Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Av. Necmettin Hüseyin yaptığı açıklama ile derneğimizin 75.kuruluş yılına doğru yol alırken başta Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlar ve Batı Trakya’daki kardeşlerimiz olmak üzere tüm İslam aleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik etti.
Genel Başkan Av. Necmettin Hüseyin “Son süreçte insanlığın pandemiye odaklandığı bir dönemde her ramazan ayında olduğu gibi maalesef İslam düşmanlığı ile tescillenmiş saldırgan ve sabıkalı İsrail’in devlet terörüne tanıklık ediyoruz.
İsrail’in Gazze Şeridinde başlattığı hava saldırılarıyla adeta insanlık bombalanıyor. Tüm dünyanın sözde kınama açıklamalarından öteye geçilememesi de uluslar arası mekanizmaların ve insani değerlere yaklaşımın, çürümüşlüğünün maalesef tescilini göstermektedir.
Ramazan ayında Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Filistin halkını topraklarından kazımayı hedefleyen tutumu ile Mescid-i Aksa’da ibadete dahi tahammülü olmayan ve bu işin tek sorumlusu ciddi bir devlet yapısı yerine terör yaratan müdahalesi ile İsrail devletidir.
Hangi inançtan olursa olsun baktığımızda Rumeli-Balkanlardaki yangına, Doğu Türkistandaki zulme ses çıkarmayan güruhun yine sessizliğini koruyarak Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Filistin halkına yönelik saldırılara her zaman olduğu gibi sessiz ve tepkisiz kaldığını görüyoruz.
Tarihi yargılamaya kalkanlara diyoruz ki soykırım arıyorsanız işte 1947’den bu yana demografik değişime neden olan ve işlenen cinayetlere bakın. Halen Kudüs’te Filistin de bir soykırım yaşanıyor! Savunmasız, silahsız ve suçsuz Müslüman kardeşlerimiz katlediliyor. İslam dünyasının kırmızı çizgisi olan Kudüs’te adeta insanlık katlediliyor. Bizlere göre, Mescid-i Aksa’da yapılan insanlık dışı İsrail zulmünü ve saldırılarını nefretle kınamanın ötesine 75 yıldır çözüm bulamayan Birleşmiş Milletlerin her üyesi de bu zulmün birinci derecede ortağıdır.
Uluslararası camianın bugün Semavi dinlerden birinin ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’ya saygısızca saldırılar karşısında sessizliği ile merak ediyoruz yarın nerede, kime dini özgürlükler ve inanca saygı konusunda ahkam keserek dem vurabilecek ve etkili olabilecektir. Zulme karşı duramayanlar dünyanın neresinde kime barışı götürüyoruz diyebileceklerdir. 1947 sınırlarında bir Filistin Devleti sınırları için “Yaşasın Tam Bağımsız Filistin!” diyemeyenler kalan son topraklardaki soykırımında nihayete ulaşması ile “Yaşasın İnsanlık Filistin de Katledildi!” mi diyecektir bilinmez. Ama bildiğimiz gördüğümüz bir gerçek var oda inancımıza, insanlık onuruna, İslam dünyasına, Müslümanların değerlerine saldırılmış, masum Filistin halkının Mescid-i Aksa’da ve her noktada kanı akıtılmış, halen akıtılmaya da devam eden bir dünya gerçeğiyle bir kez daha yüzleştiğimizdir.
Bugün tabi bu duygularla öncelikle aklıselimin galip gelmesini ve akan kanın bir an önce durdurulmasını diliyoruz. Bu bayram gününde bu akıl almaz vahşet sona erer diye umut ediyoruz. Dünyada akıtılan kanın devam eden zulümlerin sona ermesini diliyoruz. Doğu Türkistan’daki Uygur Türk’ü kardeşimizin de, Filistin’deki mazlumlarında yüzü gülümsesin istiyoruz. Kanlı bir anı, daha da ötesi maneviyatıyla ön plana çıkan milli ve dini kanlı bayramları insanlığa yaşatmak demek insanın katli demek değil insanlığın katli demektir.
Diğer taraftan baktığımızda da maalesef dünyanın neresinde olursa olsun, bir çok farklı noktada farklı boyutta da olsa yine mazluma karşı zulmün ve şiddetinde gündemden hiç düşmediğini görüyoruz. Bizler nerede olursa olsun baskının, adaletsizliğin, hukuksuzluğun zulmün merkezinde doğmuş büyümüş, hayatını sürdürmüş insanlar olarak bu zulüm ve şiddet olaylarının karşısında olduğumuzu her zaman ifade ettik, bugün de net bir dille ifade ediyoruz. Belki bizler için yaşatılan boyutu farklıdır. Ama son bir yıla baktığımızda yine azınlık olarak zulüm ve baskı ile hukuksuz şekilde her zaman olduğu gibi hak gaspları ile karşı karşıya kalmaya devam ettik.
