Selanik deyince insanın aklına Osmanlı geliyor. Balkanlar’ın incisi olan bu güzel şehir, Osmanlı döneminde birçok kültüre ev sahipliği yapmış bir şehir. Birçok değişik ırktan gelen ve değişik dinlere sahip insanların uyum içerisinde yaşadığı bu şehirde birçok tarihi eser bulunuyor.
Bilenler görenler bilir, Kuzey Yunanistan’ın başka bir bölgesinde hiç bu kadar tarihi esere rastlayamazsınız. Ama Selanik’te dolaşırken adeta her bölgede bir veya birden fazla Osmanlı eseri karşınıza çıkar.
İşte bunlardan birisi ve Selanik’i Selanik yapan, Selanik’in simgesi olan Osmanlı’nın bu şahşahlı eseri halen dimdik ayakta “Vardar Denizi”nin zaman zaman azgın dalgalarına inadına göğüs geriyor. Sadece denizen dalgalarına değil, dalgacıların dalgalarına da direniyor. Her ne kadar birileri Güneş’i balçıkla sıvamaya kalksalarda.
Selanik Beyaz Kule’nin inşa kitabesi. Yunanlı bazı araştırmacılar Venedik yapısı olduğunu iddia ediyorlar. Sultan Süleyman dönemi ve Mimar Sinan eseri olduğu bu fotografta da açıkça görüldüğü üzere ispatlanmıştır.
Kitabe’nin Türkçe çevirisi şu şekildedir:
“Şîr-i merdân Hazret-i Sultân Süleymân-ı zamân,
Emri ile yapılup burc-ı esed oldu tamâm,Şîr-i peyker ejdehâ toplar ki etrafındadır,
Yaraşur bu kuleye burc-ı esed denilse nâm,Oldu tarihi tokuz yüz kırk iki bu kulenin,
Hicret-i Peygamber-i âhır zamandan ve’s-selâm.
Sene 942”
Kulenin bugünkü hali.
Kitabe’nin Fotograflarını gönderen ve aynı zamanda çevirisini yapan Neval Konuk hanımefendiye teşekkürlerimi iletirken, Yunanistan’da Osmanlı eserlerini tahrip ve inkar etmek isteyen zihniyete ve anlayışa sahip olan Yunanlı ve yabancı araştırmacılara da şu öneride bulunuyorum.
Yunanistan’ın birçok yerinde bulunan ve tamir edilecek gerekçesiyle yaklaşık yarım asırdan fazla demir iskele altına alınarak sözde eseri “kurtarma çalışmaları yapılıyor” görüntüsü verenlere sesleniyorum.
Bizim Batı Trakyamızda halk dilinde “Alavereyi dalavereyi bırakın” derler. Evet sizler de gerçekçi olun ve bu kıymetli eserleri gerçek anlamda kurtarın. Kurtarın, çünkü bu eserleri kimse alıp ve omuzuna vurup bir başka yere götürmek istemiyor ve zaten bu da asla mümkün olamaz. Yok olmasını istemiyoruz. Sadece korunmasını ve dünya mirasına kazandırılmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını istiyoruz. Bu durumdan da siz Yunanlı araştırmacı dostlarımız sakın korkmayın. Bu tarihi eserler ülkemiz Yunanistan’ın kültür zenginliğinin bir parçasıdır ve daima zamana meydan okuyarak öyle kalacaktır, yeter ki yıkılması için yardımcı olmayın.
İlhan Tahsin Ahmet
Birlik Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
