Seyyid Ali Sultan Dergahı Seçek Yaylası’nda bölge halkının düşük katılımıyla yağlı güreşler düzenledi. Ancak katılım düşük olunca bu görüntü Seçek Yaylası’na hiçte yakışmadı. Bölgedeki Dedelerin yerine birkaç Dede’nin katılması ise durumu açıkça ortaya koymaya yetti.
Seyyid Ali Sultan Dergahı tarafından Seçek Yaylası’nda bölge halkının düşük katılımıyla yağlı güreşler düzenlendi. Müsabakaları izlemeye Seyyid Ali Sultan Dergahı yöneticilerinin yanı sıra, etraf köylerden az denilebilecek sayıda katılımın olduğu gözlemlendi. Dergah’ın düzenlediği güreşlere Bulgaristan’dan ve Türkiye’den Alevi Bektaşi Dernekleri başkan ve temsilcileri, güreşçiler katıldı.
Burada bir gazeteci olarak eleştirmeden geçemeyeceğim, belki bölgedeki dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim bana kırılacaklar, ama benim görevim gerçekleri yazmak, ben de onu yapıyorum. Belki şimdi kırılacaklar ama zaman içinde benim ne demek istediğimi muhakkak anlayacaklardır.
Maalesef katılım çok düşük seviyedeydi. Kimse kendini kandırmasın. Belki bazı köylerden katılım oldu, birkaç Dede katıldı, tamamı katılmadı, ama bölge insanının tamamının katılmadığı apaçık ortadaydı. Bunu ben keyfim olsun diye yazmıyorum, veya birilerine hakaret olsun diye bu satırları doldurmuyorum, her şey ortadaydı, herkes gördü, sizler kendiniz de gördünüz. Türkiye’den, Bulgaristan’dan gelen misafirleri, güreşçileri ve katılan Yunanlıları kenara çıkardığımızda rakam maalesef hayal kırıklığı yarattı bende, sizi bilemem. Cumartesi gecesi katılım sayısı 80 kişi var veya yoktu, Pazar günü bu sayı 300 civarındaydı. Yazık değil mi? Nerede o yüzlerce, binlerce bölge insanı? Kim uzaklaştırdı bu insanları? İşte artık bölgede söz sahibi olan Dedelerin tamamı, görevliler ve bölge halkı gerçekleri görerek, Batı Trakya’da geçmişte olduğu gibi gelecekte de özüne geri dönmeliler.
Bu işi ne Edirne, ne de İstanbul veya Çorlu veya Bulgaristan çözecek. Bu işi o bölgenin insanı kendi arasında barışı, huzuru sağlayarak, kavgaları çekişmeleri bir tarafa bırakarak çözmeli. Bunu neden yazıyorum biliyormusunuz? Gazeteci-Yazar Ayhan Aydın’ın konuşurken sarf ettiği cümleler beni düşündürdü. Kimi nereden atıyorsun, uzaklaştırıyorsun, temizliyorsun? Yazık!
Herkes hatırlar, geçmişte Alantepe bölgesinde malumunuz bir Emfiyecioğlu faktörü, modası yaşanmıştı. Bölgeye gelir gelmez bölge insanını böldü. Yanına aldığı bazı insanları beslemeye başlamıştı, çocukları helikopterle dağların üzerinde dolaştırdı, hediyeler verdi vs. Bugün ne oldu? Nerede o Emfiyecioğlu? O dönem onun yanında olanların durumunu görüyoruz. ALLAH kimselere toplumundan, canları ve sevdikleri insanlar tarafından dışlanmayı, uzaklaşmayı nasip etmesin.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi misafirler yine gelecek, tabii ki de gelmeli, Anavatan’dan, Bulgaristan’dan, Romanya’dan, Balkanlar’dan nereden olursa olsun gelsin, buna kimse karşı değil, ama bölgenin iç işlerine, Dergah’ın işleyişine müdahale etmemelidirler. Maalesef bugünkü durum onu gösteriyor. Sanki birileri nemalanıyor ve o nemalanmayı kaybetmesinler diye çırpınıyorlar, bölüp parçalıyorlar görüntüsü çıkıyor ortaya.
Şimdi herkes bu soruyu kendine yönelterek sormalıdır, “bize ne oldu? neden böyle olduk? Dergah’ın kurduğu ve yıllarca başarılara imza atan Dergah’la Dernek arasına kimler neden girdi? Hangi kişisel çıkarlar durumu buraya getirdi? Şimdi artık kırgınlıkları bir yana bırakarak temizlik zamanı. Sizlere de bu yakışır ey güzel canlar.