Mübarek Ramazan ayı içerisinde Ankara’da gözlerimizin önünde gerçekleşen o küstah açıklamalarla Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kimliğini inkar ile bizlere Yunan devletinin yaklaşımındaki acziyetini de bir kez daha gördük. Samimiyetsizliği ve çözümsüzlüğü isteyenlerin o akıl almaz tutumuna tanıklık ettik. Mücadelemizdeki haklılığımızı tescilleyen bir davranışın çözüm niyetinde olmayanların kendi vatandaşı olan ve kendilerine emanet edilen azınlığın değerlerinin nasıl yok sayıldığının, haklarının nasıl çiğnediğine gasp edildiğine bundan sonra da hangi tutumla karşılaşacağımızın tescilli itiraf silsilesini izledik.
“Hak verilmez alınır”
Bilinmelidir ki bu mücadele hukuka dayalı olarak yasal zeminlerde her zaman sürdürüldü sürdürülmeye de devam ediliyor. Gasp edilen haklarımızın iadesi sağlanana kadarda hiçbir zaman bu mücadelenin sona ermeyeceğini eninde sonunda anlayacak, bir gün gerçekçi çözüm arayışında ileri görüşlü Yunan idaresinin ancak bu konuda adım atabileceği gördük demek umudunu da yitirmiyoruz. Klasik sözdür dillerde ifadesi kolay ancak amaca yönelen zorlu yolların tarifidir aslında ama ifade ettiğimiz mücadele yoludur bir kez daha mücadele inancımızla perçinlenen “Hak verilmez alınır” diyoruz.
Mücadele içerisinde hakkımızı alacağımız her yolu denemekten de geri kalmayacağımız bir yolcuğun içerisindeki mücadele neferleri olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Batı Trakya Türk Azınlığı hakkını alacaktır. Onurla şerefle Ne Mutlu Türk’üm diyen biz azınlığın temsilcileri olarak buna inancımızda tamdır.
Değerli Batı Trakyalı kardeşlerim, Ramazan ve pandemi sürecinde tüm şubelerimizin olduğu yerlerde ihtiyacı olan insanlara temas ederek katkı sağlayanlar hayırseverler sayesinde ihtiyacı olanlara ulaşan tüm yönetici arkadaşlarımıza da gayretlerinden dolayı sizlerin huzurunda teşekkür ediyoruz.
Özellikle isminin dahi zikredilmesini hiçbir zaman istemeyen ve bizlerden katkısını hiçbir zaman esirgemeyen bizim insanımız değerli iş adamımızın da bu bayram sürecinde ihtiyacı olan kim var diyerek ulaşabildiğimiz ve kendilerine ifade ettiğimiz tüm ihtiyaç sahiplerinin bu bayram yüzünü gülümsetmesi nedeniyle de kendisine de teşekkürü ayrıca borç biliyorum. Tüm hayırseverlerimizden de Allah razı olsun kazançları daim olsun ve hayırları kabul olsun.
Diğer taraftan son zamanlarda tarafımızdan sabırla izlenen azınlık kurumlarına karşı yönelen yoğunlaşan saldırıların, kurumlarımız içerisindeki sağlam kurumsal yapıya karşı verilmeye çalışan tahrifatlarında devam eden süreç içerisinde en şiddetli şekilde yeri ve zamanı geldiğinde cevabının verileceğinin de bilinmesi gerekir. Kurumların kurumsal yapıları içerisinde, kurumsal hafızasında kişiler gelip geçicidir.
Derneğimiz 1946’dan beri onurlu duruşundan taviz vermeyen tek çatı altında ve tek vücut olan ve bununla her kesimin takdirini toplayan bir kurumdur. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği yöneticileri olarak duruşu ve çizgisi belirli olan yönetim prensipleri ile bu duruşun ve kurumsal geleneğin tavizsiz gereğini de yerine getirmekte bir an dahi tereddüt etmeyecektir.
Mukaddes Ramazan ayını tamamladığımız ve bayrama erişmemiz vesilesi ile duygu ve düşünlerimizi paylaşma fırsatı bulduğumuz bu günde dünyanın baş etmeye çalıştığı pandemi tehdidi nedeni ile tam kapanma koşulları içerisinde bir bayram geçireceğiz. Bu koşullar altında sevdiklerimizle aramıza giren mesafelerin bir an önce ortadan kalmasını diliyoruz. Zalimlerin zulümlerinin ve akan kanında bir an önce durmasını temenni ediyoruz.
Bundan sonraki dönemde dünya üzerinde binlerce insanın kaybına neden olan salgınların, zulmün ve şiddetin sonlandığı, acıların yok olduğu ve savaşların olmadığı, kardeşliğin kazandığı bir dünyada dostça, huzur içinde nice bayramlar geçirmemiz dileği ile tüm İslam aleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ederim” dedi.