa uğramış mantığı olduğunu ve daha az oranda diğer tarafın politikaları olduğunu belirtiyor. Iliadis, bu eskimiş ve hiçbir zaman kanıtlanamamış banal iddiaların eleştirilmesine ihtiyaç olup olmadığı sorusunu yöneltiyor. Geçmişin geri gelmesini isteyen bu yaklaşımın bugüne dek bölgeyi en ciddi şekilde tehdit eden sonuçlar doğurduğunu belirten Iliadis, Trakya’da neler olduğuna ilişkin algıların; güvenlik “kutusunda”n fırlayarak batı ülkelerinde yıllardır yapıldığı üzere demokrasi yoluna girmesi gerektiğini belirtiyor.