Bir hususun altını da çizmeden geçemeyeceğim. Alanda bir Türkçe ve Yunanca yazılı levha veya yazı göremedim. Sanki köyün çayırında bir avuç insan toplanmış güreşiyor. Birileri de onlara bakıyor, birileri de gizliden gizliye işini, reklamını yapıyor. Yazık değil mi? 600 yılı aşkın bir tarihi olan, Balkanlar’ın özü sözü olan, Türklüğün yayılmasında büyük hizmetleri olan Seyyid Ali Sultan’ın mirası bu durumda mı olmalı? Böyle yaşatarak mı gelecek nesillere aktaracağız? Olmadı canlar olmadı. Hacı Bektaş Veli’nin tek oğlu Seyyid Ali Sultan eğer bugün yaşasaydı, inanın biz bugün Batı Trakya’da yaptıklarımızla onun huzuruna asla çıkamazdık.
Balkan coğrafyası Osmanlı açısından nasıl önemliyse bugüne baktığımızda Alevi Bektaşilik açısından önemi ve etkisi görülmektedir. Çünkü bu coğrafyayı Osmanlı Türk yurdu yapılmasında Alevi- Bektaşi erenlerinin rolünün ne kadar önemli olduğunu rahatlıkla görmekteyiz. Osmanlı devletinin kuruluş sürecinde erenlerin rolü sadece manevi destekle değil, bizzat hem devlet kuruluşuna katılmak hem de bizzat sultanla birlikte savaşlarda yer alıp başarı göstermekle de var olmuştur. O nedenle de padişahlar tarafından onlara hem yurtluk hem dergah kurmak amacıyla arazi verilerek korunmuş ve desteklenmiştir. Ayrıca onlara vergi muafiyeti getirilmiştir.
Erenlerin bu anlamdaki rolü Balkanlar’da da kendini göstermiştir. O bölgenin yurt edilmesinde babaların kurdukları Dergahlar ve yöre halkıyla ilişkilerinin bağının ne kadar güçlü olduğu ortadadır.Erenlerin Balkan yerleşimine katkıları kadar bu bölgelerde kültür ve sanatın gelişmesine de o kadar katkıları olmuştur. Bugün bile bu bölgede Türk dilinin yaşıyor olmasının nedenleri de erenlerin kurmuş oldukları Dergahların işlevleri nedeniyledir.
Önemi bakımından bazı baba dervişlerin kurmuş oldukları Dergahlar hale canlılığını korumaktadır. 1263 tarihinde Balkanlar’a gelen ilk eren olarak Sarı Saltık bilinir. Ardından Akyazılı-Demir Baba, Seyyid Ali Sultan bunların başında gelir. 1500 lerde Macaristan seferinde Gül Baba’yı unutmamak gerekmektedir. Dolayısıyla işte Batı Trakya’mızın zenginliği bunlardır. Seyyid Ali Sultan’dır. Bu zenginliklere kavga etmeden gözümüz gibi biz bakmalıyız. Başkalarından medet ummak yarı yolda kalmaya benzer. Aynen Emfiyecioğlu örneğinde olduğu gibi.
Şimdi bakalım kimler katıldı.
Etkinliklere katılanlar arasında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Cem Vakfı Çorlu Şubesi Başkanı Muzaffer Birdal ve Yönetim Kurulu üyeleri, Cem Vakfı Edirne Şubesi Başkanı Akın Çetin ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri, Güney Bulgaristan Alevi Bektaşi Derneği Başkanı Mustafa Ali, Seyyid Ali Sultan Dergahı Vakfı Başkanı Ahmet Karahüseyin, bölgedeki birkaç Alevi Dedesi, Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Göktaş ve Yönetim Kurulu üyeleri, Yeni Demokrasi Partisi Evros Milletvekili Anastasios Dimoshakis, SİRİZA Evros Milletvekili Dimitrios Rizos, Doğu Makedonya-Trakya Eyaleti’ni temsilen Maltezos Menelaos, Dedeağaç Üniversite Hastanesi Müdür Yardımcısı Stavros Coidis, Sofulu Polis Merkezi Müdürü Haralambos Vomvelis, Sofulu Bölgesi Askeri Komutanı, Ormaniye Bölge Genel Müdürü katıldı.
Değişik kategorilerde yapılan güreş müsabakalarında Dukidis’in sponsorluğunda er meydanına çıkan Niyazi İbiş önceki hafta olduğu gibi bu hafta da rakiplerine er meydanını yine dar ederek başpehlivan seçildi ve Edirne Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Mustafa Göktaş tarafından Niyazi İbiş’e altın hediye edildi.
2018 yılında Seyyid Ali Sultan Dergahı yağlı güreşlerinde Seçek Yaylası’nda Ağa’lık görevini yapmak üzere gelenek olarak uygulanan Kırmızı Elma er meydanında yapılan tören ve davul zurna eşliğinde Hüseyin Bakkal’a verildi.
Son olarak Seyyid Ali Sultan Dergahı Yöneticileri ve bölge halkı misafirlerle birlikte “Şükür Duası” yaparak etkinlik son buldu.
VİDEO İZLE: http://www.dailymotion.com/video/x5wdoec
VİDEO İZLE: Yükleniyor.