Ozan Ahmetoğlu demokrasi, insan hakları ve uluslararası hukuka bağlılıklarını ve sürdürülen hak arama mücadelesindeki kararlılıklarını bir kez daha yineledi.
İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, BİRLİK Gazetesi’ne verdiği özel mülakatta, Yeni Demokrasi Partisi Rodop Milletvekili Evripidis Stilyanidis’in “ESTİA” gazetesinde kaleme aldığı makalesinde, Batı Trakya’daki Türk Azınlığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İskeçe Türk Birliği kararıyla ilgili sarf ettiği cümlelere yönelik açıklamalarda bulundu.
ESTİA gazetesindeki makalesini paylaştığı twitterde, Evripidis Stilyanidis’e yanıt veren İTB Başkanı Ozan Ahmetoğlu “Açık ve demokratik bir toplum modelinden ve uluslararası hukuktan bahsediyorsunuz ve aynı zamanda AİHM’nin Azınlık dernekleriyle ilgili kararlarını uygulamamanın yollarını arıyorsunuz. Dahice bir buluş! Tebrikler…” diyerek tepki gösterdi.
İTB Başkanı Ozan Ahmetoğlu, BİRLİK gazetesinin kendisine yönelttiği “Sayın başkan teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sayın Stilyanidis’in ‘ESTİA’ gazetesinde kaleme aldığı makalesinde söyledikleriyle ilgili görüşleriniz nelerdir?” şeklindeki soruya verdiği cevapta şunları dile getirdi:
“Sayın Stilyanidis “ESTİA” gazetesine yazdığı makalede, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın milli kimliğinin inkarıyla ilgili olarak daha önceden dile getirdiği tezlerini tekrarladığını gördük. Stilyanidis, klasik söylemini tekrarlamış ve azınlığın Türk azınlık olarak tanımlanamayacağını ifade etmiş. Kendisinin bu söylemlerini bu ifadelerini daha önceden de defalarca okuduk ve gördük. Ancak aynı makalede bu kez farklı şeyler de dile getirmiş. Kendince bir teori geliştirmeye çalışmış. İskeçe Türk Birliği başta olmak üzere, Türk Azınlık dernekleriyle ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması için çare ve yöntem arayışında olduğunu hayretler içinde okuduk.
Sayın Stilyanidis, Lozan Antlaşması’ndan, Müslüman Azınlık tanımlamasından, bireysel tanımlama hakkından bahsediyor. Aynı zamanda kendi geliştirdiği teoriye göre Azınlık içinde Azınlıkların olduğunu ileri sürerek, Azınlık içindeki farklı grupların korunması gerektiğinden bahsediyor. AİHM kararının uygulanarak, İskeçe Türk Birliği’nin (İTB) yasal statüsünün iadesinin ne kadar önemli bir konu olduğunu görmezden gelerek, Yunanistan adaletinin bu kararı uygulamamasına kendince hukuki kılıf uydurmaya çalışıyor.
AİHM kararlarının uygulanmamasını, Lozan Antlaşması’nın Müslüman Azınlık öngörmesine dayandırıyor. AİHM kararının uygulanarak, İskeçe Türk Birliği’nin yasal statüsünün iade edilmesi durumunda Azınlığın yeninde tanımlanma ihtimalinin olduğunu, Azınlığın bu durumda etnik Türk Azınlık olarak tanımlanma durumunun ortaya çıkabileceğini iddia ederek, bu nedenlerle İskeçe Türk Birliği kararının uygulanmadığını anlatıyor.
Stiyanidis özetle şöyle diyor ki, “İskeçe Türk Birliği ve diğer azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararları uygulanmıyor.” Neden uygulanmıyor diyor, şunun için uygulanmıyor, “öncelikle Lozan Andlaşması Müslüman Azınlık tanımlanmasında bulunuyor” diyor, bu birincisi. İkincisi de, “bireysel tanımlama hakkı var” zaten bu hakkın var olduğunu dile getiriyor.
Stilyanidis, Yunanistan’ın AİHM içtihatının değiştirilmesine katkı yapması gerektiği tezini savunuyor. Kolektif tanımlamaya imkan vermeyen bireysel tanımlama hakkının ve azınlık içindeki Azınlıkların korunması gibi konuların ele alınarak içtihatın değişmesinden falan bahsediyor. Yani Azınlık derneklerini haklı bulan, Yunanistan’ı mahkum eden içtihatın değiştirilmesinden veya farklılaştırılmasından söz ediyor.
“Stiyanidis bu söylemlerini gözden geçirsin ve bu söylemlerden vaz geçsin.”
Neticede Stiyanidis’in uluslararası hukuka bu söylemlerini yeniden gözden geçirmesini ve bu söylemlerden vaz geçmesini bekliyoruz. AİHM kararlarının uygulanmaması için teori geliştiren, söylem geliştiren ve bunlara hukuki kılıf bulmaya çalışan Sayın Stilyanidis’in bu gayretini gerçekten anlamakta ben zorluk çekiyorum. AİHM kararlarının uygulanmaması bölgemiz için, Batı Trakya için, Yunanistan için nasıl bir kazanç sağlayacak doğrusunu söylemem gerekirse ben gerçekten anlayamıyorum. Sağlasa sağlasa kazanç değil, bu tür düşünceler zarar getirebilir. Hem demokrasiye, hem Azınlık haklarına hem de insan haklarına vede Stilyanidis ve diğerlerinin de sürekli söylediği gibi, uluslararası hukuka da zarar getirmektedir. Onun için bir an önce bu tür yıkıcı söylemleri terk ederek, yapıcı önerilere geçilmesi yönünde çağrımı defalarca yaptım vede yineliyorum. Kazanan demokrasi olur, ülkemiz Yunanistan olur. Aksi zihniyet ve yanlış ve yanlı uygulamayla bir yere varılamayacağını herkesin bilmesini isterim.
Son olarak şunun altını çizerek belirtmeliyim. Hep birlikte güzeli, yarınlarda bölgemiz için iyiyi, olması gerekeni inşa edelim. AİHM kararları ve uluslararası hukuka bağlılığımızı sürdürelim. Bizler Azınlık olarak ve İskeçe Türk Birliği olarak demokrasi ve insan hakları ve uluslararası hukuka bağlılığımızı koruyoruz ve olumlu neticenin er veya geç bu bağlamda geleceğine inancımız tamdır.”
