“Eşitliğe ılk Adım” listesi başkanı Sibel Mustafaoğlu Birlik gazetesine verdiği özel röportajda çok önemli mesajlar verdi. ılk kez Batı Trakya Türk Azınlığın geçmişin hastalıklı siyasetinden ve siyasetçisinden kurtulmak için büyük bir değişimin içerisine girdiğini söyledi. Azınlığın tek kurtuluşunun, azınlığı yıllarca adeta aktopod gibi sarmış olan gerici zihniyetten kurtulmasında olduğunu söyledi. Bir genç bayan siyasetçi olarak, bir anne olarak, bir Türk evladı olarak bu bozuk düzene ve sistematik olarak yönetim tarafından uygulanan haksızlıklara tahammül edemediğini ve bu yüzden kendisini değişim rüzgarlarının içine attığını söyledi. Çünkü azınlığın geleceğinin sadece ilerici düşüncelerle değişebileceğini ve daha iyi yarınlara gidilebilmesi için değişim artık şart olduğunu söyledi. Yıllarca PASOK Partisinin değişik kademelerinde görev aldığını, azınlık adına siyaset yapmak için bu partiye girdiğini söyleyen Sibel Mustafaoğlu şunları söyledi: “Koltuk sevdasına asla kapılmadım. Eğer kapılsaydım bugün azınlığımızın haklarını koruyacak olan bu listede olmazdım. Kim demiş ki ben de diğerleri gibi kendime bir maaşlı yer bulamazdım, tabii ki bulabilirdim ama ben gerçekten zoru seçtim. En kolayı, sus konuşma, maaşını al ve keyfine bak politikası bana uymadı. Yıllarca belki birşeyler değişir diye bekledim durdum. Ama nafile, Batı Trakya Türk Azınlığı’na karşı partiler içerisindeki katı görüş pek değişeceğe benzemiyor. Son milletvekili seçimlerinde PASOK Partisinin azınlıktan aldığı oy oranına bir bakınız. Peki PASOK Partisi azınlığa bunun karşılığında ne verdi veya ne vermeyi düşünüyor? Doğrusu bende bunu çok merak ediyorum. Daha ziyade bunu Parlamentoda bulunan milletvekillerimizde merak ediyordur. Çünkü bu partiye onbinlerce oy taşımalarına rağmen kendilerine kabinede yer verilmedi. Bu durum azınlık insanı içinde üzücü bir durum. Sen çalış çabala ama alınterin yer, hak ve hukuk bulmasın. Ben bir genç siyasetçi olarak, Sibel Mustafaoğlu olarak bu böyle geldi böyle gideri kimse kusura bakmasın ama kabul edemem. Ben hizmet bekleyen halkıma ihanet edemem. Maaş ve koltuk sevdalısı asla değilim. Öyle olsaydı bunun gereğini yapardım. Aynen diğerlerinin yaptığı gibi. Ama benim gönlümde hizmet yatıyor. Ben bir kadınım, her gün Valilikteki büroma gelen çaresiz ve haksızlığa uğramış insanları gözardı edemezdim. Doğrusu yufka yürekliyim ve daha fazla dayanamadım. Hasbel kader siyaset yaptığım partiye çok şeyler verdim. Çalıştım, çabaladım ama malesef partim bana ve azınlığımın beklentisine karşı gerekeni ve üzerine düşeni yapmadı. Benim amacım hastane’ye başkan olmak değildi, olmazsa olmazların içinde yoktu. Ne mi vardı? Sözkonusu siyasi parti azınlıktan birine bu görevi verebilecekmiydi, ben ona baktım. Ama malesef olmadı. Bırakın başkan yapmayı sistem bize hizmetin önünü tıkamış. Kişi kurum ve kuruluşlarla hiç bir sorunum yoktur. Hiç kimseyi rakip olarak görmedim görmüyorum. Benim arzum ve isteğim azınlığa karşı çalışmayan sistemin çalışmasında tüm siyasiler ellerini taşın altına gerektiği şekilde koymalıdırlar. Gerisi boş. Zaman laf zamanı değil, zaman hizmetin yolunu arama ve bulma zamanı, işte bende onun yolunu gözlüyorum. Güçlü ve güçlü olduğu kadar kültürlü bir ekiple zor ve virajların bol olduğu bir yola çıktım. Bu yolda yalnız olmadığı biliyorum. Yanımda pırıl pırıl insanlar var. Siyasi geçmişi olmayan ama yıpranmamış ve dürüst insanlarla çalışıyorum. Hepsi birer insanlık abidesi. Kendilerini insanların üzerinde görmeyen, kişiliklerinde yalan dolan olmayan pek değerli insanların yanında olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Bu liste hepimizin listesi. Sibel Mustafaoğlu bugün vardır, yarın olmayabilir. Ne yani, bu azınlığın geleceği sadece bir Sibel Mustafaoğlu’na mı bağlı kalmalı? Bu bana uymaz. Ben ekip işine çok önem veriyorum. Halkımın önüne bir güçlü ekiple çıktım ve bundan sonra da onları kimseyle değişmem ve onlarla çalışmaya devam edeceğim. Bazılarının “hayır gelmem, haberim yoktu, geç kalındı, söz verdim” dediği bir dönemde bu değerli insanlar bu söylenenleri bir tarafa itti ve “hiç geç değil, bir yerden başlamak lazım” dediler ve birlikte başladık. şimdi söz yüce halkımızın. Türk insanı çok vefalıdır, çok iyidir nezaman nerede ne yapacağını çok iyi bilir. 7 Kasım’da da ne yapacağını çok iyi biliyor. Türk insanı ırkdaşını, kardeşini, dindaşını, yoldaşını asla yarı yolda terketmez. Bu ihanettir ve bize uymaz efendiler. Benim bu seçim kampanyasında sıkça kullandığım bir sloganım var. “Türkün Oyu Türk Listesine” diyorum. Herkesi, “Eşitliğe ılk Adım” şemsiyenin altında birleşmeye davet ediyorum. Allah bizi utandırmasın.